Asgari ücret, siyaseti belirleyecek

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Sanki yeterince derdimiz yokmuş gibi şimdi de siyaseti kaosa taşıyarak hayatımızda yeni bir cephe açıverdik. Geçen hafta Esenyurt’tan başlayan Kayyum çiselemesi, dün yerini sağanağa terk etti ve Mardin, Batman, Halfeti’de belediye başkanları görevden el çektirilip yerlerine kayyumlar atandı.

AÇILIM için Abdullah Öcalan’ı Meclis’e davet edecek derecede genişleyen anlayış, 10 gün içinde KAPANIM haline geliverdi. Anlamadığım şu; PKK ve DEM terörist anladık da, Öcalan Ayasofya imamı mı? Toplumsal barışa böylesi saldırı, Ahmet Türk gibi güvercini azledecek dereceye nasıl geliverdi?

Yüzde 25 korosu

Ekonominin başı bu denli belada iken asgari ücret korosu ihdas edildi ve kanal kanal dolaşıp “yüzde 25” şarkısı dillendirildi. Hatta IMF de koroya katıldı. Asgari ücretli hariç herkes hariçten gazel atar oldu. Ancak dikkatinizi çekerim bu koro, bilmeden asgari ücretin siyaseti belirleyeceğini duyuruverdi.

TÜİK’in ilk 10 aylık enflasyonu; %39,77. Buna göre 17,002 liralık asgari ücretin alım gücü 12,164 liraya düştü. Alım gücünü koruması için 23,764 lira olsa bile ancak 10 aylık telafidir. 12,500 liralık en düşük emekli aylığının alım gücü de 8,843 lira oldu, 17,471 lira olsa dahi ancak kendini telafi edebilecek.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…

Asgari ücret ne olur?

En az %50 olması gerekiyor. Zira önümüzde kasım, aralık ayları var ve aylık %3’ten yıllığı %48,3’e geliyor ki bu da 25,211 liraya varıyor. Oysa OVP’ye %17,5, Merkez’e ve IMF’ye göre %25 önerisi var. Çalışma barışını dinamitleyeceği herkesin ortak kanaati. Son sözü yine Cumhurbaşkanı söyleyecek.

Siyaseti nasıl belirler?

Siyasetin, referandumun, sandığın artık birincil gündem haline getirildiği süreçte asgari ücrete yapılacak zam, yakın gelecekte olacakların öncül göstergesidir. Eğer siyasetin tüm tarafları yeniden seçilmek istiyorsa toplumla iletişimini asgari ücret üzerinden kurar. Halk ne der diye umursanmaz.

not/ Kamu, enflasyona inmesi için şans tanımıyor

Mevcut ezberlerimiz artık kullanışsız hale geldi. Enflasyon parasal olgudur diyenler de, ahlaksızlık diyenler de artık tezlerini sorgulamalı. Zira enflasyon ekonomik vasfından uzaklaşıp sosyoloji haline geldi ve hayat pahalılığı menüsü zenginleşti. Stagflasyon, shirinkflasyon, kamuflasyon, iflasyon gibi.

Özellikle kamu, bizzat kendi eliyle enflasyonu belirliyor. Misal bir yandan doludizgin kamu harcaması diğer yandan yüksek oktanlı zamları… 2 tasarruf genelgesine rağmen 2,9 milyar lira taşıtlara, 1,5 milyar $ hizmet binalarına, 14,7 milyar arsa, araziye, 10,5 milyar lira da cep ve bilgisayara harcadılar.

Kamu neden böyle davranıyor? Bildik ve dillendirilen sebep; “itibardan tasarruf olmaz” söylemi. Fakat durum bu kadar basit değil. Bütçe dışı fonlar şişiyor, içeriğini bilmediğimiz harcamalarda patlama var. Giderek artan iştahıyla kamu, sadece bütçeyi değil, özel sektörün kaynaklarını vergi yoluyla emiyor.

Enerjiye ulaşıma yaptığı %38’lik zamlarla kendi bütçesini denkleştirmeye çalışan kamu; %43,93 olarak belirlediği yeniden değerleme oranıyla, 2025’ten itibaren aklınıza gelen gelmeyen tüm kalemlerde zam yapacak. Zaten “Şubata kadar enerjiye zam yok” deyip, sonrası için kötü haberi şimdiden verdi.

Enflasyonla mücadelede kamu zararlısı boş durmayacak. Tıpkı zirai mücadelede süne kımıl zararlısı gibi, bize harcatmayacağı kaynaklara el koyarak semirecek, sömürecek, ocağımıza incir dikecek.

Tüm yazılarını göster