“Atıklar öncelikle ülke içinden toplanarak geri dönüştürülmeli”

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “AB ülkeleri ürettikleri atıkların ihracını zorlaştırıcı, Birlik içinde değerlendirilmesini teşvik edici önlemler alıyor; çünkü döngüsel ekonomide, ülkeler için ürettikleri atıklar birer kaynak” diyor.

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye gönderilen plastik atıkların miktarı 2004’ten bu yana 173 kat arttı. Eurostat verilerine göre Avrupa’nın plastik çöpünü en çok alan ülke Türkiye. Türkiye yalnızca Avrupa’dan 2019 yılında 582 bin 296 ton plastik atık ithal etti. Diğer yandan, Çin’in AB ülkelerinden çöp ithalatı 2009’daki 10,1 milyon tondan 2019’da 1,2 milyon tona geriledi. Çin 1 Ocak 2021’den itibaren yabancı çöp ithal etmeyeceğini açıkladı.

Bu konuda görüşlerini aldığım ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) Genel Sekreteri Mete İmer, “ÇEVKO Vakfı olarak biz, plastik ve diğer atıkların öncelikle ülke içinden toplanarak geri dönüştürülmesini savunuyor ve bu konuda çalışıyoruz” diyor.

İmer’in yorumları şöyle: “Türkiye’de plastik de dahil geri dönüştürülebilir ambalaj atıklarının toplanması ve ayrılması için, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2017 yılı verilerine göre, bakanlıktan lisans almış özel 527 toplama-ayırma tesisi ve 665 geri dönüşüm tesisi var. Aynı verilere göre 310 belediyenin de ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması için bakanlıktan onaylanmış ambalaj atığı yönetim planları bulunuyor. Ülkemiz, atıkların hem yurtiçinden toplanması ve ayrılması hem de geri dönüştürülmesi için altyapı ve kapasiteye sahip. Yurtdışından çöp getirilmesi genel anlamda yasak; belli koşullarda atık ithalatı ise bakanlığın iznine ve denetimine bağlı. Diğer yandan, eğer geri dönüşüm tesisleri kapasitelerini kullanmak için hammadde olarak plastik atıkları yurtdışından ithal etmeyi tercih ediyorsa, bunun nedenlerini araştırmak gerekir düşüncesindeyiz. Plastik atıkların, ithalatla kıyaslandığında, uygun maliyette, iyi kalitede, düzenli ve yeterli miktarlarda yurtiçinden toplanıp, bu tesislere sevk edilmesinde yaşanan sorunların ortaya çıkarılması ve bu sorunların çözülmesi için gerekirse teşvik kullanılması gerekir. Nitekim AB ülkeleri de ürettikleri atıkların ihracını zorlaştırıcı, Birlik içinde değerlendirilmesini teşvik edici önlemler alıyor; çünkü döngüsel ekonomide, artık, ülkeler için ürettikleri atıklar birer kaynak.”

Ambalaj atığı çöp değil, fırsat

Mete İmer, “Tüketicinin, elinde tuttuğu ambalaj atığını bir çöp olarak değil, ülke ekonomisine katkı sağlayabileceği bir güç, bir fırsat, bir kaynak olarak algılamasını sağlamak, bu farkındalığı geliştirmek ve yaymak istiyoruz” derken, çalışmaları hakkında şu bilgileri veriyor: “Dünya Bankası verilerine göre, dünya genelinde yılda 270 milyon tonun üzerinde atığın geri dönüşümü gerçekleşiyor. Uluslararası Geri Dönüşüm Ofisi verilerine göre bu alanda 200 milyar dolarlık küresel bir ekonomi söz konusu. Ülkemizde, bin 800’ü aşkın ekonomik işletmenin geri dönüşüm yükümlülüklerini üstlenmiş olduğumuz 2019 yılında, 563 bin 554 ton ambalaj atığının geri dönüştürüldüğünü belgeledik. 2020 yılında da yaklaşık 2 bin 300 ekonomik işletmenin 580 bin ton ambalaj atığının toplanıp geri dönüştürülmesi için çaba harcıyoruz.

Döngüsel ekonomi AB şirketlerine 600 milyar Euro yıllık kazanç sunacak

ÇEVKO’nun son yıllarda özellikle iklim kriziyle savaşım ve döngüsel ekonomiye geçiş olmak üzere iki konuya odaklandığını ifade eden Mete İmer, “Endüstrileşme ve kalkınma sürecinde uygulanan, kısaca ‘üret-kullan-at’ diye tanımlanabilecek doğrusal ekonomi modeli, hızla artan nüfusla birlikte kısıtlı kaynakların yok olmasına yol açıyor ve sürdürülebilir kalkınmayı tehdit ediyor. Döngüsel ekonomi modelinin temelinde ise atıkların kaynak olarak kullanılması, yani geri dönüşümün ileri bir aşaması olan ‘yukarı dönüşüm’ ve 'sıfır atık’ vizyonu bulunuyor. Avrupa Birliği Komisyonu raporuna göre döngüsel ekonomi, atıkların önlenmesi, eko-tasarım, tekrar kullanım sayesinde AB üyesi ülkelerdeki şirketlere 600 milyar Euro, ya da yıllık cirolarının yüzde 8’i mertebesinde net kazanç potansiyeli sunuyor. Ayrıca, döngüsel ekonomiye geçiş sayesinde, sera gazı salımında yüzde 2-4 aralığında düşüş sağlanması bekleniyor.”

“Nereye Atayım?”

ÇEVKO’nun bu yıl hayata geçirdiği “Nereye Atayım? Sıfır Atık Saha Bilgi Yönetim Sistemi” projesi, belediyelerin kendi sorumluluk alanındaki tüm atıkları yönetmesi için bütünsel bir çözüm sağlıyor. Mete İmer, “11 öncü belediyede ‘Nereye Atayım?’ olarak adlandırdığımız bu sistemi uygulamaya başladık. Sistem; akıllı şehir altyapısı için, toplumsal verimliliği artıran, maliyetleri azaltan, sürdürülebilir ve kullanıcı dostu bir bütünsel çözüm sunuyor. Sıfır atık yönetimini ölçülebilir, saydam ve raporlanabilir kılıyor” diyor.

ÇEVKO Akademi kuruldu

Sürdürülebilir kalkınma için sürdürülebilir bir geri dönüşüm sisteminin büyük önem taşıdığını ifade eden Mete İmer, 1991 yılında kurulan ÇEVKO Vakfı’nın 29 yıllık deneyimini ve bilgi birikimini ÇEVKO Akademi çatısı altında sunduğu eğitim modülleri ile sanayi kuruluşlarının hizmetine sunuyor. ÇEVKO Akademi, ISO 14001 belgesine sahip her işletmenin senede en az bir kere personellerine aldırmak zorunda olduğu Çevre ve Sıfır Atık eğitimlerinin yanı sıra; yakın bir zamanda yürürlüğe giren ve her kesimden üretici ve ithalatçıları ilgilendiren çevre konulu yönetmelikler ve uygulamalarla ilgili detaylı eğitimler sunacak. ÇEVKO Akademi ilk etapta, Sıfır Atık Sistemi, GEKAP Yönetmeliği, Depozito Sistemi gibi önemli konularda sektörlerde bulunan soru işaretlerini gidermeyi amaçlıyor. Mete İmer, ÇEVKO Akademi eğitimlerine ekim ayı içinde başladı. Ekim ve kasımda yapılan 6 eğitimde toplam 23 kişilik katılım gerçekleşti. Eğitimlerimizde öncelikle, yakın zamanda yürürlüğe giren yönetmelikler ve uygulamalarla ilgili ayrıntılı içerikler sunuyoruz” diyor.

Tüm yazılarını göster