Anadolu Sigorta Genel Müdürü Z. Mehmet Tuğtan: OVP’den 10 puanlık sapma kötü senaryo olur

Selçuk ALTUN Adana Notları

Ekonomik göstergelerdeki belirsizliklerin devam ettiğine dikkat çekerek 2025 yılının da zor bir sene olacağını dile getiren Anadolu Sigorta Genel Müdürü Z. Mehmet Tuğtan, OVP’deki hedefleri iyimser senaryo olarak baz aldıklarını ve bu doğrultuda planlama yaptıklarını söyledi.

Anadolu Sigorta, 2025 yılında 100. yaşını kutlayacak. Dün Pera Palace Hotel’de düzenlenen basın toplantısında şirketin 100. yılına dair hazırlıklarını anlatan Genel Müdür Z. Mehmet Tuğtan, aynı zamanda sigorta sektörü ve genel ekonomik göstergeler doğrultusunda öngörülerini de paylaştı.

Belirsizliklerin devam ettiğine işaret ederek 2025’in de zor bir yıl olacağını ifade eden Tuğtan, “2025’te 100. yaşımıza girmiş olacağız. Bunu çok büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Bu yılda kutlamalarla kalmayıp, her alanda iş ortaklarımıza ve müşterilerimize değer katan şirket olma vizyonunu devam ettireceğiz. 100. yıla büyük hedeflerle giriyoruz ama, bir yandan da zor bir yıl olacak. Ekonomik belirsizliklerin devam ettiği, faizin, enflasyonun, döviz kurlarının önünde bir belirsizlik olduğu bir dönemden geçeceğiz. Alternatif senaryolarımız var ama, iyimser senaryo üzerinden 2025’i kurguladık. Aslında temelde finansal açıdan; büyüme, pay kazanımı ve kârlılık ile optimize edilmiş bir senaryo ile ilerleyeceğiz” dedi.

Mevcut koşulların iyi senaryo olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Tuğtan, şöyle devam etti: “Orta Vadeli Program’da (OVP) açıklanan koşulların gerçekleşmesi bizim için iyi senaryodur. O programda açıklanan önlemlerin, aksiyonların devam etmesi, hedeflenen enflasyon, hedeflenen faiz, hedeflenen döviz seviyeleri bizim için iyi senaryodur. Bunda bir iki puanlık sapmalar iyi senaryoyu değiştirmez. Bunu tolere edebiliriz. Ama 10 puanlık sapmalar kötü senaryoyu işaret eder. Alternatifimiz var, ama olmasını tabii ki istemeyiz.

Önümüzdeki yıl için; enflasyonun yüzde 25, belki 30’a kadar tolere edilebilir. Doların salınımlı olarak 45 bandına kadar gelmesi iyi senaryomuz olarak önümüzde duruyor. Zigzag yaparak veya sert bir şekilde sene başında bu seviyeye gelmesi bile bütün politikalarımızın değişmesi anlamına gelir. Her ay salınımlı arttığı durumda bu çok daha yönetilebilir olacaktır. Ben benzer şekilde 45 bandına salınımlı gidebileceğini düşünüyorum. Faizin de, enflasyon ve döviz ile kolerasyonlu olması gerekiyor. Cari açıkta azalma, rezervde iyileşme var. Ekonomik göstergeler de aslında enflasyonun da düşme patikasında olduğunu, faizin aşağı inmesi gerektiğine işaret ediyor.”

“Sektörü rahatlatacak bir takım kararlara ihtiyaç var”

2025 yılında, sigortacılık faaliyetlerden dolayı işlerin azalmasını beklemediklerinin altını çizen Tuğtan, ekonomik konjonktür, faiz hadleri, enflasyon ve dövizin seyrinin sektör açısından kritik göstergeler olarak takip edileceğini kaydetti. Tuğtan, bu belirsizliklerin sektör açısında yaratacağı etkileri şu şekilde anlattı: “Sektörde çok ciddi dövizli poliçe var. Hiç poliçe artırmasanız, dövizin artığı ortamda prim geliriniz artar. Dövizin artması aynı şekilde hasara yansıyacağı için teknik geliri olumsuz etkileyecektir. Benzer şekilde enflasyonu da değerlendirebiliriz. Enflasyon istediğimiz patikada gitmezse, bir yandan tüketici davranışlarını etkilerken bir yandan da ‘sigortacılık geleceği tahmin edip fiyatlamaya çalışan bir sektör’ olduğu için teknik karşılıkları arıtacaktır.”

Ek olarak 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girmesi beklenen iki kritik konuya da dikkat çeken Tuğtan, şunları söyledi: “Masada bekleyen iki teknik düzenleme var. 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girecek olan IFRS17 ciddi bir konu. Bambaşka bir finansal raporlama sistemi geliyor. Tüm şirketlerin finansallarını etkileyecek, karlılıkları, karşılıkları vs. etkileyecek, iskontolar değişecek.

Diğer kritik düzenleme olarak enflasyon muhasebesi 1 Ocak 2025 itibariyle devreye girecek diyoruz ama, bir yandan da vergi usul kanunu diyor ki, kazancı vergi matrahının tespitinde kullanamazsın. Bu şirketler üzerinde önemli bir maliyet. Buranın yasal otoriteye de bağımlı olarak, düzenleyici kurumların irtibat ve uyumlu bir şekilde sigortacılık sektörünü de rahatlatacak bir takım kararlara ihtiyaç var. Bunları alabilecek miyiz, göreceğiz.”

Sektörün sadece enflasyon, döviz, faiz gibi ekonomik göstergelerdeki belirsizliklerden değil, IFRS17, enflasyon muhasebesi ve bunların uygulamaya alınıp alınmayacağı konusunda belirsizliklerle yol aldığını dile getiren Tuğtan, “Bu konular halen tartışılıyor. Şurada 1 aylık süre kaldı. Ama bir sürü yasal düzenleme gerektiren başlıklar var. Bu belirsizlik bile bizim güvenli aralıkta hareket etmemizi zorlaştırıyor” dedi.

27 milyar TL’yi aşan özsermaye

2023 yılı itibarıyla Orta Vadeli Stratejik Plan’ında kapsamlı bir revizyon gerçekleştiren Anadolu Sigorta, iş programını ikinci yüzyıla hazırlık vizyonuyla şekillendirirken, özsermaye değerinin prim üretimi ve konservasyon oranını doğrudan etkilediği sigortacılık sektöründe, 27 milyar TL’yi aşan özsermaye büyüklüğüne ulaştı. Prim üretimini 2024 yılında 2023 yılının ilk 9 ayına göre yüzde 63,4 oranında artıran ve 9 ay sonucunda 46,6 milyar seviyesine ulaştıran şirket, kara araçları, su araçları ve kefalet branşlarında sektör birinciliğini sürdürüyor. İlk 9 aylık resmi sonuçlara göre Anadolu Sigorta’nın en yüksek prim ürettiği branş, 10,3 milyar TL ile “kara araçları” oldu. Bu branşı; 10 milyar TL ile “yangın ve doğal afetler”, 8,8 milyar TL ile “kara araçları sorumluluk” ve 8,2 milyar TL ile “hastalıksağlık” branşları takip etti. Hayat dışı 15 ana branştan 11’inde ilk 3’te yer alan şirket, yangın ve doğal afetler, nakliyat, hava araçları ve hava araçları sorumluluk branşlarında ise güçlü ikinciliğini sürdürüyor.

Ankara’da şirketi ayakta tutacak yapı kuruldu

Olası bir İstanbul depreminin ardından şirketin devamlılığını sağlamak amacıyla Ankara’da gerçekleştirdikleri yapılanma hakkında da bilgi veren Genel Müdür Tuğtan, şunları söyledi: “Anket yaptık. Biz Ankara’ya herkes gitmek için can atacak diye düşünüyorduk, kura çekeriz diyorduk. Bir baktık ki, hiç öyle değilmiş. Az sayıda bir talep var. İhtiyacın altında kalmakla birlikte bazı yöneticilerimizin Ankara’ya transferini sağladık. Şu anda Ankara’da; reasürans, finansal yönetim, bilgi teknolojileri, hasar yönetim tarafında oldukça kuvvetli arkadaşlarımız var. Ankara dışında da bir iki noktada bu yapılanmayı gerçekleştiriyoruz. Bugün İstanbul’da bir şey olsa, biz ilk etapta ayağa kalkmaya çalışırken şirketi ayakta tutacak yapıyı kurduk. Üst düzey yönetici tarafında bir sıkıntı var. Onu da çözüme kavuşturacağız.”

Tüm yazılarını göster