Artan bölge riski ve fiyatlamalar

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Türkiye’nin içerisinde yer aldığı coğrafya dünyanın sayılı değil yarını bugünü dahi kestirmesi güç ve yatırım yaparken farklı birçok kriteri dikkate almak zorunda olduğunuz bir noktada yer alıyor. Ancak, elbette bu demek değil ki bahse konu zorluklar yatırımcıların ilelebet dışarıda kalmasına neden oluyor.

Klasik yatırım-portföy yönetimi başlıkları üzerinden konuyu yakalamak istersek, riskin olduğu yer farklı birçok getiri avantajların da barındırıyor. Ek olarak, coğrafyadaki zorluklar, doğru değerlendirildiğinde ve zamanlamada olabildiğince az hata yapıldığında pozitif beta ile ayrışmanıza da imkan tanıyabiliyor. Şeffaf olmak adına Türkiye örneğinden değil de Suudi Arabistan’ı hatırlatarak ilerleyelim. Son 5 yıl içerisinde petrol gelirlerinin sürdürülemez olduğunu fark edip gelecek açısından ne denli kritik ve önemli projeleri devreye almaya çalıştıklarını ve dünyanın sayılı yatırımcılarını çekmeye çalıştıklarını kısa süreliğine de olsa düşünmek yeterlidir diye düşünüyorum.

6 Ekim kapanışından bu yana bölge üzerinde yer alan sermaye piyasaları ve doğal olarak Türk lirası cinsinden değerlenen varlıklar riskleri yönetebilme noktasında zorlanıyor. Gayet doğal. Hamas-İsrail çatışmasını konuşurken İsrail- Filistin meselesinin bugün belirmediğini, dün de olduğunu ve en azından kısa vadede çözüme kavuşmasının kolay ve mevcut koşullar altında mümkün olmadığını da dikkate almak yanlış olmasa gerek. Yani, bölgedeki gelişmeler belirli siyah kuğu riskleri dışarıda bırakıldığında az çok bir geçmişe sahip. Daha net ifade etmek gerekirse, riskler karşısında ilk şokun ardından bir sonraki aşamayı en azından fiyatlamalar nezdinde azalan katsayı ile dikkate aldığımız birçok döneme şahitlik ettik. Tabi ki bu her zaman böyle olacak diye bir kaide yok. Sadece küçük bir hatırlatma. Bölgeye dair konuşurken global ortamı da dikkate almak yararlı olacaktır. Oldukça sert ve gecikmeli gelen, ABD’nin önderlik ettiği ve diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülke varlıklarını da ardından sürüklediği bir tahvil satışı ortamı içerisinden geçerken riskleri karşılar pozisyonda bulduk kendimizi. O nedenle yaklaşan yıl sonu işlemleri öncesinde bölgeden çıkış da sert oldu, bölgeye girme isteği de bir o kadar düşük kaldı. İçinden çıkılması kolay olmayan denklemlerin birbiri ile eşzamana denk gelmesi biraz da bu.

Gelin resmi biraz daha genişletelim ve şu soruya yanıt aramaya çalışalım: negatif ayrışma bölge ile mi sınırlı kaldı? Şu aşamada en kolay şekilde verilebilecek cevap, evet, olsa gerek. En azından elimizdeki sayılar buna işaret ediyor. Nasıl? Örneğin, MSCI dünya endeksi 13 Ekim ile biten haftada 4 haftalık aranın ardından ilk kez artıya geçerek %0.69 yükseliş gösterdi. Benzer eğilimi ABD hariç sepette %1’in üzeri, gelişmekte olan ülke varlıklarında ise %1.49’luk primler ile teyit etmek gayet mümkün. Hepsinin ortak noktasında sihirli “4” rakamı var. Tamamındaki eğilim “4 haftalık aranın ardından ilk kez olmaları” ile bizi karşılıyor. Tam burada bir önceki kısımda bahsettiğimiz global tahvil satış dalgasını ve yine bir önceki hafta parantez açtığımız Fed’in kendi eli ile yarattığı belirsizlik konularını hatırlayabiliriz. Türk varlıkları ise baskılanıyor. MSCI Türkiye endeksi %4’ün üzerindeki kayıp, BIST 100 endeksi keza aynı seviyelerdeki düşüşü ile negatif yönlü ayrışıyor. Bizi karşılayan rakam yine “4”. Neden? 4 haftalık aranın ardından eksiye dönmemiz nedeniyle.
Türk hisse senetlerinde bankacılıktan sanayi kesimine dek geniş yelpazede negatif performans söz konusu. Burada en azından bizleri kısmen sevindirebilecek bir gelişme de yok değil: ülke risk primindeki yükseliş ekstra boyutlarda değil, sınırlı ve gelişmekte olan ülkelerden ayrışma göstermiyor. 5y vadeli CDS son 3 haftada toplamda +28bp ile hareket ederken, GOÜ sepeti ile olan spread ağustos sonunda Ekonomi yönetimi dış alem ile olan temasını son 5 yıldaki azalış eğiliminin aksine artan ivme ile sürdürüyor. Normalleşme var ve en azından önümüzdeki 1 aylık süreçte 3Ç finansallarını ve beklenti-gerçekleşme sürecini karşılayacağız. Şimdilik bu noktalara sağlıklı şekilde odaklanmak yeterli olabilir. Sonrası mı? Coğrafya zor. Global koşullar zor. Belki kış da zor geçecek. Adım adım ilerleyebiliriz.

Tüm yazılarını göster