20. yüzyılda Batılı ülkeler ile “Demir Perde” arasındaki soğuk savaşın en hareketli cephesi Avrupa kıtası olmuştu.
21. yüzyıldaki yeni “Soğuk Savaş”ta ise asıl rekabet alanının Asya olacağının belirtileri kendini gösteriyor. ABD ve müttefiklerinin uzak Asya’da attıkları her adıma, Çin-Rusya cephesinden de farklı bir karşılık geliyor.
ABD, “batı cephesini” adım adım örüyor
● ABD, en eski müttefiklerinden Fransa’yı küstürmek pahasına, Avustralya ve İngiltere ile birlikte nükleer yakıtla çalışan denizaltı projesine başladı.
● Japonya, “five eyes-beş göz” olarak bilinen, İngilizce konuşulan beş Batı ülkesinin, ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın oluşturduğu dünyanın en geniş çaplı istihbarat ağına katılma isteğini resmen dile getirdi.
● ABD ayrıca, daha ortada durmaya çalışan Hindistan’ı da “cepheye” dahil etmek için önemli adımlar attı. –New York’taki BM Genel Kurulu ziyareti sırasında ABD Başkanı Joe Biden’la görüşmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu talebine Washington’dan olumlu yanıt gelmemişti. Oysa aynı dönemde New York’a gelen Hindistan Başbakanı Modi, Washington’a geçerek Biden tarafından Beyaz Saray’da ağırlandı.-
● Hindistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail Dışişleri Bakanları bir araya geldi. ABD, Başkan Trump döneminde İsrail ile Arap ülkelerini barıştıran “İbrahim Antlaşmalarına” öncülük etmişti. Son yapılan dörtlü toplantı ise, “Hindistan’ın İbrahim Antlaşmasına dahil olması”, Çin’in etkisine karşı “ittifakın güçlendirilmesi” olarak yorumlandı.
Çin’den karşı hamle; Rusya ile askeri gövde gösterisi
Bu adımlara Çin-Rusya cephesi de karşılık vermekte gecikmedi;
● İki ülke Çin’de, şimdiye kadar hiç yapmadıkları kadar geniş çaplı bir kara askeri tatbikatı yaptılar.
● Hemen ardından Çin-Rusya deniz tatbikatı geldi; Çin ve Rusya donanmalarına ait savaş gemileri Tsugaru boğazından topluca geçiş yaptı. Japonya’nın ana adaları ile daha kuzeyde bulunan Hokkaido adasının arasındaki Tsugaru Boğazı, uluslararası hukuka göre tüm ülkelerin kullanabildiği “uluslararası su” statüsünde. Rus ve Çin gemilerinin bu bölgeden geçiş yaparak, ABD’nin uzak Asya’daki en büyük müttefiki Japonya’nın –deyim yerindeyse- içinden geçerek gövde gösterisi yaptılar. Boğazdan geçen Çin-Rus gemileri, ardından Japon Denizi’nde dört günlük bir de ortak askeri tatbikat yaptılar.
● Çin, Tayvan hava sahasını askeri uçakları ile ihlal etmeye de ağırlık verdi. Çin askeri uçaklarının sadece bir gün içinde yaklaşık 60 kez Tayvan üzerinden uçuş yaptıkları açıklandı. Tayvan kendisini “bağımsız bir ülke” olarak görse de, Çin buranın kendi egemenliğine dahil olduğunu savunuyor. Uluslararası toplum da Tayvan’ın bağımsızlığını tanımamakla birlikte, bu yönetimle ekonomik ilişkilerini sürdürüyor. Çin’in askeri uçuşlarındaki büyük artışın da, yine Tayvan’a yakın sularda seyreden Amerikan donanma gemilerine karşı “gövde gösterisi” olduğu ifade ediliyor.
Süpersonik savaş
İki “cephe” arasındaki gerginliğe son dönemde bir de “süpersonik füzeler” eklendi. ABD, Çin’in“ süpersonik füze denemesi yapmış olabileceği” bilgisini basına sızdırdı. Adı açıklanmayan Amerikalı bir yetkili, Çin’in ağustos ayında, uzaydan tüm dünyanın etrafını dolaşan bir füzeyi denediğinden endişe duyduklarını açıkladı.
Sesten beş kat hızlı gidebilen, belirlenmesi ve dolayısıyla imha edilmesi çok zor olan süpersonik füzeler daha önce ABD ve Rusya tarafından denenmişti. Ancak Washington yönetiminin iddialarına karşılık Çin, denenenin bir füze olmadığını, bir uzay aracı olduğunu açıkladı.
Öte yandan, ABD’nin Hindistan’ı “Batı cephesine” dahil etme çabalarına karşılık Çin de İran’ı yanına almak için elinden geleni yapıyor. Yine yaz aylarında Çin-İran arasında 25 yıllık “stratejik işbirliği” anlaşması imzalanması, anlaşmanın açıklanmayan bazı maddelerinin savunma sanayi işbirliğini içerdiğinin basına sızması ve Çin’in Amerikan ambargosu altındaki İran’a yüklü miktarlarda kredi vereceğini, büyük yatırımlar yapacağını açıklaması bunun ilk adımıydı. İkinci adım ise geçen hafta geldi; İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile, İran nükleer görüşmeleri konusunu ele aldılar. Görüşmenin yapıldığı dönemde ABD’den ise, “İran’ı nükleer programına son vermek için ikna çabalarında en büyük sorun Çin” bilgileri sızdırılmaya başlandı. Belli ki, İran nükleer görüşmeleri de ABD ile Çin arasında bir “bilek güreşine” dönmek üzere.
Türkiye gerilimin neresinde?
Yeni Soğuk Savaş’ın cepheleri belirlenirken, NATO üyesi Türkiye’nin de Batı cephesine daha yakın durduğunu söylemek mümkün.
Türkiye, Karadeniz’de ve özellikle Ukrayna krizi özelinde, Batı cephesinin yanında, Rusya’ya karşı duran bir pozisyon sergiliyor. Keza Libya’da da Moskova ve Ankara farklı cephelerde duruyorlar. Ancak iş Suriye’ye geldiğinde Ak Parti hükümetinin Rusya ile “dengeli bir ilişki yürütmeye” çalıştığını söylemek mümkün.
Afrika kıtasında da AK Parti hükümeti –söylem aksini iddia etse de- eylem olarak ABD ile koordineli şekilde hareket ediyor.
Yine AK Parti’nin Mısır’la, İsrail’le, Birleşik Arap Emirlikleri ile barışma çabaları da, Washington ‘un Ortadoğu’da izlediği “bölgede istikrar sağlayıp, askeri ağırlığı Uzak Asya’ya vermek” politikasıyla uyum içinde görünüyor.
Gerilimin ilk somut restleşmelerinin Uzak Asya’da yaşanması, Türkiye’ye de daha net pozisyon belirlemesi için zaman kazandırır nitelikte. Ancak gerilimin Türkiye’ye yakın bölgeye taşınması, Ankara’yı daha net bir tavır almaya zorlayabilir.
Şimdiden üzerinde düşünülmesi gereken ve potansiyel pek çok krizin kapıda olabileceğini söylemek herhalde yanlış olmaz…