Dünya ve Türkiye son iki yıldır COVID-19 salgını belası ve iklim değişikliğine bağlı olarak olumsuz etkileri giderek artan, orman yangınları, sel baskınları, kasırgalarla boğuşuyor. Bilimsel araştırmalar, iklim ile ilişkili afetlerin, tüm afet türlerinin yaklaşık yüzde 91’ini oluşturduğu gerçeğini önümüze koyuyor. Salgın, dünyayı bunaltan tüm olumsuz etkilerinin yanında, insanlığın çevre sorunlarına biraz daha duyarlı hale gelmesinin önünü açtı. Kendi payımıza düşen benzer etkiyi bizler de Türkiye’de hissettik. İklim değişikliğinin artan etkilerinin apaçık izlendiği sel felaketleri, orman yangınları yüreğimizi yakarken, küresel sorumluluğun bize düşen kısmıyla ilgili farkındalığın giderek arttığını gözlemledik. Ankara’da siyasi atmosferin iyice ısındığı şu günlerde “tasada birlik” çağrıştıran, tüm siyasi partilerin (AK Parti, CHP, İyi Parti, MHP ve grubu bulunmayan partiler) desteğiyle TBMM’den geçen Paris İklim Anlaşması, son yıllarda üzerinde en geniş uzlaşma nadir konulardan biri olarak kayıtlara geçti. Böylece, yabancıların zaman zaman kullandığı “Türk’ün aklı sonradan gelir” deyişini haklı çıkaracak şekilde Türkiye, 5 yıl gecikmeyle de olsa anlaşmaya katıldı. Kasım ayında İskoçya’da düzenlenecek konferansta temsil hakkını da kıl payı elde etti.
TBMM Çevre Komisyonu tam kadro Glasgow’da
olacak Birçok konuda sert tartışmaların yaşandığı TBMM Çevre Komisyonu 5 Ekim’de oy birliği ile kabul ettiği Paris Anlaşması’nın ele alınacağı İskoçya’nın Glasgow kentindeki İklim konferansına tüm üyeleriyle katılma kararı aldı. Tabii ki bu birlikteliğin oluşmasında yaşadığımız iklim felaketleri kadar, sanayicisiyle, ihracatçısıyla özel sektörün, sivil toplumun kararlı tutumunun da etkisi var. 1-12 Kasım tarihlerinde yapılacak 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) Türkiye, Bakanlık bürokratları, özel sektör temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileriyle gövde gösterisine hazırlanıyor. Açılacak Türk pavyonunda sergiler, bilgilendirici toplantılar, paneller düzenlenecek.
Türkiye İklim Yasası ile kendi göbeğini kesecek
İklim değişikliği uyumu ve yeşil mutabakat, önümüzdeki dönemde ekonomiyi, özellikle Avrupa’ya yönelik ihracatı derinden etkileyecek. Ankara’da edindiğimiz bilgiler, Türkiye’nin tüm yeşil uyum çalışmalarının çıkarılacak İklim Yasası çerçevesine alınacağı yönünde. BM Çerçeve anlaşmasına göre Ek-1 listesinde, yani “gelişmiş ülkeler” listesinde bulunan Türkiye, bu yasanın oluşturduğu alt yapı ile hem yeşil dönüşüm finansman imkanlarına diğer yollardan ulaşabilecek, hem de kendi özgün karbon ticaret ve sınırda vergi sistemini oluşturarak AB’nin karbon sınır vergilerinden kurtulabilecek. Çevre komisyonundaki Paris anlaşması görüşmelerinde gündeme gelen hazırlık aşamasındaki kapsamlı yasanın önümüzdeki aylarda TBMM’den geçirilmesi planlanıyor. İklim Yasası’nın AB’nin Yeşil Mutabakatına uyum sürecinin de temelini oluşturması bekleniyor.
Milletvekilleri bakanlara soru sorma kuyruğuna girecekler
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde “Kuvvetler ayrılığı, kuvvetler kopukluğu değildir.” bu sözler, Cumhurbaşkanlığı sisteminin, yasama denetimi açısından daha etkin olduğunu savunan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz’a ait. TBMM’de 2022 yılı bütçe görüşmelerinin başlaması öncesinde DÜNYA Ankara Sohbetleri’nin konuğu olan Yılmaz, “yeni sistemde kuvvetler ayrılığı olduğu için genel kurulda bakanlar bulunmuyorlar ama bütçe sürecinde Komisyonda milletvekillerinin gün boyu sorularını yorumlarını değerlendirme imkanı oluyor. Bu bir anlamda da hesap verme mekanizması olarak işliyor.” diyor.
Yeni sistemde milletvekilleri, sadece bütçesi görüşülen bakana Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yüz yüze soru sorma şansını elde edebiliyor. Meclis İçtüzüğü’ne göre Komisyon üyesi olmayan milletvekilleri oturumlara katılıp söz alabiliyorlar. Yılda bir kez bütçe görüşmelerinde bu fırsatı bulacak çok sayıda milletvekilinin o gün hangi bakanlığın bütçesi görüşülüyorsa o bakana soru sormak için sıraya girmesi bekleniyor. 2022 yılı bütçesinin komisyonda görüşme takvimi henüz netleşmedi. 20 Ekim’de ilk sunuş Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yapılacak. 26 Ekim’den itibaren TBMM ve Cumhurbaşkanlığından başlayarak bakanlıkların bütçe görüşmeleri yapılacak.
Gece yarısı Resmi Gazete beklemek
Merkez Bankası uzunca bir süredir sadece para politikası iletişimini sağlayan rapor ve açıklamalarla değil atama kararnameleriyle de gündemde. Son yıllarda sık sık başkan ve başkan yardımcısı atamaları yapılması, ekonomi sohbetlerinde Resmi Gazete’deki kararnameler de para politikası iletişim araçları arasına eklendi takılmalarına yol açıyor. Hatırlatmakta yarar var, Resmi Gazete teknik olarak ait olduğu günün ilk saatlerinde elektronik ortamda yayımlanıyor. Kararnamelerin özellikle gece yarısı yayımlanması söz konusu değil. İhtiyaç duyulduğunda kullanılan Mükerrer Resmi Gazete ise günün herhangi bir saatinde yayımlanabiliyor. Cumhurbaşkanlığı’nın kullanıma sunduğu mobil cihazlara yüklenebilen Resmi Gazete uygulaması da kullanıcıları gazete yayımlandığında uyarıyor. Gece yarısı başbakanlık matbaasında Resmi Gazete beklemek artık çok gerilerde kaldı.
Şimdi tüm dikkatler bu hafta 21 Ekim Perşembe günü yeni yapısıyla toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’ndan çıkacak faiz kararında. Para politikası iletişiminin iki önemli metni, Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti ve yılın son enflasyon raporu 28 Ekim’de aynı gün yayımlanacak.