Antalya hayatıma en çok antik kentleriyle girdi: Side, Aspendos, Arykanda, Patara, Letoon, Perge’nin de aralarında bulunduğu bu kentlere yolculuklarım vasıtasıyla yakınlaştığım; askerliğimi Burdur’da yapınca daha da sık gidip geldiğim bir yer oldu. Bende farkındalık yarattı ve uzun yıllardır onunla ilgili haberleri dikkatle takip etmeye başladım:
Bu senenin güzel haberi, turizm verilerindeki artışın sürmesi. 214 mavi bayraklı plajı, gecelik 700 binlik konaklama kapasitesi olan şehri 1 Ocak–31 Ağustos tarihleri arasında hava yoluyla ziyaret eden turist sayısı dokuz milyonu aşmış.
Turizmin başkenti Antalya’nın deniz, güneş ve tarih kadar önemli değerlerinden birisi, iyi tanıtıldığında şehre katma değer katacak olan gastronomik zenginlikleri. Deniz mahsullerinden yöresel yemeklerine, reçellerinden zeytinyağlılarına Antalya mutfağı yeterince tanınmıyor, tanıtılamıyor.
Oysa Antalya pek çok coğrafi işaretli ürüne sahip. İçlerinde Finike portakalı, Manavgat altın susam, Korkuteli karyağdı armudu, Alanya avokadosu, kabak tatlısı, piyaz, serpme börek, tavşan yüreği zeytini, turunç kabuğu reçelinin de yer aldığı coğrafi işaretli ürünler hem turizm hem de şehrin ekonomisi için büyük öneme sahip.
Ayrıca, gastronomi sektörünün, restoranların ihtiyaç duyduğu tarım ve gıda ürünlerinin büyük bir bölümü tüm Türkiye’ye Antalya’dan ulaştırılıyor. Yerel gıdaya ve sürdürülebilir tarıma sahip çıkılmasıyla bu rakamlar daha da artacak…
Antalya Büyükşehir Belediyesi konuyu “Antalya’dan Dünyaya” mottosuyla 23-25 Eylül tarihlerinde düzenlenecek I. Uluslararası Food Fest Antalya’da gündeme taşıyor. Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivali anlatmak için benim de aralarında bulunduğum bir grup gazeteciyi Antalya’ya davet etti.
7 Mehmet’teki akşam yemeğinde Başkan, Antalya’nın saklı kalmış coğrafi işaretli lezzetlerini, yerel ürünlerini dünyaya tanıtmak istediklerini söyledi. Geçmişten geleceğe yerel ürünlerimize sahip çıkma hedefiyle düzenlenen festivale, Food Fest Antalya İçerik Direktörü Gökmen Sözen’in organizasyonuyla dünyadan ve Türkiye’den birbirinden ünlü Michelin yıldızlı şefler, otel ve restoran profesyonelleri, gurmeler, gastronomi ve turizm yazarları gibi profesyonelleri katılacağını öğrendim. Renè Frank, Luigi Taglienti, Joann Artieda, Joe Barza gibi şeflerin yanı sıra Türkiye’den de Gamze Cizreli, Somer Sivrioğlu, Mehmet Yalçınkaya, Ömür Akkor, Cüneyt Asan, Maksut Aşkar, Sahrap Soysal, Hazer Amani, Dilara Koçak, Uğur Volkan Uysal ve Mehmet Akdağ gibi birçok isim Antalya’da buluşacak.
Muhittin Böcek sohbetimizde coğrafi işaret alan yöresel ürünlerin, festivale katılan yerel ve global şefler aracılığıyla uluslararası arenada bilinirliğini artırmak istediklerini özellikle vurgulayarak şöyle dedi:
“Örneğin Antalya’nın meşhur piyazı ya da kabak tatlısı gibi lezzetlerinin Fransa’da, İspanya’da, İtalya’da Michelin yıldızlı bir şefin menüsünde yer almasını, ayrıca domates, muz, avokado, portakal gibi ürünlerimizin dünya marketlerinin raflarında bulunmasını hedefliyoruz. Herkesi bolca sohbet edecekleri, gönül sofralarını kuracağımız festivalimize davet ediyorum.”
Festivalin teması ise çevremizin korunması ve kaynaklarımızın ekonomik bir şekilde kullanılmasıyla birlikte, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak ve ekosistemimizde bulunan tüm yaşam formlarını koruyabilmek için “Sürdürülebilirlik, Biyoçeşitlilik & Yerel Ürünlerin Desteklenmesi” olarak belirlenmiş.
Festival süresince uluslararası şeflerle workshop’lar; Antalya’nın sokak lezzetleri, Antalya mutfağı ve gizli kalmış lezzetleri, sürdürülebilir gastronomi gibi pek çok farklı konuda alanında uzman isimlerin katılımıyla panel ve söyleşiler; kentin turistik ve tarihi bölgelerine geziler; lokal şef ve patisserie yarışması gibi birbirinden renkli ve farklı etkinlikler düzenlenecek. Ben de “Uluslararası Otel Zincirlerinde Antalya’nın Yerel Ürünlerinin Kullanımı” başlıklı panelin moderatörlüğünü yapacağım.
Üç gün kalacağım Antalya’da aralarında şiş köfte, kölle (buğday, fasulye, nohut ve bakla haşlaması), serpme börek, domates civesi, hibeş, alafaşı, tahinli piyaz, kabak tatlısının bulunduğu çok sayıdaki lezzetli yemek beni ve tabii ki kenti ziyaret edecekleri bekliyor…