Asgari ücret zammı

Zafer Özcivan
Ekonomist 
zozcivan@hotmail.com

Her yılsonuna yaklaşılırken ülkemizde asgari ücret için çeşitli senaryolar üretmeye çalışılır ve aralık ayında işçi temsilcileri, işveren temsilcileri ve hükümet yetkililerinden oluşan üçlü bir heyetle birkaç defa pazarlık masası oluşturularak anlaşmaya varılır.

Yılbaşlarında birer defa olarak yapılan asgari ücret zammı, yaklaşık iki yıldan bu yana yaşadığımız yüksek enflasyon nedeniyle yılda iki defa (yılbaşı ve yıl ortasında) yapılmaktadır. Ancak yılda iki defa yapılmasına rağmen maaşlar daha alınmadan enflasyona yenik düşmekte ve kısa sürede zamsız maaş döneminden de bazen eksiye gitmektedir. Asgari ücret, devlet tarafından değil özel sektör tarafından verilmektedir ve çalışana verilecek en düşük maaşı ifade eder. Bu bağlamda verilen veya verilecek olan ücret zamları, çalışanların refah düzeyinin artması, enflasyon karşısında ezilmemesi, hayat pahalılığından en az şekilde etkilenmesi gibi temel kavramlar baz alınarak değerlendirilmektedir. Son iki yıla bakıldığında ise bu faktörlerin hiçbirinin gerçekleşmediği aşikârdır.

Önümüzdeki yıl için belirlenecek asgari ücret zammı tartışılırken birtakım konular hakkında belirsizlikler ortaya çıkabilir.

- Bunlardan ilki maliye ve hazine bakanımız Sn. Mehmet Şimşek’in ücretlerin yüksek olmasından dolayı enflasyonun yukarı doğru seyredeceği ifadesidir. Böyle bir cümlenin gerçek olması halinde maaş ve ücretlere az zam yapılacağı endişesi oluşmaktadır. Bakanımız bu cümleyi neden sarf edebilir? Bunun cevabı IMF nin tavsiyesi olma ihtimali yüksektir. Biz, ülke olarak 2013 yılında IMF defterini kapattık ve 10 yıldan bu yana IMF ile hiçbir işimiz yok ama bazı tavsiyelerini de dikkate almak zorunluluğu doğabilir.

- Ayrıca asgari ücret zammı belirlenirken bugüne kadar geçmiş veya yaşanmış dönemin enflasyon oranı baz alınarak üzerine refah payı eklenmesiyle oran belirlenmekteydi. Bu yılbaşından itibaren ise yılda bir kez zam yapılması gündeme alınmış bulunuyor.

- En önemli sorun ise değerlendirmeye alınacak zam oranının gelecek yıl hedeflenen enflasyon oranı baz alınarak sonuçlandırılmasıdır. Bu konu oldukça önemlidir ve bugüne kadar yapılan enflasyon tahminleri tutmadığı gibi yılda birkaç defa hedef enflasyon oranı da değiştirilmektedir. Bu durumda da çalışan kesim enflasyonun altında ezilmeye devam edebilir.

Diğer taraftan kasım ayı açlık sınırı 14 bin TL, yoksulluk sınırı da 44 bin TL olarak açıklanmıştır. Dolayısıyla açlık ve yoksulluk sınırı her ay yükselmeye devam etmektedir. Yoksulluk sınırı olmasa da asgari ücret, açlık sınırının en az %30 üzerinde olmalıdır ki alım gücü az da olsa yükselsin.

Yukarıda yazmaya çalıştıklarımı toparlayacak olursak;

- Bu yılın temmuzdan kasım sonuna kadar enflasyon oranı yaklaşık %35’dir ve buna aralık ayı enflasyonu (tahminen %4 eklenecektir. Yani bu da yaklaşık %40 civarındadır. Ancak bu hesap yaşanmış, yani geçen altı aylık dönemin enflasyon oranı baz alınmasıyla elde edilen sonuçtur. Peki, önümüzdeki aylar değil de yılda bir kez zam yapılacağı ifade edildiği için önümüzdeki yılın enflasyonu TCMB tarafından %36 olarak açıklanmıştı. (Tutarsa) bu oran eklenmediği sürece çalışan kesim önümüzdeki yılın başlarından itibaren geçim sıkıntısı çekmeye devam edecektir. Dolayısıyla adil bir zam olabilmesi için bu yılın son altı aylık enflasyon oranının üzerine önümüzdeki yılın hedef enflasyon oranı eklenerek sonuca gidilmelidir. Yani 11 bin 402 TL + %40 + refah payı + %36 olarak formüle edilebilir. Bu da 21 bin 500 TL’ye karşılık gelecektir.

- Sadece 2024 yılı hedef enflasyon baz alınarak değerlendirme yapılması son derece yanlış bir tutum olacaktır ve sonuç olarak eskiden daha kötü bir tablo ile karşı karşıya kalınabilir.

- Asgari ücretin en adaletli ve çalışanı enflasyona ezdirmeyecek formülü ise bu yılın son altı aylık enflasyon oranı baz alınarak; her ay TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranına göre güncellenmesidir. Çünkü 2024 enflasyon hedefi bu yıldan düşük olacağı inancı ile her iki taraf da devletin verdiği bilgiler doğrultusunda davranacaklardır ve inşallah enflasyonun düşük seyretmesi halinde maaşlar da düşecektir.

Yılbaşında asgari ücretin artmasıyla birlikte zamların da (bugüne kadar olduğu gibi) birbirini izleyeceğini tahmin etmek zor değildir. Tamam asgari ücret yükselince işçilik giderleri artacaktır ama genel maliyeti yüzde kaç etkileyecektir? Bunun hesabı yapılmadan fiyat artışları yapılmamalıdır.

Tüm yazılarını göster