Küresel enerji sistemindeki travmatik değişim sürerken, Türkiye’nin bölgesel gücü ve etkisi yükselişte. Avrupa ana karası çetin geçecek bir kışa hazırlanırken, Türkiye’nin güneşi parlıyor. Tüm zorluklara rağmen, karşımızda olumlu ve umut vadeden bir resim beliriyor.
Sektörün önde gelen yöneticileri, Türkiye’nin kurulu gücünün 100.000 megavatı aştığını ve tamamının özel sektör tarafından gerçekleştiğini haber veriyorlar. Bunların önemli bir bölümü ise yenilenebilir enerji kaynaklı... Büyüklüğü 54.000 megavat... Söz konusu yatırımların tamamına yakın bölümü 2000’li yıllardan sonra yapılan yatırımlar.
Ayrıca ülkenin rüzgâr, güneş ve biokütle kapasitesinin yüksekliği de dikkat çekici. Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak politikalara ihtiyaç duyuluyor. Değişimin yeni duraklarını keşfetmek için COP27 merakla bekleniyor. Yeşil dönüşümün reçetesi titizlikle hazırlanmayı beklerken, enerjide yeni fırsatlar kapımızı çalmaya devam ediyor.
2009’dan beri Türkiye’de aktif çalışan yatırım bankaları, Türkiye’nin performansından memnun. 2021 kayıtlarına göre, yıllık 2 milyar euroyu bulan bir büyüklüğe erişmiş bulunuyor sadece Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası’nın Türkiye direktörlüğü... Yüksek enflasyon ve oynaklıklar projeleri olumsuz etkilese de uzun dönemli ‘yeşil dönüşüm finansmanı’ etkin ilerliyor. Önümüzdeki dönemde karbon yoğun sektörleri stratejik gündemler beklerken, hidrojende fırsatlar kapımızı çalıyor. Türkiye sınırsız bir enerji kaynağı olan güneşte parıltılı bir ivme yakalamış görünüyor.
Türkiye’nin bölgesel gücü ve riskleri yükseliyor…
Türkiye, ‘müzakereci’ ve ‘uzlaştırıcı’ rolüyle uluslararası planda aranılan bir ülke görünümü veriyor. Avrupa’ya köprü, Asya’da ise vazgeçilmez. Avrupa’nın, yaptırımların savaşın panzehiri olmadığını da görmeye başlaması halinde, daha umutlu bir ekonomik tablo da belirebilir.
Türkiye’nin Rusya ile derinleşen bağları ise Batı’nın merceğinde... 27 üyeli Avrupa Bloğu Türk-Rus işbirliğini "giderek daha yakından" izliyor. Türkiye ve Rusya için artan siyasi riskler enerjide yeni fırsatları ve krizleri eş zamanlı haber veriyor.
Putin, Ağustos ayında Erdoğan’ın bir Soçi ziyaretinde, inşaatı tamamlanan Türk Akım doğal gaz proje hattının Rus doğal gazını Avrupa’ya sevk eden önemli hatlardan biri haline geldiğini önemle vurgulamıştı. Türkiye’nin enerjide artan bölgesel gücüne vurgu yapmıştı. Türk Akımı, diğer yönlere doğal gaz sevk eden hatlardan farklı olarak, düzenli ve eksiksiz şekilde çalışmaya devam ediyor çünkü... Sadece Türkiye’ye doğal gaz sevk etmiyor, Avrupa tüketicilerine de gaz aktarıyor. “Avrupa, Rusya’dan kesintisiz doğal gaz akışı dolayısıyla Türkiye’ye minnettar olmalıdır." diyor Putin… Ve Türkiye’ye petrol, kömür ve doğal gazı herhangi bir sıkıntı çekmeden ihraç ettiklerini, nükleerde de büyük bir işbirliği içinde olduklarının altını çiziyor.
Peki, Şanghay sonrası yeni ve zorlu bir enerji denklemi mi geliyor?
Özbekistan'ın Semerkant şehrinde 15-16 Eylül tarihlerinde gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün 22. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi’nde, tarihi bir konjonktürde dünya gündeminde yer edindi. Zirveye örgüte üye Rusya, Çin, Hindistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Pakistan ile örgütün gözlemci üyesi Belarus, Moğolistan ve İran'ın devlet başkanları ile Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in özel davetlisi olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov da katıldı.
Şanghay Zirvesi’nin enerji yansımalarını uzun dönemde göreceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay’da 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan düzenin krizleri çözme kabiliyetini yitirdiğine dikkat çekerek, değişen dünyaya ve yeni dengelere işaret etti.
Ve STK’larımız ile enerji kuruluşlarımızın haber sayfaları da DÜNYA ENERJİ’de yayında! Yepyeni fırsat ve gelişmelerle dopdoluyuz! İzleyin, okuyun, yeni projeler geliştirin. Enerji ebedi hayattır!