Madrid’de devam eden COP25 İklim Zirvesi’nin en önemli gündem maddelerinden biri, AB'nin Brüksel'de yayımlayacağı Yeşil Düzen Belgesi. Bu belge; AB'nin Ekim 2020'de yasasını geçirmeyi planladığı Yeşil Düzen hakkında 5 yıllık iş planı içeriyor. Planda, özellikle karbon emisyon hedefi hakkında ve emisyon kontrolü ile ilgili atılacak adımlar hakkında önemli bilgiler olacak. Daha da önemlisi, “Carbon Border Adjustment Mechanism” adı verilen ve ihracata karbon vergisi getirmeyi hedefleyen uygulamanın bu planda yer alması bekleniyor.
AB, bu vergi mekanizması ile, ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmeyi planlıyor. Böyle bir vergi, AB ile ticarette düşük emisyonlu ülkeleri, yüksek emisyonlu ülkelere göre daha avantajlı bir konuma getirebilecek.
Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan “sınır karbon vergisi” bir süre önce Avrupa Komisyonu'nun iklimden sorumlu üyesi Frans Timmermans tarafından tanıtılmıştı. Timmermans, çevre ve hava kirliliği konusunda standartları olan Avrupalı firmaların, bu standartlara uymayan ülkelerdeki şirketlere karşı yaşadığı haksız rekabeti engellemek için yeni bir ithalat vergisi üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı.
Bu verginin başlıca hedefinin Avrupa çelik üreticileri ve enerji yoğun diğer sanayileri korumak olduğu ifade ediliyor. Nitekim Çin, AB’nin bu yeni gündeminden sonra yayınladığı bir raporda, sınır karbon vergisinin “iklim konusunu ticari korumacılığa yönlendirdiğini” dile getirdi. Hatta, Çin Çevre Bakan Yardımcısı Zhao Yingmin, tek taraflı girişimlerin ve ticari korumacılığın, ülkelerin iklim değişimiyle hep birlikte mücadele etme isteklerini kırdığını ifade etti.
Sektörler 2021 yılında açıklanacak
Avrupa Komisyonu belgelerine göre, sınır karbon vergisi uygulanması planlanan sektörler 2021 yılında açıklanacak. Verginin ilk olarak çelik, beton ve alüminyum sektörlerinde test edileceği de gündemde. Bu uygulamanın Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal edip etmeyeceği ise, henüz soru işareti…
Bu arada, İklim Zirvesi’nde Türkiye adına konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıklamaları Türkiye’nin pozisyonun değişmediğini ortaya koyuyor. Kurum, "İklim değişikliği ile devamlı suretle mücadele eden ülkemizin bu rejimde geri bırakılması düşünülemez. Ülkemizin haklı taleplerinin koşulsuz olarak değerlendirilmesi gerekmektedir” derken, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede kararlı olduğunu ve sistemde adil bir yer aradığını söylüyor.
Öte yandan Germanwatch ve NewClimate Institute tarafından açıklanan yıllık İklim Performans Endeksi’nde ise, Türkiye, 57 ülke arasında 48. sırada yer alıyor ve çok düşük performans gösteren ülkeler arasında değerlendiriliyor. Sera gazı emisyonları, yenilenebilir enerji, enerji kullanımı ve iklim politikası kategorilerinde 14 gösterge doğrultusunda hazırlanan endeksin ilk üç sırası boş, çünkü hiçbir ülke henüz Paris Anlaşması hedeflerini yerine getirebilmiş değil. En iyi performans dördüncü sırada yer alan İsveç’e ait. Listenin son sırasında ise ABD var…