Dünyada en hızlı akan nehirlerden biri olan Çoruh’un coşkun sularının hemen yanı başında kıvrıla kıvrıla ilerleyen bir yolda gidiyoruz. Nehir, belki de kuraklık veya sıcak yaz günlerinin etkisiyle biraz nazlı akıyor. Erzurum Havalimanı'ndan yola çıktık, hedefimiz Bayraklı köyü, yani eski adıyla Baksı. İki buçuk saatlik yolculuğumuzun sonuna yaklaşırken, içimde müthiş bir heyecan var! Baksı Müzesi'ni tekrar ziyaret etmenin, Çoruh'a tepeden bakmanın, o muhteşem ıssızlığın ortasında kaybolmanın mutluluğunu bir kez daha yaşayacağım. Ve tabii ki, sevgili Hüsamettin Hoca ile orada buluşmanın...
Bin 600 metre yükseklikte, bir dağın tepesindeyim. "Tanrı'nın bile unuttuğu nokta" derler ya, işte tam da öyle bir yer. Bayraklı, sıradan bir köy değil; yolların sona erdiği, en uç noktada bir yerleşim yeri.
Sevgili Hüsamettin Koçan karşılıyor, çaylarımızı içerken sohbet ediyoruz; "uzakta olmamız bizim avantajımız" diyor ve ekliyor: "İnsanlar yakındakiyle o kadar iç içe geçiyor ki, onu hayatlarının sıradan bir parçası olarak görüyorlar. Ama hep uzaklara gitme özlemi var içlerinde. Uzak olan, bilinmeyen, her zaman daha çekici gelir insana." Müzenin kuruluş amacını anlatırken gurbetçiliğe de değiniyor Hoca. Kendi babasının da gurbetçi olduğunu, çocukken babalarını ne kadar özlediklerini, onun gelişini nasıl heyecanla beklediklerini anlatıyor. "Artık bu gurbet meselesinin bitmesi gerekiyor" diyor ve ekliyor: "Herkesin terk ettiği bir yerde, siz tersine bir akım yaratıyorsunuz. Anılarınıza, kişisel tarihinize sahip çıkıyorsunuz. Sosyal erozyona, küreselleşmeye karşı bir duruş sergiliyorsunuz."
Baksı Müzesi gerçekten de müthiş bir yer! Geçmişe kök salmış, geleceğe uzanan bir köprü gibi. Hoca'nın yola çıkış nedenlerinden biri, insanların doğdukları yerlere, yok olan kültürlere, kaybolan öykülere sahip çıkması gerektiği düşüncesi. Ben de yıllardır aynı şeyi düşünüyor ve savunuyorum. Bu topraklarda yaşayan bizler, geçmişimizle bağımızı koparmadan, geleceğe umutla bakmalıyız.
Baksı Müzesi’nde bir sanat galerisi var, ama aynı zamanda bir kültür merkezi, bir eğitim yuvası, bir toplumsal kalkınma projesi. Sanatı ve kültürü Anadolu'nun kalbine taşıyor. Müzenin ardından kurulan Baksı Kültür Sanat Vakfı da Anadolu'nun zengin kültürel mirasını korumak, gelecek nesillere aktarmak için çalışıyor. Vakfın, Doğan Holding'in destekleriyle 2019 yılından beri düzenlenen Anadolu Ödülleri de bu çabanın bir parçası. Ödüller, çift yıllarda kurumlara, tek yıllarda ise kişilere veriliyor.
Bu yıl beşincisi düzenlenen törende, Anadolu'nun kültürel değerlerine sahip çıkan kurumlar ödüllendirildi. "Yeniyi Aramak" temasıyla, Anadolu'nun son yüzyıldaki birikimini en üst düzeyde üretimine katan yenilikçi kurumlar seçildi. Mimarlık, görsel sanatlar, sinema, müzik ve edebiyat alanlarında ödüller sahiplerini buldu. "Doğan Değer Ödülü" ve "Onur Ödülü"nün sunum da gecenin önemli anlarından biriydi.
2024 Anadolu Ödülleri'nde kazananlar:
Mimarlık: Mimarlık kültürünü geliştirme ve topluma yayma misyonuyla Mimarlar Derneği 1927
Görsel Sanatlar: Sanatçıların yaşama dair mesajlarını sunduğu ve Mardin'in kültürel birikimine katkıları nedeniyle Mardin Bienali & Mardin Sinema Derneği
Sinema: Geleneksel yapısını yenileyerek çağdaş etkinliklere imza atan Film Yönetmenleri Derneği
Müzik: Bağlama sanatını yaşatma ve gelecek nesillere aktarma çabasıyla Erdal Erzincan Gezici Bağlama Atölyesi
Edebiyat: Orhan Kemal'in mirasını yaşatan ve edebiyat alanında öncü eserlere imza atan Orhan Kemal Roman Armağanı
Doğan Değer Ödülü: Cumhuriyet'in 100. yılında düzenlediği etkinlikler ve kültürel yaşamdaki rolüyle Atatürk Kitaplığı
Onur Ödülü: Kültür-sanat alanındaki 70 yıllık katkıları ve topluma rehberlik eden çalışmalarıyla Doğan Hızlan
Baksı Kültür Sanat Vakfı Kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan, ödül töreninde yaptığı konuşmada Anadolu'nun kültürel birikiminin önemine vurgu yaptı. Ödül sahiplerinin bu değerleri yaşatma ve geleceğe taşıma misyonunu başarıyla yerine getirdiklerini belirtti. "Vasatlığın meşrulaştırıldığı, cehaletin kolay çıkış yolu olarak görüldüğü günümüzde, insanla değerler arasında uzun bir mesafe oluşuyor" diyen Koçan, Anadolu'nun kültürel birikiminin evrenin en zengin ve etkileyici mirası olduğunu söyledi. Anadolu Ödülleri'nin bu değerleri yeniden görünür kılmayı hedeflediğini belirten Koçan, ödül sahiplerinin Anadolu'nun zenginliklerine sahip çıkan gönüllü oluşumlar olduğunu ifade etti.
Doğan Holding adına konuşan Begüm Doğan Faralyalı ise Anadolu Ödülleri'nin geleneği geleceğe taşıyan bakış açılarını desteklemesinin önemine değindi. Doğan Grubu olarak yerel ile evrensel arasındaki bağı ve yenilik arayışlarını önceliklendirdiklerini belirten Faralyalı, bu ödülleri desteklemekten gurur duyduklarını ifade etti.
Anadolu'nun kültür beşiği
Baksı Müzesi'nin hikâyesi, sanatçı ve eğitimci Hüsamettin Koçan'ın çocukluk hayaliyle başlıyor. Doğduğu köye bir müze kazandırma hayalini yıllarca besleyen Koçan, 2000 yılında onu gerçekleştirmek için ilk adımları atıyor. Uzun yıllar süren özverili çalışmaların ardından, 2010 yılında Baksı Müzesi kapılarını sanatseverlere açıyor. Müzenin mimarisi, çevreyle uyumlu ve yöresel mimariye saygılı bir anlayışla tasarlanmış. Doğal taş ve ahşap malzemelerin kullanıldığı yapılar, vadinin doğal dokusuna mükemmel bir şekilde entegre olmuş. Sergi salonları, atölyeler, kütüphane, konferans salonu ve konukevi gibi farklı fonksiyonlara sahip mekânlar, ziyaretçilere hem sanatsal hem de konforlu bir deneyim alanı.
Baksı Müzesi'nin koleksiyonu, çağdaş sanat eserleriyle geleneksel el sanatları örneklerini bir araya getirerek zengin ve çeşitli bir yelpaze sunuyor. Resim, heykel, seramik, fotoğraf gibi farklı disiplinlerden eserlerin yer aldığı koleksiyonda, Türkiye'nin önde gelen sanatçılarının yanı sıra yöresel sanatçıların eserleri de bulunuyor. Müze, aynı zamanda yöresel el sanatlarının yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için de önemli bir rol üstleniyor.
Baksı Müzesi, sanatsal faaliyetlerinin yanı sıra eğitim ve sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çekiyor. Bölgedeki çocuklar ve gençler için sanat atölyeleri, yaratıcı drama çalışmaları, müzik eğitimleri gibi çeşitli programlar düzenleniyor. Müze ayrıca, yöre halkının ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla istihdam olanakları yaratıyor ve yöresel ürünlerin tanıtımını yapıyor.
2014 Yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü alan Baksı Müzesi, anlatmaya çalıştığım gibi Anadolu'nun kültürel zenginliğini yansıtan, sanata ve insana değer veren, geleceğe umutla bakan bir merkez. Siz de orada eşsiz bir deneyim yaşamak ve büyülü atmosferi yaşamak için yolculuk planlarınız arasına lütfen Baksı Müzesi’ni de alın. Rezervasyon yaptırarak Konuk Evi’nde bile kalabilirsiniz.