AK Parti milletvekilleri tarafından Meclis’e sunulan torba yasa teklifindeki asgari ücret düzenlemeleri, tüm ücretlerin asgari ücret kadarının vergiden muaf olacağı şeklindeki sözü bir hafta sürmeden boşa çıkardı.
Yasa teklifine göre sadece brüt ücreti asgari ücret kadar olanlar bu vergi istisnasından yararlanacak. 5004 TL olarak ilan edilen brüt asgari ücretten 1 TL fazla brüt ücreti olan dahi istisna dışında kalacak ve hem damga vergisi, hem de gelir vergisi ödeyecek. Bu yüzden hesaplanan ücreti net asgari ücretin altına düşenlerin maaşı asgari geçim indirimi artırılarak açıklanan net asgari ücret düzeyine tamamlanacak.
Yeni düzenlemeye göre asgari ücretlilerde gelir ve damga vergisi kaldırılırken asgari geçim indirimi uygulaması da kaldırılıyor. Brüt ücreti asgari brüt ücretin üzerinde olanlar için vergilerle birlikte asgari geçim indirimi uygulaması da devam edecek.
Bu düzenleme pratikte çalışma hayatını ciddi ölçüde sarsabilecek bir dizi yeni soruna açacaktır:
* Yeni düzene göre brüt ücreti 5385 TL olan bir bekâr çalışan da brüt ücreti 5004 TL olan asgari ücretli gibi 4253 TL net ücret alacak. Ama işverene maliyeti 448 TL daha yüksek olacak. Bu durumda işverenler brüt ücreti asgari ücretten yüksek olduğu halde, nette asgari ücretle aynı parayı alan tüm çalışanlarının brüt ücretini asgari ücret düzeyine indirmeye kalkacaktır. Bu da çalışanlar açısından emeklilik ve kıdem tazminatı gibi başka sosyal haklarında kayıp anlamına gelecek.
* Ücretleri asgari ücrete eşitleme eğilimi sadece zaten net asgari ücreti aynı olan çalışanlarla sınırlı kalmayıp genel bir eğilim halini alabilir. İşverenler şu anda 2825 TL olan asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların büyük bölümünü de yeni yılda asgari ücrete eşitlemeye kalkışacaklardır. Sendikal örgütlenmenin olmadığı yerlerde bu uygulama çok yaygın olarak karşımıza çıkabilir.
* Vergi muafiyeti sınırına ücret yerine geçen diğer ödemeler de dahil olacak. Ücret yerine geçen bu ödemelerle brüt asgari ücret sınırı aşılırsa vergi muafiyeti yine kalkacak. Bu durum özellikle işçilerin fazla mesai ödemelerini tehlikeye atacak. Çünkü işverenler kendi maliyetleri işçinin eline geçenden çok daha fazla artacağı için çalışanlarını ücretsiz fazla mesaiye zorlayacaklardır.
* Tüm bunlar bir yandan zaten çok yüksek olan asgari ücretli oranını iyice artırırken diğer yandan kayıt dışı uygulamaların her biçiminin yaygınlaşmasına yol açacaktır.
* Evli ve çocuklu çalışanların çocuk sayısına göre daha yüksek ücret almasına sağlayan asgari geçim indiriminin de kaldırılması, evli ve çocuklu asgari ücretlilerin de bekar ve çocuksuz bir çalışan ile aynı ücreti almasına yol açarak yoksulluk sorununu derinleştiren bir sonuç yaratacak.
Sonuç olarak asgari ücretin insanca yaşam için yeterli olmaması, milli gelirden emeğin aldığı paydaki yüksek kayıpların telafi edilmemesi, başıboş bırakılan enflasyondaki dizginsiz artış karşısında asgari ücretin birkaç ay içinde tekrar artmasının gerekeceği gibi temel sorunlara, çalışma hayatını olumsuz etkileyecek yeni sorunlar eklemiş oluyoruz.