Dr. Türker ÇELİK
ABD`de temmuz ayında ayında açıklanan yıllık bazda yüzde 9,1 düzeyindeki enflasyon oranı ile 41 yılın rekoru kırıldı. Bu gelişme üzerine 27 Temmuz`da yapılacak Amerikan Merkez Bankası - FED toplantısında ABD`de faiz artışına gidilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bu ortamda birçok ihracatçı firmanın sahibinden ve yöneticisinden, yoğun şekilde sorular almaya başladım. Gelen sorular iki başlıkta toparlanabilir:
Soru- 1: “ABD`de yüksek enflasyon, faiz ortamında ülkedeki tüketim ve dolayısıyla Türkiye`den Amerika`ya ihracat nasıl etkilenir?”
Soru- 2: “Amerika`ya hangi ürünler, nasıl ihraç edilir?”
Birinci sorunun yanıtı oldukça net. Amerika`nın tarihsel olarak gayrisafi milli hasılanın yüzde 70`i kişisel tüketimden kaynaklanıyor... Elbette beklenildiği üzere faizler arttığında bunun tüketim üzerinde etkisi olacaktır. Ancak belirli sektörler dışında, tüketimdeki yavaşlama veya azalma sınırlı kalıyor. Çünkü ekonominin yüzde 70`ini oluşturan bireysel tüketimde belirgin bir gerileme, ekonomide durgunluk anlamına gelecektir. Buna da ABD ekonomi yönetimin izin vermesi beklenmiyor.
Yine enflasyon denilince, ilk akla gelen sektörlerden inşaat ve gıda sektörlerinde ciddi işler yapan Amerikalı ve Türk iş insanları ile konuştum. New York ve Miami’de ticari ve otel inşaatları yapan Amerikalı bir arkadaşımın yorumu aklımda kaldı: “Pandemiyle birlikte her ürünün fiyatında ciddi artışlar oldu. Haziran ayında Amerikan Merkez Bankası (FED) faizleri 75 baz puan artırdı. Bu faiz artırımı ne benim ne de sektördeki diğer yatırımcıların işlerini etkilemedi. Devam eden işlerimizi zaten bitirmek zorundayız. Elbet yeni yatırımlara girerken faizleri takip edeceğiz. Umarım bu faiz artırımları, bizim girdimiz olan ara madde fiyatlarını biraz olsun kontrol altına alır. O zaman faiz artırımının belki olumlu etkisi bile olur…”
Gıda sektöründe konuştuğum iş adamları ise, “Biz zaten mecburi, temel ihtiyaç malzemesi satıyoruz, bizi etkilemez. Zaten Haziran ayında faizlerin yükselmesi işimizde bir şeyi değiştirmedi. Umarız faiz artırımı, fiyatlardaki fahiş artırımı durdurur.” görüşündeler.
Bütün bu değerlendirmelerden sonra ABD`de faiz artışın, Türk ihracatçısına olası etkilerine dair beklentiler şöyle özetlenebilir: Açıklanan enflasyon rakamlarından sonra faizlerde yükseliş kaçınılmaz. Türkiye`nin genel olarak ABD`ye ihracatı ABD`nin toplam ithalatı içinde sınırlı kalıyor. Bu nedenle Türkiye`nin ihracatı üzerinde fazla olumsuz etkisi olmaz. Ayrıca ABD`de pandemi sonrası yaşanan fiyat artışı birçok üründe fiyat tutturabilmemize imkân sağladığı için olumlu bir boyutu dahi söz konusu olabilir. Ancak faizlerde artış, tekstil ve hazır giyim gibi mecburi olmayan ve her zaman ABD pazarında arz fazlası olan sektörlerde ihracatımızı sınırlandırabilir...
Gelelim ikinci sorumuza: “ABD`ye hangi ürünler, nasıl ihraç edilir?” ABD, 2021 yılında dünyadan 3,4 trilyon dolar mal ve hizmet satın aldı. Türkiye`nin bu rakamdaki payı 16 milyar dolar, oransal olarak sadece yüzde 0,04. Örnek verecek olursak; Dünyada rekabetçi olduğumuz, Dünya ticaretinde yüzde 3,4 pay aldığımız tekstil ve hazır giyim sektörlerinde Amerika`nın ithalatındaki payımız, geçtiğimiz yıl yaşanan artışla yüzde 1 düzeyine yaklaştı. Özetle Amerika’nın toplam ithalatında rekabetçi olduğumuz sektörlerde dahi payımız çok sınırlı. Bu nedenle bizim ana riskimiz ABD pazarında ve ithalatındaki olası yavaşlama değil... Ana meselemizin pazara rekabetçi ürünlerle girmek olduğu inancındayım. Bu nedenle firmalarımız ABD pazarına uygun ürünlerini bulmaya ya da bu ürünleri geliştirmeye odaklanmalılar. Ardından da bu ürünleri ABD pazarına rekabetçi fiyatlarla nasıl sunabilecekleri üzerinde çalışmalılar. Bu noktada çok güzel bir başarı hikayesi olarak, kozmetik markası Farmasi`nin, ABD`ye ihracatının neredeyse 3-4 yıl içinde 100 milyon doları aştığını kaydedelim. Şimdi gelin birkaç sektör için değerlendirme yapalım... Aşağıda her sektör için ayrı ayrı belirtmeyeceğiz ama ABD pazarında en öncelikle konunun fiyat tutturmak olduğunu kaydedelim.
■ Gıda
Bu sektörde ABD içinde lojistik ve dağıtım sorununu çözen bütün işlenmiş ürünlerde rekabetçi olabiliriz. Gıda sektöründe ciddi olumsuz bir etki beklenmiyor.
■ Tekstil-hazır giyim
En geniş anlamıyla aktif spor giyim, gündelik giyim ve Hristiyanlara yönelik muhafazakâr giyim gibi farklı kategorilerde ABD pazarını anlayan firmalarımız için önemli imkanlar var. Bu anlamda Les Benjamins gurur duyduğumuz bir örnek marka....
■ İnşaat malzemeleri
Home Depot gibi dev yapı mağaza zincirleri ile çalışmak başlangıç aşamasında birçok firmamız için çok kolay değil. Müteahhitlere satış ve uygulama yapabilen firmalarımız mutfak kabini ve tezgâhı, kapı ve parke gibi birçok alanda başarılı işler yapabiliyor.
■ Mobilya
Pandemi sonrası ihracatımızın ciddi arttığı sektörlerden biri mobilya oldu. Firmalarımızın bir sonraki aşamaya geçmeleri için; sandalye, masa, raf gibi ürün bazında odaklanmaları gerektiği inancındayız.
■ Takı- mücevher
İhracatta rekor kırdığımız sektörlerden biri de mücevher oldu. Takı ürünleri hafif olduğu için lojistik açıdan birçok avantaja sahip. Bu nedenle Amerika pazarına ihracattaki artışta doğrudan ihracat önemli rol oynadı.
Özetle, firmalarımızın Amerika`da faiz artışından endişe etmek yerine, Amerika için en rekabetçi ürünleri geliştirmeye odaklanmaları gerektiği inancındayım.