KAHRAMANMARAŞ Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) Başkan Yardımcısı, Karacasu Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Burak Orhan Arifioğlu, merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan depremlerden 10 gün sonra fabrikalarının içinden fotoğraflar gönderdi.
Yerinden epeyce oynamış, yana kaymış, “S” çizmiş iplik tezgahlarının görüntüsünün altına şunu yazdı:
Depremin etkisiyle sadece üstünde takılı iplik makaraları dökülen tezgahın görüntüsünün altına şu mesajı ekledi:
Burak Orhan Arifioğlu’nun gönderdiği fotoğraflara bakarken geçen yıl eylül ayında Başkonuş Yaylası’nda gerçekleşen “Kahramanmaraş Ekonomi Zirvesi” vesilesiyle kente gittiğimizde yaptığımız Karacasu Tekstil tesisleri turunu anımsadım.
Burhan Orhan Arifioğlu, Karacasu Tekstil Genel Müdürü Fatih Işık ve Ar-Ge ekibi birlikte “akıl teri” dökmüş, yeni bir iplik boyama makinesi geliştirmişti. O tur sırasında aldığım notlardan yazdığım yazının başlığı şöyleydi:
Fatih Işık, makinenin özelliklerini şöyle özetlemişti:
- Normalde pamuk ipliği boyanırken su 60-105 dereceye kadar ısıtılır. Boyama tek renk yapılır. Bizim makine aynı makaraya sarılan ipi 5 farklı tonda boyayabiliyor. Boyama için oda sıcaklığı yetiyor. 1 ton ipliği boyamak için 120 ton yerine 40 ton su yetiyor.
Geçen hafta Hakan Güldağ, Şeref Oğuz, Handan Sema Ceylan, Mehmet Bars ve Ali Eskalen’le birlikte Kahramanmaraş’ta fabrikaları gezerken Karacasu Tekstil’e de uğradık. Burak Orhan Arifioğlu’nun fotoğraflarını gönderdiği makinelerin deprem sonrası halini yerinde gördük.
Hakan Güldağ, “Nasıl Bir Ekonomi YouTube” kanalı için fabrikada yaptığımız çekim sırasında Fatih Işık’a geliştirdikleri iplik boyama tezgahının 7.7 ve 7.6’lık depremlerde yerinden oynamamasını nasıl sağladıklarını sordu.
Işık, söze deprem sır
asındaki görüntülerden girdi:
- Güvenlik kameralarının kaydından deprem anı görüntüleri izledik. Bazı makineler 15-20 santim zıplayarak kaymış. Sağa kayan var, sola kayan var. Kamera kayıtlarına göre 101 saniye süren bir hareket söz konusu.
Makineyi geliştirirken nelere dikkat ettiklerine vurgu yaptı:
- Teknik açıdan, statik açıdan, dinamik yönden nelerle karşı karşıya kalabileceğimizin hesaplarını yaptık. Makine üzerindeki titreşimleri inceleyerek statiklerimizi geliştirdik.
Kahramanmaraş’ın deprem bölgesi olduğunu dikkate aldıklarını kaydetti:
- Dönem dönem 2.3, 2.5, 3.5 gibi titreşimler yaşadık. Bu titreşimler makinenin işlevine zarar vermesin diye tolerans sınırlarını belirlemek için titreşim yüklemesi yaptık. Bu titreşimleri esas alarak makineyi statik ve dinamik hareketleri de inceleyerek sabitledik.
Makinenin tabana sabitlenmesini sağlayan noktaları gösterdi:
- Makinemizi pabuçlarla tabana sabitledik. Bazı papuçların olduğu noktalarda betonun sadece talaşının kalktığını gördük. Makinenin kendisi yerinden kımıldamamış. Herhangi bir hareket izi yok.
Yeri gelmişken fabrika binalarıyla ilgili şu detaylara indi:
Almanya’dan ithal edilen makinelerin durumu üzerinde durdu:
- Dinamik hareketleri dikkate almayan üreticilerin makinelerinin tamamı yerinden oynamış. Kimi sağa, kimi sola kaymış.
Bu durumu şöyle açıkladı:
- Almanya’da fay hatları olmadığı için belki de işin bu tarafı
incelenmemiş olabilir.
Japonya’dan ithal edilen makinelerin durumunu merak ettim, anlattı:
- Japonya’dan aldığımız makinede dinamik açıdan inceleme yapıldığını
gördük. Japonya’dan aldığımız makinenin sadece 3-4 santim kaymış olması bize bu durumu kanıtlıyor. Yani,
Japon makinesi Alman’a göre daha az hasarlı.
Yerinden ciddi boyutta oynayan, yana kaymış makineleri gösterdi:
- Bu makineleri yeniden yerine oturtma mücadelemiz 3-9 ay zaman alacak.
İplik boyama makinesinin prototipinde yakaladıkları başarılı düzey Arifioğlu ailesini adım adım makine sektörü oyuncusu olmaya yöneltir mi?
HAKAN Güldağ, Şeref Oğuz, Handan Sema Ceylan, Mehmet Bars ve Ali
Eskalen’le birlikte İSKUR Tekstil’i gezerken Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, İSKUR Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Kurtul’u aradı.
Kurtul, arayanın Zeki
Kıvanç olduğunu söyleyince bizim de konuşmaya katılmamız için telefonun hoparlörünü açtı. Kıvanç’a Kahramanmaraş’tan Adana’ya da geçeceğimizi söyledik, şu yanıtı verdi:
- Kahramanmaraş’taki iş dünyası temsilcilerini ziyarete geldim. 10 dakikaya İSKUR’dayım.
Kıvanç, İSKUR tesislerinin yanan bölümünü, iplik tezgahlarının nasıl yan yattığını görünce Adana’daki durumla ilgili tartışmayı aktardı:
-
İş dünyasından bazı arkadaşlarımız Adana’nın gündeme gelebilecek depreme özel teşvikler kapsamında Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya statüsünde sayılmasını talep ediyor. Onlara, “Çok şükür Adana’da sanayi açısından büyük sıkıntı yok” cevabı veriyorum.
Kahramanmaraş Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Narlı, İSKUR Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Kurtul, Gaziantep’e işaret etti:
- Deprem teşvikleri belirlenirken Gaziantep gibi bazı illerimizde ilçe bazlı hareket edilmesinde fayda görüyoruz. Gaziantep’in İslahiye ilçesi depremden büyük yara aldı. Orada da çok can yandı. Teşviklerin Gaziantep genelini kapsaması bizce doğru olmaz.
İLK işaret, depremlerin ilk günlerinde Mil-May Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Tanrıverdi’den geldi:
- Yabancı alıcılar depremi pek dikkate almıyor. Siparişlerinin zamanında teslimini istiyor. Biz de Malatya’daki fabrikamızda üretemediğimiz bazı siparişleri farklı illere kaydırıp sözümüzü tutmaya çalışıyoruz.
Benzeri bir örneği Hakan Güldağ ve Şeref Oğuz’la birlikte ziyaretimiz sırasında Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı, Bossa Yönetim Kurulu Başkanı İsrafil Uçurum da verdi:
- Bazı yabancı alıcılar “Fabrikanız depremde zarar gördü mü? Üretime devam edebiliyor musunuz?” diye sorup duruyor. Biz Adana’da üretimde sıkıntı olmadığını anlatıyoruz.
Yabancı alıcının bu sorusunun nedeninin siparişlerinin aksamaması olduğunu kaydetti:
- Siparişlerinde aksama işareti aldıkları anda alternatif tedarik merkezlerine kaymaları söz konusu olabilir. Bu konuda çok dikkatli olmamız gerekiyor.