AR’aştırıyoruz ama GE’liştiremiyoruz; neden?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Günde 400 soru sorabilen okul öncesi çocuğun elinden merakı alan eğitim sisteminde sorular; üniversite kapısına geldiğinde teke iner; “sınavda ne çıkacak?”

Yıllardır şu soruya cevap aradım; benim ülkemde neden AR’aştırdığımız halde yeterince GE’liştiremiyoruz? Yasasını çıkardık, kaynak aktardık, teknokentler kurduk, AR-GE merkezleri bini aştı. Fakat aldığımız sonuç tatminkâr mı?

Ben yenilikçilik, araştırma ve geliştirmenin kültürel dirençlerine dikkat çekmek istiyorum. Sürecin matematiğini, finansal boyutunu, yasal çerçevesini konuşurken ihmal ettiğimiz kültürel boyutuna dair tespitim şudur:

Farklı olandan KORKU, bize benzemeyenden NEFRET, rakiple düello yerine PUSU, akıl yerine KURNAZLIK, sabır yerine TELÂŞ, merak yerine BİAT, bilgi yerine KANAAT ve özgün yerine TAKLİT…

Hal böyle olunca AR-GE süreçlerinden ihracatın katma değerine katkı, neredeyse hiç mertebesinde kalıyor. 10 yıl önceki ihracat birim fiyatını kiloda 1,5 $’dan 1,1 $’a inmesini sadece kur atağıyla mı açıklayacağız?

Oysaki AR-GE’yi başaranlarımız var şükür. Bunlarda; düşünce özgür, gençler meraklı, fikirler cezasız… Bırakın gençlerimiz merak etsinler, çocukların merak repertuarını daraltmayın, genişletin ki orta gelir tuzağından kurtulalım, üst gelir ülke haline gelebilelim.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE OLMAZSA AR-GE ARAKLA GETİR OLUR

Merak; itaatsizliğin en saf halidir. Burada “düşünülmüşü var”, burada “yapılmışı var” deyip gençlerin zihninden merakı aldığınızda, cesur yeni ufukları AR’aştıramaz, yeni zenginlik kaynakları GE’liştiremeyiz.

Lütfen gençlerimize gemi yapmayı öğretmek için yıllarımızı heba etmeyelim. Zaten bu eğitim sisteminde başaramıyoruz bunu. Onlara; açık denizlerin aşkını aşılayın, onlar gemilerini de yapar roketlerini de yapar…

Tüm yazılarını göster