Müzakere süreci 2012 yılında başlayan RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) Anlaşması, Kasım 2020’de Çin, Japonya, Güney Kore, Avusturalya, Yeni Zelanda ve ASEAN (Kamboçya, Endonezya, Laos, Myanmar, Filipinler, Tayland, Brunei, Singapur, Malezya, Vietnam) ülkelerinin aralarında bulunduğu 15 ülke tarafından imzalanmıştı. İmzalandığı zaman RCEP Anlaşması ile dünyanın en büyük ticaret blokunun oluştuğundan, dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin Asya Pasifik’e doğru kayışını ivmelendirme ihtimalinden ve ülkemizin bu dev bölgeselleşmeden nasıl etkilenebileceğinden çokça bahsetmiştik. RCEP 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle Avusturalya, Çin, Japonya, Yeni Zelanda ile ASEAN ülkeleri olan Brunei, Kamboçya, Laos, Singapur, Tayland ve Vietnam’da yürürlüğe girdi. Güney Kore’de 1 Şubat’ta yürürlüğe girecek olan Anlaşma’nın Endonezya, Malezya, Filipinler ve Myanmar’da ise onay süreci devam ediyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan RCEP’in olası etkilerine yönelik analizlere göre anlaşma üye ülkeler arasındaki ticarete yaklaşık 42 milyar dolar katkı sağlayacak. 42 milyar dolarlık katkının 17 milyar dolarlık kısmının anlaşmaya taraf ülkelerin kendi aralarındaki ticaret artışından, 25 milyar dolarlık kısmının ise anlaşma dışında kalan ülkelerin bölgeye yönelik dış ticaret paylarını taraf ülkelerin almasından kaynaklanacağı öngörülüyor. RCEP Anlaşması'ndaki gümrük vergi oranları indirimlerinden en fazla Japonya'nın fayda sağlayacağı sonucuna ulaşılıyor. Japonya'nın bölgeye olan ihracatının 2019 yılındaki seviyesine oranla %5,5 (20 milyar dolar) artacağı tahmin ediliyor. Ayrıca Avusturalya, Çin, Güney Kore ve Yeni Zelanda anlaşmadan önemli faydalar sağlayacak ülkeler olarak sıralanıyor. Diğer yandan, RCEP Anlaşması'nın Kamboçya, Endonezya, Filipinler ve Vietnam'ın ihracatında bir azalışa sebep olabileceğine dikkat çekiliyor. Bu durumun sebebi olarak Anlaşma kapsamında değişen gümrük vergi oranlarının mevcut ticaret akışını değiştirecek olması gösteriliyor. Örneğin, Çin'in Vietnam'dan gerçekleştirdiği ithalatın bir kısmının Anlaşma kapsamında oluşacak yeni gümrük vergisi oranları kapsamında Japonya'ya kayma olasılığı bulunuyor. Ancak yine de RCEP Anlaşması sonucu oluşabilecek olumsuz etkilere karşın bu ülkelerin anlaşmaya dahil olmasının, Anlaşma'nın dışında kalmaları senaryosuna kıyasla kendileri için çok daha avantajlı olduğu vurgulanıyor. Yine, örnek olarak Tayland’ı ele alırsak, bu ülke için Anlaşma ile birlikte oluşacak dış ticaret artışının getirdiği katkı, mevcut dış ticaretin yön değiştirmesinin sebep olduğu negatif etkinin üzerinde. Bu kapsamda UNCTAD, gümrük vergisi oranlarındaki azalış ile birlikte RCEP Anlaşması'nın tüm üye ülkeler için fayda sağlayacağını ve bu faydanın özellikle Anlaşma dışında kalan ülkelerin bölgeye gerçekleştirdikleri ihracat payının RCEP üyeleri tarafından alınması ile gerçekleşeceğini belirtiyor.
RCEP’in, anlaşmanın dışında kalan ülkelerin bölgeye yönelik ihracat paylarının azalmasına sebep olması şaşırtıcı olmayacak. UNCTAD’a göre değer bazında en olumsuz etkiyi Avrupa Birliği, ABD, Tayvan ve Hong Kong hissedecek. Ancak, bu ülkelerin kayıplarının toplam ihracatlarına oranlandığında göreceli olarak az olduğunu söyleyebiliriz. Bangladeş, Pakistan, Sri Lanka gibi ülkelerin toplam ihracatları içinde RCEP üyelerinin payı fazla olduğu için bu ülkelerin RCEP Anlaşması neticesinde önemli seviyede ihracat kaybı yaşamaları bekleniyor. Bangladeş'in mevcut durumda RCEP üyelerine gerçekleştirmekte olduğu toplam ihracatın %12'sini kaybetme riski bulunuyor.
Türkiye'nin RCEP kapsamında yer alan 15 ülke ile gerçekleştirdiği dış ticaret verilerini incelediğimizde, 2020 yılında bu ülkelerin 10'una ticaret açığı verdiğimizi görüyoruz. RCEP üyesi 15 ülkeye 2020 yılında toplam ihracatımız 6,4 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ithalatımız 37,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Dış ticaret açığımız 31,1 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’nin RCEP Anlaşması’na taraf ülkelere gerçekleştirdiği ihracatın toplam ihracata oranı %3,8. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülke yaklaşık 2,7 milyar dolar ile Çin olurken, en fazla ithalat gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında 22 milyar dolar ile Çin yine ilk sırada yer alıyor. UNCTAD, RCEP ile Türkiye’nin bölgeye olan ihracatındaki azalışın çok kısıtlı olacağını ve ihracat değeri açısından kaybın 200 milyon dolar seviyesinde olacağını tahmin ediyor.
RCEP’e taraf ülkelerin kendi aralarında uyguladıkları birçok Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ve Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) ile birçok ürün grubunda zaten gümrük vergileri sıfırlanmış veya oldukça düşük seviyeye indirilmiş durumda. Ancak, RCEP Anlaşması kapsamında belirli ürün gruplarında gümrük vergilerinin 20 yıllık zaman dilimi içinde daha da düşürülmesi planlanıyor. Bu nedenle, Anlaşma’nın Türkiye ihracatına olan etkilerinin ülke ve ürün grubu bazında incelenmesi faydalı olacaktır. Örneğin, Türkiye'nin Avusturalya'ya en fazla ihracat gerçekleştirdiği ürün grubu olan ve 7214.20 GTİP’inde işlem gören “Köşeli Çubuklar (Çentik, Yiv, Oluk vb. Şekil Bozuklukları Olan)” ürün grubunda Türkiye, Avusturalya’nın GTS kapsamında %0 gümrük vergisinden yararlanıyor. GTS ve diğer STA’lar kapsamında RCEP Anlaşması'na taraf ülkeler de Avusturalya’ya söz konusu ürün grubundaki ihracatlarında %0 gümrük vergisinden faydalanıyor. Dolayısıyla bu ürün grubunda Türkiye’nin Avusturalya’ya gerçekleştirdiği ihracat üzerinde RCEP Anlaşması’nın gümrük vergisi bazında belirgin bir etkisinin olmayacağını söyleyebiliriz.
Türkiye’nin RCEP Anlaşması’na taraf olan 3 ülke ile STA’sı var. Bu ülkeler Singapur, Malezya ve Güney Kore. Türkiye-Singapur STA’sının, Türkiye’nin Çin ve Hindistan gibi Asya pazarlarına ulaşması açısından da büyük önem taşıdığı değerlendiriliyor. Türkiye’nin STA müzakerelerinin sürdüğü veya anlaşma adımlarının atıldığı ülkeler arasında Japonya, Tayland, Endonezya ve Vietnam gibi RCEP Anlaşması’na taraf ülkeler bulunuyor.
Diğer yandan, Türkiye’nin ihracatının üçte ikisinin ülkemize ortalama uzaklığı 2000 km mesafede bulunan ülkelere yapılıyor ve bu menzili artırmak üzere geçtiğimiz yıl strateji çalışmalarına başlandı, bu stratejide Asya Pasifik de yer alıyor. Ticaret Bakanlığının “Uzak Ülke Stratejisi” kapsamında, 85 trilyon dolar büyüklüğe sahip ve dünya ekonomisinden % 64 pay alan, Türkiye’ye ortalama mesafesi 8 bin 500 kilometre olan 18 adet seçili ülkeye yönelik ihracatımızın artırılması hedefleniyor. Uzak Ülke Stratejisi için belirlenen 18 ülke ABD, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Kanada, Malezya, Meksika, Nijerya, Pakistan, Şili, Tayland ve Vietnam. Uzak Ülke Stratejisi kapsamında ihracatımızın artırılması amaçlanan 10 tanesi RCEP ülkesi. Bu ülkeler ayrıca, Bakanlığın ihracata yönelik devlet destekleri programlarında ilave destek oranı sağladığı “Hedef Ülkeler” listesinde de yer alıyor. Dolayısıyla tüm bu ticaret politikaları, Türkiye’nin RCEP’in değiştirebileceği ticaret akışlarından fırsat yaratabilmesini sağlayabilecek durumda.