Arz odaklı yaklaşım ile talep odaklı yaklaşım arasında derin farklılıklar bulunmaktadır. Arz odaklı yaklaşımların hakim olduğu şehirler sakinlerine hep benzer şeyler sunar; yeni bir stadyum, yeni bir opera binası gibi. Geleceği kestirmeden, beklentileri analiz etmeden inşa edilen onca devasa, gereksiz yapı vardır. Şehirler, prestij kaygısıyla, amaçsız stadyumlara ve gösterişli yapılara, expolara para akıtmaktadır. Oysa, hem talep hem de geri dönüş analizi yapılan yerlerde geleceğin inşasına yönelik, yararlı projelere tanık olunmaktadır. Vakit ve nakit nereye harcanmalı?
Başarılı bir şehir yöneticisi, mevcut varlıkları dikkatle inceler, “elde ne var?” bakar, şehir sakinlerinin ve hedef grupların tepkilerini ölçer ve talep odaklı bir paket oluşturur. Böylece, ihtiyaçlar tespit edilmiş ve şehrin sakinleri projelere dahil edilmiş olur. Talep oluşturacak koşulları saptamanın bir yolu, şehrin uzun dönem önceliklerini derinliğine anlayabilmekte yatmaktadır. Ekonomik durum ve seçim kaygısının hayhuyu içerisinde şehirlinin tamamen farklı ve belki de çatışan talep ve ihtiyaçlarını giderme yolu bulunmalıdır. Solunabilir hava, içilebilir su, iyi ulaşım, akan trafik, iş imkanı, olumlu şehir kimliği, nitelikli sağlık hizmeti, yaratıcı eğitim, doğrudan yatırım, inovasyon, başarılı bütçe yönetimi gibi. Şehrin sesine, şehirlinin beklentilerine kulak verdik mi? Duyduklarımızı deşifre ettik mi? Yoksa kendi egomuzu mu tatmin ettik?
“Arz Odaklı Yaklaşım”, işletmelerimizin çoğunda hakim olan içeriden dışarıya bakış açısının benzeridir; “onca yıldır bu işi yapıyorum, benden daha mı iyi bileceksiniz?”. Ancak belediye başkanlığı, şehir yönetimi babadan oğula devredilen bir aile işletmesi değildir. O nedenle “onca yıldır” savunması burada geçerli olamaz. Nedense şehir yönetimi, zorunlu bir eğitim gerektirmeden, yüzbinlerce kişinin becereceğine inanarak deneyimlediği bir iş haline gelmiş. Ekonomik yenilenme – iyileşme her birimizi etkileyecekse bu, her nasılsa, artan oranda beceri hepimizi yakından ilgilendirecektir. Şehir yönetiminin henüz mükemmelleşmemiş doğası gereği bir yerin sorumluluğunu üstlenenler tam olarak kendilerini şehir yöneticisi olarak görme ihtiyacı hissetmez. Onlar ya politikacıdır ya iş insanı ya şehir plancı ya ekonomist, vb. “Arkadaşımız parti örgütünde uzun süre emek verdi, belediye başkanlığı hakkıdır!” “Bu iş bir şekilde yapılır, sanki daha öncekiler bu konuda uzmandı, ustaydı!” Başarılı iş insanlarının futbol kulüplerini nasıl yönettiklerini biliyoruz, görüyoruz. Yapılacak hatalar sadece kendi çevresini etkilese neyse. Balık baştan nefaset kazanır. Siyasi parti yönetimleri seçim öncesi belediye başkan adaylarını hızlandırılmış şehir yönetimi kurslarına sokar, adaylar burada öğrendiklerini talip oldukları şehir için nasıl uygulayacaklar detaylı bir rapor halinde parti yönetimine sunar, parti de adayını buna göre belirler. Olur mu? Belki bir gün…
Geçenlerde “Hatay Expo” ziyareti için Antakya’daydım. Sabah saat 9 gibi Hatay havaalanına indik. Aynı anda İstanbul’un iki ayrı havaalanından gelen yolcular terminale girdi; yaklaşık 300 kişi. Terminalde 2 x 1 m. ölçülerinde içerisinde kimsenin bulunmadığı bir expo standı vardı. Şehre gelen uçak saatleri belli, exponun henüz ikinci ayı; yorgunluk, yılgınlık olmamalı diye düşündüm. Standa broşür koymuşlar, Hatay şehrine nasıl ulaşılacağı yazıyor (zaten ulaşmıştık!) fakat expo alanına nasıl ulaşılacağı yazmıyor, konakladığım otelin personeli de bilmiyor. Şehir ulaşım uygulamasından expoya giden toplu ulaşım araçlarının hat numaralarını aldım. Ancak gördüm ki o hat numaralı araçlar expoya gitmiyor, başkaları gidiyor. Özetle; taksiciler hariç, konaklama, ulaşım gibi önemli paydaşlar henüz projeye dahil edilmemiş!
Şehirler birilerinin deneyim edinme alanı değildir, bazen bir dönemi - 5 yıl – bulan deneyim kazanma süreleri şehirler için ciddi kayıptır.
Haftanın Portresi: RITA BARBERA, VALENCIA
RITA BARBERA (1948 - 2016 ) 1991 – 2015 yılları arasında tam 5 dönem Valencia şehri belediye başkanlığı görevini yürütmüştür. Görev süresi boyunca şehrin dönüşümüne önemli katkıda bulunmuş, şehre cazibe merkezleri kazandırmıştır. Bunlar arasında en önemlisi şehrin yetiştirdiği dünyaca ünlü mimar Santiago Calatrava tarafından tasarlanan “Sanat ve Bilim Şehri”dir. Sebep olduğu sel ve taşkınlar nedeniyle Turia nehrinin değiştirilen yatağı üzerinde inşa edilen bu komplekste bir bilim müzesi, Avrupa’nın en büyük akvaryumu, bir opera salonu yer almaktadır. Burası “İspanya’nın 12 İncisi”nden biri kabul edilmektedir. Futuristik dizi ve filmlerin bir kısmı burada çekilmiştir; Westworld, Tomorrowland ve Doctor Who.
Ayrıca dünyaca ünlü mimar David Chipperfield katkısı ile inşa edilen ve bir kanalla denize bağlanan marina başlı başına bir cazibe merkezidir.
2016 yılında yürütülen bir yolsuzluk operasyonu nedeniyle ifadesine başvurulan Rita Barbera bunun için gittiği Madrid şehrinin bir otel odasında geçirdiği kalp krizi sonrası yaşamını yitirmiştir.
800 bin nüfuslu Valencia yılda 2 milyondan fazla turist ağırlamaktadır ve bu ekonomik faaliyetten dolayı önemli kazançlar elde etmektedir. Şehirde turizm teknolojileri konusunda çalışan bir enstitü yer almakta ve başarılı çalışmaları literatüre geçmektedir.