Denizcilik sektörü küresel emisyonların yaklaşık yüzde 3’üne neden oluyor. Küresel ticaretin artması ile birlikte bu oran her yıl düzenli olarak artış gösteriyor. 2050 yılına kadar “net sıfır emisyon”a ulaşmayı hedefleyen Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu Emisyon Ticaret Sistemi’ni deniz taşımacılığına genişletmek istiyor. Mevcut sistem şu anda, Avrupa uçuşları yapan havayollarının, enerji santrallerin ve fabrikaların yol açtıkları emisyonlarını karşılamak için kirlilik izinleri satın almalarını gerektiriyor.
Avrupa Birliği, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) çerçevesinde gemi firmalarının atmosfere saldıkları karbondioksit için vergi ödemelerini talep ediyor. Bu nedenle hedefi 2022 itibariyle, sektörü sisteme dahil etmek. Fakat gerek uluslararası deniz kanunlarının karmaşıklığı, gerekse AB dışı ülkelerin ayak diremesi nedeniyle bu dönüşüm pek kolay olacak gibi görünmüyor.
AB hedeflerinin yanı sıra, Birlemiş Milletler çatısı altındaki Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) tarafından sektörün daha yeşil olabilmesi adına atılmak istenen adımlar da, bazı ülkeler tarafından “yüksek maliyet” nedeniyle bloke edilmeye çalışılıyor.
Son olarak, Japonya, Güney Kore ve uluslararası denizcilik şirketlerinden oluşan bir grup, Avrupa Birliği’ni denizcilik sektörüne getirmeyi planladığı ek karbon vergisi konusunda uyardı.
Ticarette gerilimi artırır
Güney Kore hükümeti tarafından yapılan açıklamada; “AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi’nin uluslararası gemicilik sektörünü kapsaması, küresel deniz taşımacılığı ve ticaretini hem çevresel bütünlük hem de sürdürülebilirlik açısından olumsuz etkileyecektir” yorumları yer aldı.
Japon hükümeti ise Avrupa Komisyonu’na ilettiği belgelerde, “Kapsam sadece AB içi nakliye ile sınırlı olsun olmasın, AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi’ni uluslararası nakliyeyi kapsayacak şekilde genişletmesi önerilen bir yol değildir” ifadelerini kullandı.
Ülkelerden yapılan açıklamalarda, gemicilik sektörünün AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne dahil edilmesinin ticaret ilişkilerinde ciddi bir gerilim yaratacağı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, vergi ödememek için Avrupa’ya uğramamaya çalışacak olan gemilerin daha uzun yollardan gitmek zorunda kalarak, daha fazla karbon emisyonuna yol açabileceklerine de dikkat çekiliyor.
IMO ve AB arasındaki temel fark
Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) hayata geçirdiği farklı önlemlerle gemicilik sektörünün yol açtığı emisyonları 2050 yılına kadar yarı yarıya azaltmayı hedefliyor. IMO’ya göre, AB’nin uygulamak istediği plan, tüm bu çabaları hiçe sayar nitelikte. Sektör uzmanları ise IMO’nun önlemlerinin yeterli olmadığını, bu konuda daha fazla önlem alınması gerektiğini ifade ediyorlar. Yeşiller üyesi Avrupalı Parlamenter Jutta Paulus tarafından hazırlanan raporda, AB limanlarını kullanan gemilerin 2030 yılına kadar emisyonlarını 2018 yılındaki emisyon düzeylerine kıyasla yüzde 40 oranında azaltmış olması gerekeceği yer alıyor.
IMO da, yüzde 40 hedefi doğrultusunda önlemler alıyor, ancak AB ile IMO arasında önemli bir fark var: IMO, 2018 değil, yaşanan küresel finans krizi nedeniyle emisyon değerleri oldukça düşük olan 2008 seviyesini baz almak istiyor.
Vergiler çevreci teknolojilere gitmeli
Dünya ticaretinin yüzde 90’ını temsil eden denizcilik sektörünün en üst çatı kuruluşu olan BIMCO (The Baltic and International Maritime Council - Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi) ve Dünya Denizcilik Konseyi de, sektörün karbon piyasasına dahil edilmesi için daha çok erken olduğunu düşünüyor. Bunun başlıca nedeni ise, emisyonları azaltmak için ticari anlamda güvenilir teknolojilerin olmaması. Aslında Paulus, raporunda bu konuya da değiniyor ve sektörden toplanacak ek vergilerin önemli bir kısmının yeniden gemi sektörüne yatırılarak çevre dostu motorlar, limanlar ve işletme süreçleri için harcanması gerektiğini söylüyor. Paulus, bunun için ‘Denizcilik Emisyon Azaltım Fonu’ adı altında bir fon kurulmasını ve ETS’ye dahil edilmesini öneriyor.
Karbon piyasası kurallarına 2 ay erteleme
►Avrupa Komisyonu, karbon piyasalarına yönelik yapacağı yeni düzenlemeleri 2020 yılı sonuna kadar tamamlayacağını açıklamıştı. Fakat Komisyon’dan yapılan son açıklamada regülasyonların 2021 Şubat ayında tamamlanacağı ifade edildi. AB karbon piyasası, kirletenleri emisyonlarını sıfırlamak için karbon izni almaya zorluyor, ancak karbon maliyetlerinden kaçınmak için şirketlerin Avrupa dışına taşınmasını engellemek amacıyla bazı ücretsiz izinler de veriyor. Yeni tasarıda bu izinlerin azaltılacağına dair söylemler var. Karbon izinlerinin sınırlandırılması, büyük kirleticilere milyonlarca Euro’ya mal olabilecek. Komisyon’dan yapılan açıklamada, 11 bin fabrika ve enerji santralinden toplanan verinin incelendiği ve bu incelemelerin sonucunda 2021-2025 karbon izinlerinin belirleneceği ifade ediliyor.