Dorak Turizm Gayrimenkul ve Yatırımları Holding A.Ş.’nin temelleri, 1971 yılında turizm alanında hizmet vermek için kurulan Dorak Tours ile atıldı. Dorak, 2002 yılında şirketler grubuna, 2011 yılında holdinge dönüştü. Üç bin çalışanı olan Dorak Holding’in ortakları Ahmet Serdar Körükçü, Mustafa Pilav ve Ahmet Kaplan Tan… Bugün holding bünyesinde turizm alanında seyahat acenteleri, yurt dışı satış ofisleri, otel ve restaurant yatırımları; taşımacılık alanında otobüs filosu, madencilik alanında beyaz mermer ve traverten ocakları, havacılık alanında balon firmaları ile seramik fabrikası bulunuyor.
Dorak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Pilav ile buluştuk ve yeni projelerini konuştuk. Öncelikle Pilav ile ilgili kısa bilgi vermek istiyorum. Nevşehirli olan Mustafa Pilav, Kuleli Askeri Lisesi’nde okurken Japonca öğrenmeye karar vermiş. Bu kararında dönemin ünlü Japon dizisi Shogun’un etkisi olmuş. Asker olan babasını ikna etmek için epey uğraşan Pilav, Ankara Üniversitesi Japon Dili ve Edebiyatı bölümüne girmiş. Pilav, o dönemde Japon Büyükelçiliği’nin düzenlediği Japonca konuşma yarışmasını kazanmış ve Japonya seyahati kazanmış. Seyahatten dönünce hayali olan mimarlık okumayı düşünürken iyi Japonca bildiği için bir seyahat acentasından teklif almış. Çalışma hayatına atılırken okulunu da bitirmiş. Bu kez İstanbul’dan büyük bir acentadan teklif almış, beş yıl kokartlı ülkesel rehberlik yapmış. O dönemde Dorak Turizm’e çocukluk arkadaşı Ahmet Serdar Körükçü müdür olur. 11 Eylül krizi patlar ve turizm sektörü çok kötü günler yaşamaya başlar. Doğal olarak Türkiye’ye de Japon turist gelişi bıçak gibi kesilir. Ahmet Serdar Körükçü ile kendi işlerinin başında olmak isterler. Pilav’ın Japonya’ya gidip şirket kurmasına karar verirler. Pilav gider ve küçük bir tur operatörünü satın alırlar. Sonrasında da Ahmet Kaplan’ın da katılımıyla üç ortak Dorak Turizm’in sahibi olur. Kısa sürede Türkiye’nin güvenilir olduğunu anlatıp turist trafiğini yeniden hızlandırırlar. Mustafa Pilav, sonrasını şöyle anlatıyor:
Yılbaşına kadar tamamlanacak, Marriot markasıyla işletilecek
“Sadece tur operatörü olmayalım dedik, otobüs filosu kurduk. Kapadokya’daki ilk otelimiz olan Uçhisar Kaya Oteli’ni aldık. Güzel yemek sunalım dedik, Sur Balık’ın ilk şubesini İstanbul Cankurtaran’da açtık. Şu anda İstanbul’da dört, Avanos, Çankaya ve Kuşadası’nda birer tane olmak üzere yedi Sur Balık restoranımız var. Otelcilikte global markalarla iş birliği yapıyoruz. En son lüks segmentte Sultanahmet’te Hagia Sofia Mansions Curio Collection by Hilton’u açtık. Laleli’de Crowne Plaza Istanbul Old City’yi işletiyoruz. DoubleTree by Hilton Avanos otelimiz Kapadokya'nın ilk uluslararası oteli olma özelliğini taşıyor. Ramada by Wyndham Hotel Cappadocia bölgedeki diğer bir otelimiz. Kuşadası’nda Le Bleu Hotel & Resort ile hizmet veriyoruz. Kapadokya’da balonculuğu biz başlattık. Şu anda beş şirketimiz var ve günde 1000 kişiyi uçurabiliyoruz.”
Mustafa Pilav, şu anda Kapadokya’nın en lüks otelini yaptıklarını da anlatıyor. Otelin yılbaşına kadar tamamlanacağını kaydeden Pilav, “Bu otelimizi Marriott markasıyla işleteceğiz. Ankara’nın doğusunda, Türkiye’nin en lüks oteli olacak. Ayrıca Pamukkale’de Hilton markasıyla otel işleteceğiz. İnşaatı önümüzdeki yıl başlayacak” diyor.
55 metrede yemek servisine başlayacak, Sur Balık’ı Dubai’ye taşıyacak
Dorak Holding’in Sur Balık dışında Kapadokya’daki Han Restaurant ve Evranos Restaurant gibi başka restoranları da var. Mustafa Pilav, misafirlerine farklı deneyimler yaşatmak için çalıştıklarını söylüyor. Bu çerçevede Avanos’a Venedik’ten gondol, Yeni Zelanda’dan 80 kilometre hız yapan jet bot getirdiklerini söylüyor. Yaz ortasında 55 metre yükseklikte yemek servisine başlayacaklarını, Sur Balığı yurt dışına açacaklarını belirtiyor ve ekliyor: “Çok ülkeden teklif aldık. Özellikle Erbil’den çok teklif geldi. Ama ilk şubeyi bu yıl içinde Dubai’de açacağız. Londra’dan da teklif alıyoruz.”
Deprem izolatörlü binalar için Japon şirketle görüşüyor
Mustafa Pilav, Japon teknolojisiyle konut projesi planladıklarını da söylüyor. Deprem izolatörlü binalar için çok büyük bir Japon gayrimenkul şirketi Starts Corporation ile görüştüklerini anlatıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şirket bizimle Türkiye pazarına girecek. Mevcut binaları da dönüştürebiliyorlar. Hedefimiz İstanbul. Depremden sonra daha sık görüşmeye başladık. Türkiye’ye saha çalışması yapmak için geliyorlar. Türkiye’de böyle bir ihtiyaç var. En büyük handikap maliyet. Bu sistemle maliyet yüzde 10-12 artıyor. Deprem izolatörlü binaların teşvik edilmesi lazım. Yüzde 10-15 emsal artışı sağlanırsa bu önemli bir teşvik olur. Bu sistemle yapılan binalar yıkılmayacağı için sigorta maliyetleri de düşer.”