Aman arkadaşlar fazla abartmayın

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

TÜRKİYE’nin en derin ekonomik krizlerden birini yaşadığı 2001 yılının Nisan ayının son günleriydi… İlk haberi Reuters duyurdu:

  • Türkiye’ye 10 milyar dolar veriliyor…

Bu haber üzerine hemen hesaplar yapıldı:

  • Dünya Bankası Türkiye’ye 5 milyar dolar verecekti.

  • G-7’lerden 6 milyar doların gelmesi söz konusuydu.

  • Bu durumda gelecek para 21 milyar doları bulacak.

2001 yılı Şubat ayında patlayan kriz sonrası dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “kurtarıcı” olarak davet edip ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığına atadığı Kemal Derviş, o günlerde görüşmeler için gittiği Washington’da basın toplantısı düzenledi.

CNN Türk ve NTV, Kemal Derviş’in basın toplantısını canlı yayınladı. Derviş, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Horst Köhler’le yaptığı görüşmeyi anlattı:

-          IMF Başkanı Köhler, Türkiye’ye 10 milyar dolar verilmesini yönetime teklif ediyor. Bu tekliftir. Kesin gibi yansıtmayın, abartmayın.

Ardından ABD’deki meslektaşlarımız sordu:

-          Türkiye’ye verilecek kredinin toplamı ne kadar?

Derviş yanıtladı:

-          IMF’nin bu yıl vereceği 4.3 milyar dolar vardı. 10 milyar dolar da ek veriliyor. Yani, 14.3 milyar dolar gelecek.

Meslektaşlarımız anımsattı:

-          Dünya Bankası’ndan 5 milyar dolar gelmesi söz konusuydu.

Dünya Bankası’nın eski Başkan Yardımcısı olan Derviş sürdürdü:

-          Evet, Dünya Bankası’ndan 5 milyar dolarlık kaynağın gelmesi söz konusu. Onun 1.5 milyar doları 2001 yılı paketinde yer alıyor. Kalanı sonraki iki yılda gelecek. Bence biz 2001 yılına bakalım. 2001’de gelecek kredi 14.3 milyar dolar.

ABD’deki meslektaşlarımız Türkiye’ye gelmesi olası kredinin büyüklüğünü daha da yukarı çekebilmek için yeniden sordu:

-          Ya diğerleri?

Kemal Derviş, bunun üzerine gerçekçi yaklaşım için uyardı:

-          Sonrayı konuşup kafa karıştırmayalım.

Gerçekleşmelere dayanan kendi hesabını bir kez daha anlattı:

-          Bize bu yıl ek 10-12 milyar dolar lazımdı. IMF’den 10 milyar dolar ek gelmesi söz konusu olacak. Buna Dünya Bankası ve G-7’ler katkı yapacak. 4.3 milyar dolar da eklenince toplam 14.3 milyar doları buluyor. Buna ufak tefek katkılar olabilir ama rakamları abartmayın.

Geçmişten bugüne bizim bildiğimiz siyasetçiler iyimser hava estirmek için eldeki bilgileri mümkün olduğunca abartma yolunu seçti, seçiyor…

Derviş ise görevi boyunca izlediğimiz kadarıyla hep gerçeği konuşmayı yeğledi…

Kemal Derviş’in vefat haberi önceki gün Hakan Güldağ, Şeref Oğuz ve Abdurrahman Yıldırım’la birlikte Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Tamer Saka ile sohbet ederken geldi…

Derviş’e Allah’tan rahmet diliyorum…

Mekanı cennet olsun…

Siyasilerin tozunu çok kolay attırabilecek bir insan

ESKİ Devlet Bakanı Kemal Derviş’in vefat haberi üzerine onun bakanlığı döneminde yazdığım yazıları taradım. 2001 yılı Nisan ayı başlarında yazdığım bir yazıda Merkez Bankası eski başkanlarından, ekonomiden sorumlu eski bakanlardan Rüşdü Saracoğlu’nun bir anısını aktardığımı gördüm.

Rüşdü Saracoğlu, İlhan Söylemezoğlu’nun yayınladığı Ekonomi ve Politikada Trend” dergisinde Kemal Derviş’le ilgili anısını aktarmış, ben de oradan alıntı yapmıştım. Saracoğlu’nun anısı şöyleydi:

  • 1977-78 dönemiydi. Washington’da oturduğumuz zamanlar Derviş bana bir gün, “Başbakan olsam seni ekonomiden sorumlu bakan yaparım” demişti. Ben de, “Başbakan olsam seni dışişleri bakanı yaparım” dedim.

  • Önce kızdı, gerekçelerini anlatınca bana hak verdi: “Ben başbakan olsam, ben de ekonomiyi senin kadar iyi biliyorum. Benim de iyi bildiğim bir alana seni getirmem, senin kaynaklarını verimli kullanmamak olur. Seni dışişleri bakanı yaparsam daha geniş yelpazede çalışabiliriz.”

  • Derviş’le birçok uluslararası konferansa katıldım.Her zaman iftihar etmişimdir. Türkçe sorulan soruya Türkçe, İngilizce sorulunca İngilizce, Fransızca sorulunca Fransızca, Almanca sorulunca Almanca cevap vermiştir.

Saracoğlu, anısını aktardıktan sonra Derviş’le ilgili şu yorumu yapmıştı:

-          Kemal Derviş, hakikaten dünya çapında bir isim. Siyasilerin tozunu çok kolay attırabilecek bir insan. Siyasi liderlerin liderliklerini ortadan kaldırabilecek bir insan. “A takımı”nı kurabilse, diğer bakanların esamisi okunmaz.

Türkiye’nin hali beni kahrediyor

KEMAL Derviş’in vefat haberin üzerine çoğunlukla Londra’da yaşayan yakın dostu bankacı İlhan Nebioğlu ile yazıştım. Nebioğlu, Derviş’in hastalık süreciyle ilgili bilgi verdi:

-          Son bir haftadır Washington’da bir hastanedeydi. Parkinson idi. Vefat haberini oğlu Erdal’dan aldım.

Son telefon görüşmesini aktardı:

-          Kemal, son telefon görüşmesinde, “Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, yaşadığı sıkıntılar beni kahrediyor” demişti.

Garanti Bankası’nda Genel Müdür Yardımcısı iken tanıdığım İlhan Nebioğlu, daha sonra Londra’ya taşındı, uzun süre orada bankacı olarak görev yaptı. Ardından Türkiye’deki bazı şirketlere Londra’dan danışmanlık hizmeti verdi.

Türkiye’de kamuoyu 2001 yılında, daha doğrusu Kemal Derviş’in ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı döneminde Londra’dan gelen fotoğraflarından tanıdı. Derviş, bakanlık döneminde Londra’ya gittiğinde gazetelere yansıyan fotoğraflarıyla İlhan Nebioğlu, “Derviş’in valizini taşıyan adam” olarak akıllara yerleşti.

İzmir, Urla, Alaçatı ve Çeşme de Michelin radarına girdi

DOĞUŞ Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu & Kaya Demirer işbirliği ile Taksim’de Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) terasındaki “BİZ İstanbul”dayız.

Bir ara Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, eşi Pervin Ersoy, Danışmanı Tayfun Topal, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüsnü Akhan, Bilgili Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Bilgili, Murat Tabanlıoğlu, Kaya Demirer ve Altunç Kumova’nın sohbet ettiği bölüme uğradım.

Sohbetlerinde konu Türkiye Turizm ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) çabasıyla İstanbul’daki restoranları yakın izlemeye alan “Michelin Guide”a geldi.  Bakan Ersoy, 5’i yıldızlı olmak üzere İstanbul’daki 53 restoranın “Michelin Guide İstanbul”a girmesinin önemine değinip ekledi:

-          “Michelin Guide” İzmir, Urla, Alaçatı ve Çeşme’yi de radarına aldı…

Bu bilgiden sonra birkaç kez altını çizdi:

-          Radara girmek “Michelin Guide” listesinde yer almak anlamına gelmiyor.

5’i yıldızlı olmak üzere 53 restoranın “Michelin Guide” listesine girmesi, İstanbul’un gastronomisiyle de dünyada adının öne çıkmasında etkili oldu.

Bakalım İzmir, Urla, Alaçatı ve Çeşme’deki restoranlardan “Michelin Guide” listesine girebilenler olacak mı?

Tüm yazılarını göster