Çağlar Deniz ATA
cdata@c-data.org
Rekabet Başuzmanı
Geçtiğimiz haftalarda Apple, Avrupa Birliği'nin düzenleyici çerçevesi nedeniyle yeni nesil yapay zeka (AI) özelliklerini Avrupa'da sunamayacağını açıkladı. Apple açıklamasında bu Avrupa Birliği'nin Dijital Pazarlar Yasası'nın (DMA) gerektirdiği birlikte çalışabilirlik standartlarının kullanıcı gizliliği ve güvenliğine zarar verebileceğini belirtti. Apple’ın duyurusundan tam bir hafta sonra ise Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margrethe Vestager bu kararı Apple'ın rekabete aykırı davranışlarının "çarpıcı bir ilanı" olarak nitelendirdi. Bu açıklamadan birkaç gün sonra, Komisyon Apple'ın App Store'unun DMA'yı ihlal ettiğini ileri sürdü.
Dijital Pazarlar Yasası (DMA), Avrupa Birliği tarafından büyük teknoloji şirketlerinin gücünü sınırlamak ve rekabeti artırmak amacıyla tasarlanmış bir düzenlemedir. Bu yasa, 2023 yılında yürürlüğe girdi ve büyük dijital platformların rekabeti kısıtlayıcı davranışlarını engellemeyi amaçlıyor. DMA, adil rekabet koşullarını sağlamak, veri şeffaflığı yükümlülüklerini artırmak ve kullanıcı haklarını korumak gibi çeşitli hükümler içeriyor.
DMA’nın temel amacı, dijital pazarlarda adil rekabeti sağlamak ve büyük teknoloji şirketlerinin pazar hakimiyetini sınırlandırmaktır. Bu yasa, genellikle “kapı bekçileri” olarak adlandırılan büyük platformlara odaklanır. Kapı bekçileri, belirli bir büyüklüğe ve etkiye sahip olan, pazarın kilit noktalarında bulunan şirketlerdir. DMA’nın getirdiği kuralları şöyle kategorize etmek mümkün:
1- Adil Rekabet Koşulları: Kapı bekçisi konumundaki büyük dijital platformlar, rakiplerine karşı haksız avantaj sağlamamalıdır. Bu platformlar, kendi ürün ve hizmetlerini öne çıkarmak yerine adil bir rekabet ortamı sunmalıdır.
2- Veri Şeffaflığı: Şirketler, kullanıcı verilerini işleme ve paylaşma süreçlerinde şeffaf olmalıdır. Kullanıcıların, verilerinin nasıl kullanıldığına dair bilgilendirilmesi ve bu verilere erişimlerinin sağlanması gerekmektedir.
3- Kullanıcı Hakları ve Güvenliği: Kullanıcıların dijital hizmetlerden güvenli bir şekilde yararlanabilmeleri için çeşitli güvenlik önlemleri alınmalıdır. Ayrıca, kullanıcıların veri gizliliği korunmalı ve kullanıcı hakları güvence altına alınmalıdır.
4- Pazar Gücünün Kötüye Kullanımının Önlenmesi: Kapı bekçisi şirketler, pazar güçlerini kötüye kullanarak rakiplerini dışlamamalı veya rekabeti kısıtlayıcı eylemlerde bulunmamalıdır. Örneğin, diğer şirketlerin platformlarına erişimini engellemek veya zorlaştırmak gibi davranışlar yasaklanmıştır.
Her politika düzenlemesinde olduğu gibi DMA’nın uygulanmasıyla da ilgili çeşitli eleştiriler ve sorunlar bulunmaktadır. Bu eleştiriler kısaca düzenlemenin büyük teknoloji şirketlerinin inovasyon kapasitelerini sınırlayabileceği ve dijital pazarlarda rekabeti azaltabileceği görüşünde yoğunlaşmıştır. DMA’ya getirilen eleştirileri ana hatlarıyla şöyle sıralamak mümkündür:
1- İnovasyonun Engellenmesi: DMA'nın sıkı düzenlemeleri, büyük teknoloji şirketlerinin yenilikçi projelerini engelleyebilir. Apple’ın yapay zekâ özelliklerini Avrupa’da sunamaması, bu düzenlemenin beklenmedik sonuçlarına bir örnektir. Büyük şirketler, düzenlemeler nedeniyle yenilikçi projelerini ertelemek veya iptal etmek zorunda kalabilirler, bu da genel olarak teknoloji sektöründe inovasyonu yavaşlatabilir.
2- Rekabetin Kısıtlanması: DMA, büyük teknoloji şirketlerinin rekabeti kısıtlayıcı davranışlarını engellemeyi amaçlasa da aslında bu şirketlerin pazar hakimiyetlerini koruyabilmek için daha az rekabetçi stratejiler geliştirmelerine neden olabilir. Bu durum, pazarın genel rekabet düzeyini düşürebilir ve küçük ölçekli rakiplerin pazara girmesini zorlaştırabilir.
3- Ekonomik Verimlilik: Büyük teknoloji şirketlerinin inovasyon ve verimlilik konusundaki yetenekleri, düzenlemelerle kısıtlandığında, ekonomik verimlilik de azalabilir. Şirketlerin, düzenlemelere uyum sağlamak için kaynaklarını yeniden tahsis etmeleri gerekebilir, bu da verimliliği düşürebilir ve tüketicilere daha yüksek maliyet olarak yansıyabilir.
4- Küçük Ölçekli Rakiplerin Korunması: DMA'nın küçük ölçekli rakipleri koruma amacı, uzun vadede piyasa dinamiklerini bozabilir ve rekabetçi süreci engelleyebilir. Küçük işletmelerin korunması, piyasanın doğal rekabet sürecini bozar ve büyük şirketlerin rekabet etme kapasitesini azaltabilir. Bu durum, tüketicilere sunulan ürün ve hizmetlerin çeşitliliğini ve kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
5- Beklenmeyen Sonuçlar: DMA’nın uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek beklenmeyen sonuçlar, dijital pazarların dinamiklerini karmaşıklaştırabilir. Örneğin, düzenleyici yükümlülüklerin büyük teknoloji şirketleri üzerindeki etkisi, bu şirketlerin yenilikçi kapasitelerini ve rekabet gücünü azaltarak genel ekonomik etkinliği düşürebilir. Bu tür beklenmeyen sonuçlar, düzenlemenin amacına ulaşmasını engelleyebilir ve dijital pazarların gelişimini yavaşlatabilir.
Apple’ın yapay zeka özelliklerini Avrupa'da sunmama kararı, Avrupa Komisyonu’nun rekabet komiseri Margrethe Vestager tarafından “rekabete aykırı davranışın çarpıcı bir ilanı” olarak değerlendirildi. Vestager, Apple’ın, DMA'nın gerektirdiği birlikte çalışabilirlik standartlarının kullanıcı gizliliği ve güvenliğine zarar verebileceğini öne sürmesinin ardından bu açıklamayı yaptı. Vestager, Apple’ın bu hareketinin, rekabeti engellemek için bir başka yöntem olduğunu belirtti.
Vestager’e göre, DMA'nın kısa versiyonu, Avrupa’da faaliyet göstermek isteyen şirketlerin rekabete açık olması gerektiğini ifade ediyor. DMA, yıllık gelirin %10’una kadar para cezaları öngörüyor, bu da Apple için 30 milyar Euro’dan fazla olabilir. Tekrar eden ihlallerde bu oran iki katına çıkabilir. Apple’ın Avrupa’da yapay zeka planlarını geri çekmesi, rekabeti engelleme niyetinde olduklarının açık bir göstergesi olarak görülüyor.
Apple’ın bu kararının, Avrupa Birliği’nin bürokratik düzenlemelerinin olumsuz sonuçlarının bir örneği olduğunu söyleyenler var. Apple, yeni işletim sistemi sürümlerinde OpenAI’nin ChatGPT’si ile entegre Apple Intelligence özelliklerini sunmayı planlıyor. Bu özellikler, Siri gibi sesli asistanlarda kullanılacak. Ancak, Apple’ın bu özelliklerin bir kısmını Avrupa’da sunamayacak olması, DMA'nın beklenmedik sonuçlarına bir örnek teşkil ediyor.
Yine birkaç gün önce Avrupa Komisyonu, Facebook'a “ya paranla ya verinle öde” modeli nedeniyle DMA'yı ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturma açtı. Bu durum, AB'nin bürokratik yaklaşımının olumsuz sonuçlarının yeni bir örneğidir. Facebook gibi şirketlerle ilgili düşünceler farklı olabilir, ancak (sosyal) medyayı reklamlardan kurtarmak herkesin önceliği olmalıdır. Dijital dünyanın tekelleşmesinin ve toksikleşmesinin temel nedeni, bugüne kadar para vermeden kullanmanın normal olmasıydı. Facebook ilk defa aksi bir model denemiş, o da rekabete aykırı deniyor. Kamu kurumları bu kararları verirken kanunla kendilerine verilen görevden daha geniş düşünebilmelidir.
Dijital pazarlar, geleneksel pazarlardan farklı dinamiklere sahiptir ve bu nedenle düzenleyici müdahalelerin dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Düzenleyici müdahaleler, piyasa mekanizmalarının doğal işleyişine müdahale ederek yenilikçiliği ve rekabeti olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin, DMA'nın getirdiği sıkı düzenlemeler, büyük teknoloji şirketlerinin yenilikçi kapasitelerini sınırlayarak dijital pazarlarda rekabeti artırmak yerine azaltabilir.
Devletin piyasa üzerindeki aşırı kontrolü, serbest piyasa ekonomisinin temel prensipleriyle çelişir ve piyasa aktörlerinin rekabet etme yeteneklerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Devletin piyasa üzerindeki aşırı kontrolü, serbest piyasa ekonomisinin temel prensipleriyle çelişir ve piyasa aktörlerinin rekabet etme yeteneklerini olumsuz yönde etkileyebilir. Dijital pazarlarda regülasyonların etkili olabilmesi için, düzenleyici otoritelerin piyasa dinamiklerini ve teknolojik gelişmeleri dikkate alarak esnek ve uyumlu politikalar geliştirmesi gerekmektedir.
Apple'ın yapay zeka özelliklerini Avrupa'da sunmama kararı, DMA ve rekabet hukukunun bir arada uygulanmasının getirdiği sorunları açıkça gözler önüne seriyor. DMA'ya uyum sağlamak için yapay zeka özelliklerini sunmamak, rekabeti kısıtlayıcı bir davranış olarak yorumlanabilirken, bu özellikleri sunmak da DMA'ya aykırı bulunabilir. Bu durum, hukuki belirlilik ilkesine zarar veriyor ve şirketleri zor durumda bırakıyor. Bu ikilem, şirketlerin hem rekabeti sağlama hem de düzenlemelere uyma çabalarını karmaşıklaştırıyor.
Hukuki belirlilik, şirketlerin yasal yükümlülüklerini açık ve anlaşılır bir şekilde bilmelerini gerektirir. Ancak Apple'ın durumu, düzenlemelerin belirsizliğini ve uyum sağlama çabalarının zorluklarını ortaya koyuyor. Bu belirsizlik, inovasyonu teşvik etmek yerine caydırıcı bir etki yaratabilir ve şirketlerin Avrupa'da faaliyet gösterme konusundaki istekliliğini azaltabilir.
Apple’ın yapay zeka ürünlerini Avrupa'da sunamama ihtimali, Dijital Pazarlar Yasası’nın teknoloji sektörü üzerindeki etkilerini değerlendirmek için önemli bir örnek teşkil ediyor. DMA’nın amacı rekabeti artırmak olsa da uygulamada ortaya çıkan sorunlar ve devletin aşırı müdahalesi, düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini göstermektedir. İnovasyonun desteklenmesi ve rekabetin korunması arasında doğru dengeyi bulmak, gelecekteki dijital düzenlemelerin en büyük zorluklarından biri olacak.
Yazıdaki yorum ve çıkarımlar tamamen şahsi görüşlerim olup çalıştığım kurumun uygulama ve politikalarını yansıtmadığı gibi bağlamamaktadır da.