Türkiye’de geçen yıl, artan jeopolitik riskler ve buna bağlı olarak ülkelerin gıda ihracatına kısıtlamalar getirmesi nedeniyle gıda ihracatı açısından zorlu bir yıl olarak kayda geçti. Ancak tarım sektörü, geçen yıl 34 milyar doları aşan dış satımla tüm zamanların en yüksek ihracatına imza attı. Hububat ve bakliyatta ihracat tutarı 11.5 milyar civarında gerçekleşti. Aynı dönemde üretim rakamları da arttı. TÜİK verilerine göre buğdayda üretim yüzde 11,9 artışla 19,8 milyon tona yakın oldu. Mısırda yüzde 25,9 artışla 8,5 milyon ton, arpada yüzde 47,8 artışla 8,5 milyon ton üretim gerçekleşti. Bakliyata baktığımızda üretim nohutta yüzde 22,1 artışla 580 bin ton, kırmızı mercimekte yüzde 75,4 artışla 400 bin tona ulaştı. Kuru fasulyede bu rakam iklim kaynaklı yüzde 11,5 düşüşle 270 bin ton oldu.
Bu rakamları ihracat ve sektördeki gelişmeleri konuşmak için buluştuğumuz TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu verdi. 2023 yılında hedefin daha fazla ihracat, daha fazla üretim olduğunu söyleyen Tiryakioğlu, “TİM verilerine göre Türkiye’nin tarım ihracatı, 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 15,3 artış sağladı. Tarım ihracatı geçen yılki toplam ihracatın yüzde 13,5’ini oluşturdu. Söz konusu dönemde, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı 11 milyar 473 milyon dolar oldu. Sektörümüzden hali hazırda 216 ülke ve serbest bölgeye ihracat yapılıyor. Bu yıl ihracatımızı yüzde 20 artışla 15 milyar dolar seviyesine çıkarmak istiyoruz” diyor.
Ortadoğulu şirketler çalışmalara başladı
Ahmet Tiryakioğlu, Türkiye’nin kendisinin bir liman konumunda olduğunu, bu durumun daha stratejik değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Türk tüccarlarının dünya ticaretinde söz sahibi olduğunu hatırlatan Tiryakioğlu, şöyle devam etti: “Tarım ticareti stratejik bir öneme sahip. Hareket kabiliyeti yüksek tüccarlarımız var. Dünya mercimek ticaretinin neredeyse yüzde 50’sini Türk tüccarlar yapıyor. Coğrafi konumumuz ve kültürümüz sayesinde hem Doğu hem Batı ile anlaşabiliyoruz. Bir Avrupalı gidip Rusya’da yatırım yapamıyor ama Türk yapabilir. Bu konumumuzu daha iyi değerlendirmemiz lazım. Savaş yüzünden sadece Rusya ve Ukrayna’daki değil dünyadaki birçok ülke Türkiye’yi üs olarak seçti. Ortadoğu’nun birçok ülkesi stratejik ürün stoklarını Türkiye’de tutabilmek için çalışma yapıyor. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt gibi ülkeler çok sıcak olduğu için ürün muhafazası çok maliyetli oluyor. Bu ülkelerden şirketler ciddi çalışmalar başlattı. Başka ülkelerden şirketler de bu yönde liman bölgelerinde çalışmalarını sürdürüyor. Sektörümüzdeki şirketler için de bu bir iş alanı haline geldi. Büyük şirketler bu anlamda çalışmalara başladı.”
Tarım TOKİ’leri için bakanlıkla görüşmelere başladık
Tarımda planlamanın çok önemli olduğunu, temel gıdalar üzerine bir ürün deseni oluşturulması ve maksimum verimlilik için tüm argümanların kullanılması gerektiğini anlatan Ahmet Tiryakioğlu, Türkiye’nin coğrafi yapısının çok iyi analiz edilmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’de miras yoluyla bölünen arazilerin uzun yıllardır temel sorunlardan biri olduğunu kaydeden Tiryakioğlu, “Türkiye’de toprak ve kültür yapısı farklı. Kazakistan, Ukrayna, Kanada ve Amerika gibi ülkelerde çok geniş topraklar var. Bizde toprakları miras yoluyla bölündüğü için parçalı ve küçük arazilerden oluşmakta. Bizim burada toplulaştırmanın dışında birlikte yönetim modelini yani tabiri caiz ise tarım TOKİ’lerini oluşturmamız gerekiyor. Bu model tarımda bir kurtuluş olacak. Bu modeli akredite olmuş şirketler ve kooperatifler üzerinden hayata geçirmek lazım. Bu sayede maliyetler yüzde 50-60 azalırken verimlilikte yüzde 300’ler bandında artış bandı sağlanacak. Bu en önemli konularımızdan biri olmalı” diye konuşuyor.
Model için Tarım ve Orman Bakanlığı ile görüşmelere başladıklarını ve onların da bu konuya pozitif yaklaştığını ifade eden Tiryakioğlu, şöyle devam ediyor: “Bu konu önemli. Çünkü tonaj ve cari açığa baktığımızda çok ciddi bir çarpan etkisi olacak. 11,5 milyar dolar olan ihracatı bir anda 50 milyar dolara çıkarabiliriz. Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, çok fazla ürünü içermekle beraber çok çeşitli ürünlerin de ithal edildiği bir sektör. Bu modelde tamamen kendi ekosistemimizden sağlanacak. Çiftçi isterse kendi çalışacak, isterse kiralayacak isterse satacak. Tarım atıklarını da kendi enerjisini üretmek için kullanacak. Bu model oturduğunda dünyanın istediği yerinden kaynak da bulabilecek. Tarım Bakanımız tarımı çok iyi bilmesi bizim için bir avantaj. Tarım ve gıdanın gelişimi için her projeye açık. Bizi dinlemesi, çözüme dönük fikirlerimizi dinlemesi bize mutluluk veriyor.”