Asgari ücretin vergi dışı bırakılması meselesi nedir?

Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Malum, her yılın Aralık ayında toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu 4 Aralık tarihinde çalışmalarına başladı.

Asgari ücret konusu çok yoğun bir şekilde gündemi işgal ediyor. Özellikle ekonominin içinde bulunduğu zorluklar ve üstüne üstlük dünyayı kasıp kavuran COVID-19 belasının getirdiği ilave sıkıntılar, ister istemez, konuyu daha da sıkıntılı hale getiriyor.

Asgari ücretin ne kadar olması gerektiği tartışmasına eklenen bir önemli konu daha var, o da asgari ücretin vergi dışı bırakılması hususu. Bu konu herhalde on yıllardır gündemdedir, her yıl kimileri çıkar asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını ister. Bu talep şimdilerde daha sert ve net bir şekilde dillendirilmiş durumda.

Peki bu talep haklı mı, ya da Hükümet bu talebe sıcak bakar mı, iş dünyasının tavrı değişebilir mi?...

Bu sorulara ilgili kesimler açısından cevap vermeden önce “asgari ücret” ve “asgari geçim indirimi” konularına kuramsal çerçevede kısaca bir bakalım.Asgari geçim indirimi, gelir vergisi yükümlüsü olan tüm gerçek kişilerin gelirinin, türü ne olursa olsun, belli bir kısmının tamamen veya kısmen vergi dışı bırakılmasını ifade eder. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde uygulanan bu indirim, ne yazık ki 35 yıl önce gelir vergisi kanunumuzdan çıkarılmıştı. Asgari ücret, çalışanların zorunlu ihtiyaçlarını gidermek üzere elde etmesi gereken ve yasal olarak çalışan açısından tutarı güvence altına alınan bedeldir. İşte bu bedelin tamamen veya kısmen gelir vergisinden indirilmesine vergi teorisinde “ayırma kuramı” denir. Ayırma kuramı, emek geliri elde edenlerin sermaye geliri elde edenlere göre daha çok korunmak üzere daha az vergi ödemesini amaçlar.

2007 yılında yapılan ve günümüze kadar gelen düzenlemeye göre gelir vergisinden indirilen tutarın hesabı şöyle yapılıyor: “Asgari geçim indirimi asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için %50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için %10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için %7.5, üçüncü çocuk için %10, diğer çocuklar için %5’idir”.

İşte şimdilerde bu kısmi vergi indiriminin, tüm asgari ücreti kapsaması isteniyor. Yani yaklaşık 375 lira gelir vergisinin alınmaması ve dolayısıyla çalışanın eline geçen tutarın artırılması amaçlanıyor. Şimdi asgari ücretin vergi dışı bırakılması konusuna kesimler açısından bakalım.

Çalışan açısından

►Çalışan cebine giren paraya bakar,

►Bu arada gelir vergisini kendisinin ödediğini zanneder; oysa her ne kadar çalışan vergi yükümlüsü ve işveren de vergi sorumlusu olsa da, gerçekte vergiyi ödeyen veya yüklenen işverendir,

►Bir an için çalışana ücretinin brüt olarak ödendiğini düşünelim, bakalım o zaman çalışan vergi dairesinin yolunu tutup vergisini öder mi diye irdeleyelim,

►Çalışanın bir başka yanılgısı daha vardır; eğer gelir vergisi kaldırılırsa bu farkın kendi cebine gireceğini zanneder, oysa gerçekler bunun aksidir,

►O zaman kayıt dışılık devreye girer ve arz ve talep koşulları çerçevesinde vazgeçilen verginin tamamı veya bir kısmı çalışanın cebine girmez.

Açıkçası çalışan bunu kestiremez; ne yazık ki çalışanın işçi sendikası da bu gerçeği ıskalar.

İşveren açısından

►Yukarıda da belirttiğimiz gibi, aslında gelir vergisini ödeyen işverendir,

►İşveren asıl yükü yüklenendir ve işçinin cebine giren 100 liraya karşılık işverenin cebinden çıkan 140 liranın üzerindedir,

►İşte bu ağır yükler dolayısıyla işverenin kayıt dışılığa ilgisi başlar,

►Onun için Türkiye’de istihdam edilenlerin yüzde 43’ünün (neredeyse yarıya yakınının) ücret beyanı asgari ücret düzeyindedir; artık asgari ücret normal ücret konumuna gelmiş durumdadır,

►Kayıt dışılığın sektörler ve işverenler açısından gündeme gelmesi de rekabetin giderek bozulması anlamına gelir ve bu durumun sürdürülebilir yanı yoktur.

Dolayısıyla işveren yük altındadır; kimilerinin kayıt dışına çıkarak bu yükten kaçması rekabetin ortadan kalkması demektir. Özellikle içinde bulunduğumuz salgın koşullarında işverenin dayanılmaz külfet altında olduğu açıktır.

Devlet ya da maliye açısından

►Asgari ücret üzerinden vergi alınması demek milyonlar üzerinden kolay bir şekilde vergi geliri sağlamak demektir; özellikle gelir vergisi tahsilatının yüzde 95’inin stopaj yoluyla yapılmasında en büyük pay ücret vergilerine ilişkin olduğu unutulmamalıdır,

►Asgari geçim indirimi, teorik olarak gelir elde eden tüm gerçek kişilere uygulanması gerektiği halde; bizde sadece ücretliler için kısmi olarak geçerlidir,

►Bu arada ücretlilere uygulanan asgari geçim indiriminin tamamen vergi dışı bırakılması diğer gelir elde edenlere yayılması riskini getirir,

►Kaldı ki salgın koşullarında asgari ücrete talip olan ve asgari ücretliye imrenen yüzbinlerce küçük esnaf, sanaatkar ve hizmet erbabının taleplerinin önüne geçmek adına da Maliye’nin asgari ücretin vergi dışı bırakılmasına sıcak bakması mümkün değildir.

Sonuç; asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılması beyhude bekleyiştir.

Tüm yazılarını göster