MALATYALI meslektaşım Bülent Yalvaç, telefonda ağlayarak anlattı:
- Kahramanmaraş merkezli iki depremin 7.7’lik ilki 1.5 dakika sürdü. Neredeyse bizleri duvardan duvara vurdu. Kendimizi apartmanda dışarı zor attık. İyi ki daha sonra binaya girmemişiz. İkinci depremde 3 yıllık bina gözümüzün önünde yıkıldı.
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, kendisinin ve geniş ailesinin evlerinin girilemez durumda olduğunu belirtti:
- Köyde iki odalı bir aile evimiz var. Tek katlı. 40 kişi oraya sığındık.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) önceki başkanlarından Ahmet Ertürk’e Malatya’daki ailesinin durumunu sordum, yanıtladı:
- Bizim tarafta çok şükür can kaybı yok. Evlerinin hepsi hasarlı. Allah’tan dayımın evi sağlam kalmış. Annem, kız kardeşim, hep orada toplandılar. Bir kısmı da Elazığ’a gitti.
Eşinin ailesinden kayıplar olduğunu belirtti:
- Hanımın bir kuzeninin çocukları enkaz altında kaldı. Anne, baba, iki çocuk. Kurtardılar ama birisi beyin travması olmuş, diğerinde bacak kangren. Kesilme ihtimali var.
Malatya’daki ekonomi gazetecisi meslektaşım Nida Anıl’a da yazdım, şu yanıtı verdi:
- Çok şükür canımız sağ. Köyde küçük bir ev var. 3 aile oraya sığındık.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na ailesinin, akrabalarının durumunu sordum, anlattı:
- Yakın akrabalarımızdan iki gencin enkaz altından cenazesi çıktı.
Sadıkoğlu, ekledi:
- Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak depremzede vatandaşlarımıza elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz. Yalnız, arama-kurtarmada, enkaz kaldırmada, yardımların dağıtımında bir koordinasyonsuzluk söz konusu.
5N1PR Ajansı’nın kurucu ortağı Kenan Kaffar’la konuştum, Malatya’daki teyzesinin yaşadığı binanın görüntüsünü gönderdi:
- Abi daha 1 yıllık bina. İkinci depremde çöküşünü videoya çekmişler…
Altın Kayısı Ramada Oteli’nin sahibi Erdal Göçmez’le otel ve hastanesinin durumu ile ilgili haberleştim, anlattı:
- Otelimizde bir sıkıntı yok. Önlem olarak misafir almıyoruz. Hastanelerimizde de hasar yok çok şükür.
Anemon Otelleri’nin kurucusu İsmail Akçura’dan İskenderun, Antakya ve Malatya’daki otellerinin durumu hakkında bilgi aldım. Önce çalışanlarının durumunu anlattı:
- Malatya’daki ekibimizden 5 kişiye ulaşamıyorduk. Biri yaşadığı binanın enkazdan sağ çıktı. Kalan 4’ünden haber yok. Antakya’da da 3-4 çalışanımıza ulaşamadık.
Ardından otellere geçti:
- Antakya, Malatya ve İskenderun’daki otellerimizin binaları sağlam görünüyor. Yalnızca avize düşmeleri ve fayans patlamaları söz konusu. İzin verildiği an girip bakacağız, toparlamaya çalışacağız.
Bölgedeki personele destek olmaya çalıştıklarını kaydetti:
- Bazı çalışma arkadaşlarımızı Batıdaki otellerimize kaydırdık. Deprem bölgesinde kalmayı sürdüren arkadaşlarımıza da elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz.
Otellerin bina kalitesiyle ilgili şu noktanın altını çizdi:
- İskenderun’daki otelimizi kendimiz yapmıştık. Otel fore kazıklar üzerine inşa edildi. Antakya’daki binada 15 yıldır kiracıyız. Bina sahibi belli ki sağlam yapmış. Malatya’daki otel binamız da sağlam.
Malatya’daki Avşar, Kırçuval Oteli, Antakya’daki Arsuz Oteli yıkıldı, altında onlarca vatandaşımız kaldı…
Doğru inşaat teknikleri kullanıldığında, binaların, otellerin içindeki insanların sağ salim çıkmasının söz konusu olduğu bu örneklerden görülüyor…
Umarım yüzyılın felaketi hepimize bu konuda ders olur…
DEPREMİN ilk gününden itibaren The Museum Hotel Antakya’nın sahibi Necmi Asfuroğlu’na ulaşmaya çalışıyordum, dün yanıt verdi:
- Yeğenim, ablam, eniştem, aileden 5 kişiyi enkaz altında kaybettik.
Antakya’nın deprem sonrası durumunu şöyle özetledi:
- Antakya metruk şehir oldu…
Bazı gözlemlerini aktardı:
- Suriyeli göçmenler çok sıkıntıya yol açıyor. Aralarından hırsızlık, talan yapanlar var. Marketleri, eczaneleri talan ediyorlar.
Bir konuya daha dikkat çekti:
- Buralarda ayrıca organ mafyası ortaya çıktı. Sahipsiz çocuklar için büyük risk oluşturuyorlar.
The Museum Hotel Antakya’nın durumunu sordum, yanıtladı:
- Otelde kayda değer bir sıkıntı yok. Yalnız, çalışanlarımızdan, yakınlarından enkaz altında olanlar var…
Sabay Group Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aymen’e de Antakya ve İskenderun’daki durumu sordum, şu bilgileri verdi:
- Annemi zar zor dün sabah İstanbul’a aldırdım. Akrabalarımızın durumu da şükür iyi. Ancak, çok sayıda dost-arkadaş göçük altında kaldı, vefat etti.
Mesajı yazarken sevindirici bir bilgiyi paylaştı:
- Sabah saatlerinde Arsuz Oteli’nin (Antakya) sahibinin 90’ı aşkın yaştaki annesini enkazdan sağ çıkardılar. Tam bir mucize… Arsuz Otel’in sahibi ve yeğeni de enkazdan sağ çıktı.
Mucizeler yaşansa da, yitip giden canların acısını dindirmeye yetmiyor…
Asfuroğlu’nun şu sözü Antakya’daki durumu gerçekten özetliyor:
- Burası metruk şehir gibi…
İLK bilgiyi eşim Emine Munyar, okul arkadaşımız, meslektaşımız Şaziye Karlıklı’dan alıntıyla verdi:
- Antakya’daki okul arkadaşımız İris Şentürk ve kızı enkazdan sağ çıkarılmış. Yalnız okul arkadaşımız olan eşi Hakan Şentürk hâlâ enkaz altında imiş.
Bu bilgi üzerine Mayıs 2001’i, İris Şentürk’ün Hatay Belediye Başkanı olduğu günleri, o döneme damgasını vuran fotoğrafını anımsadım.
Hatay’da yaşanan sel felaketinde 2 bini aşkın konut yıkılmış, İris Şentürk’ün şehirde felaketin yaşandığı alanlarda çalışmaları koordine sırasında çekilen fotoğrafı sembol haline gelmişti.
Daha sonra İris ve Hakan Şentürk’ün sınıf arkadaşı İlker Altun’u arayıp bilgi aldım:
- Hakan’ın bacaklarında da sorun vardı. Ayrıca, aile fertlerinden enkaz altında kalan 2-3 kişi daha var. Fabrikaları da epey hasarlı imiş.
O.M.S. Paslanmaz Mutfak Araçları Yönetim Kurulu Üyesi Talha Özger’e memleketi Adıyaman’daki durumu sordum:
- Gölbaşı ilçenizde, fabrikanızın bulunduğu bölgede durum nasıl?
Şu yanıtı verdi:
- Mağazamız komple yıkıldı. Fabrikamızda bir duvar patladı. Maddi sıkıntı çok yok ama 15 çalışanımıza hiç ulaşamadık.
ERDEMOĞLU Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, Sasa A.Ş.’nin bir iç duyurusunu gönderdi:
- Arkadaşlar, İbrahim Erdemoğlu Bey’in talimatıyla Mehmet Erdemoğlu Vakfı aracılığıyla etrafınızdaki tüm ihtiyaç sahiplerine destek olmak için Erdemoğlu Holding ve Sasa çalışanlarının banka hesaplarına pazartesi geçmek üzere 10 bin lira bağış yapılacaktır.
Duyuruda paranın kullanımıyla ilgili tavsiye tekrarlandı:
- Bu para ile ihtiyaç sahiplerine destek olabilirsiniz…
İbrahim Erdemoğlu’na bu paranın kaç kişinin hesabına yatırılacağını sordum, yanıtladı:
- 10 bin kişinin hesabına yatacak.
Toplam 100 milyon lirayı bulan bu paranın kullanımı konusunu bir kez de kendisinden duymak istedim:
- Yatırdığını 10 biner lirayı çalışanlarınız yardım amaçlı mı kullanacak?
Yanıtladı:
- Nasıl isterlerse…
Erdemoğlu, bu adımıyla “yardımlaşma duygusu”nu da paylaşmış olacak…
Erdemoğlu ve Sasa’da çalışan 10 bin kişi, “Depremzedeye 10 bin lira bağışladım” duygusunu yaşayacak…