ABD başkanlık seçimi öncesinde piyasalarda oynaklık artıyor. Volatilitenin arttığı dönemler borsa endeksleri açısından olumsuz olur. Hisse senetleri bu sefer iyi duruyorlar. Şirket tahvilleri de güçlü performans sergiliyorlar. Hazine tahvillerinde yoğun satışlar var. Piyasalar açısından kritik gösterge, 10-yıllık tahvil faizi yüzde 4,30’a yükseldi.
Tahvil yatırımcısı açısından moral bozucu olan, tahvillerdeki satışın, petrol fiyatında son üç haftada yaşanan yüzde 6’lık düşüşe rağmen gerçekleşmesidir. Petrol fiyatındaki bu düşüş, hem ekim enflasyonunu, hem de kasım enflasyonunu olumlu etkileyebilir. Amerikan ekonomisi yumuşak bir iniş mi, sert bir iniş mi yapacak tartışması çok yapıldı. Piyasalarda bugün gözlenen, ‘‘Bir iniş olmayacak’’ fiyatlamasıdır. Atlanta Fed, üçüncü çeyrek büyümesini yüzde 3,4 bekliyor. Şirket bilançoları iyi geliyor. Son çeyrek için de pozitif beklentiler hâkim.
Pandemi sonrası dönemde bazı ezberler bozuluyor. Örneğin, pandemi öncesindeki 40 yılda, 2 yıllık tahvil faizinin 10 yıllık faizin üzerine çıkması resesyon habercisi oldu. Bu durumun gerçekleşmesi (verim eğrisinin negatif eğimli olması), durgunluk tahmininde hiç yanılmadı. İki yıldır bu durum gözlenmesine rağmen, durgunluk yaşanmadı. İşsizliğin artması da resesyonun öncü göstergelerindendir. Bu da yanlış sinyal veriyor. Trump’ın olası zaferi, vergi indirimleri üzerinden bütçe açığını yükseltecek. Belirsizlikler daha da artacak.