Türkiye’yle benzerliği epeyce fazla olan Arjantin’de ekonomi için çanlar çalıyor. Enflasyon oranı Ağustos ayında yüzde 124’e ulaştı. Üstelik bu oran, 3 ayda üç bakan değişikliğine rağmen gerçekleşti. Yani bakan değiştirince enflasyon oranı düşmedi.
Arjantin, IMF’le 44 milyar dolarlık standby anlaşması yapmasına rağmen ülkeye yabancı sermaye girişi yok. Cari açık varken sermaye girişi de olmayınca Arjantin pesosu adeta çıplak kaldı ve bu yıl ABD Doları karşısında yüzde 58 değer yitirdi.
Arjantin ekonomisinin bu kadar kötü duruma düşmesinde sadece enflasyon oranı belirleyici olmadı; son 3 yıldır yaşanan kuraklık nedeniyle tarım sektöründeki üretim kaybı hem büyüme oranını aşağıya çekti hem de tarım ürünleri ihracatının düşmesine neden oldu. Bunun sonucunda kişi başına GSYH 13.655 dolara gerilerken halkın yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşamaya başladı.
Arjantin’de para ikamesinin güçlenmesi sonrasında faiz oranları da yükseldi. Mevduat faiz oranı yüzde 118’e kadar çıktı. Buna rağmen reel faiz negatif. Bu da para ikamesinin sürmesinde önemli bir işlev görüyor.
Enflasyona tarihi bir kuraklığın da eklenmesiyle Arjantin yeni bir stagflasyonun eşiğinde. Bu yıl GSYH’nin yüzde 3 düşeceği tahmin edilmekte. Üç haneli enflasyon, Arjantinlilerin satın alma gücünü ve tüketim harcamalarını azaltmayı sürdürüyor. Kuraklık, Arjantin'in büyüme, istihdam ve vergi geliri için yaşamsal öneme sahip temel emtia ihracatını (soya, mısır ve buğday) yok etmekte. Tahıl borsası, bu yıl beş yıllık ortalaması 45 milyon ton olan soya hasadının 25 milyon tona gerileyeceğini tahmin ediyor.
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen ülkenin popülist Cumhurbaşkanı Fernandez, 2020 yılında Financial Times gazetesinin kendisiyle yaptığı röportajda şunları söyledi: "Açıkçası ekonomik planlara inanmıyorum."
Arjantin'in ekonomik istikrarsızlığı ve sık sık yaşanan krizler, tarıma aşırı bağımlılık, siyasi yolsuzluk, sürdürülemez borç, yüksek enflasyon ve tutarsız ekonomik politikalar gibi faktörlerin birleşiminden kaynaklanmakta.
Verdiğim tabloya bakarsanız Türkiye’nin durumu Arjantin’den kötü. En önemli fark, Türkiye’nin büyümeye devam ediyor olması. Bunun sürdürülebilirliğinin de sonuna gelindi.
Bu arada ekonominin durumunu kafelerdeki müşteri sayısıyla ölçen canlılar için belirtelim. Buenos Aires’te kafeler dolu, çünkü halk biliyor ki bugün 100 pesoya yediği yemek, bir hafta sonra 110 peso olacak. Kimse kimseyi kandırmasın. Er ya da geç Türk halkı da her şeyin farkına varacak ve tıpkı Arjantinliler gibi bağıracaklar.
“Adalet istiyoruz.”