“Çocuklarımız ve torunlarımız kendi yuvalarını muhtemelen bizim geliştirdiğimiz yerlerde kuracaklar. Eğer önümüzdeki dönemlerde yaşadığımız yerler bugün olduğu gibi plansız, verimsiz bir şekilde gelişirse biz onlara miras olarak pahalı ve bedeli ağır bir süreç bırakmış oluruz. Bizlerin hatalarının bedelini ödeyen onlar olur ve bu güzelim topraklarda daha azıyla yetinerek yaşamak zorunda kalırlar. Ya da yaşadığımız yerleri daha akılcı, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir anlayışla planlar ve inşa ederiz. Seçim bize kalmış.”
Planlayamadığımız için bir türlü altyapı çalışmalarını en aza indiremedik; kazma - kürek hala devam ediyoruz. Öngöremediğimiz için bozup tekrar yapıyoruz. Kaynaklarımız tükeniyor, enerjimiz bitiyor ancak aklımız bir türlü egemen olamıyor.
Üstyapıda ise popülizm hakim. Neredeyse hem semte bir stad yapılmak isteniyor. Stad sayısına bakan da futbol ekonomimizin pek parlak olduğunu sanacak. Ayda 2 kez, yılda 20 kez kullanılan stadlara on milyonlarca dolar ödüyoruz. Bir de bunların bakım parası var. Her şehir bir Barselona olma hayali içerisinde. İrice kasabalar futbol kulüpleri ile markalaşacaklarını sanıyor, bu uğurda dünya para harcıyorlar. Sonra hayal kırıklıkları, bir alt kümeye düşenler, tekrar çıkmak için uğraşanları seyreden on binler. Bizi sıklıkla yenen İzlanda takımı 10 bin kişilik, tek tarafı kapalı sade bir stadda antremanlarını yapıyor ve maçlarını oynuyor. Ülkenin en büyük stadı bu.
Bu kısır döngü ne yazık ki on yıllardır sürüp gidiyor. Böyle bir akıl dışılık şehirlerimizin kaderi olmamalı. Altyapıdır, üstyapıdır uğraşıp dururken akılyapı ihmal ediliyor. Akılyapı, bir şehrin bugününü akıl egemen bir şekilde yönetmek ve geleceğini akıl egemen bir şekilde biçimlendirmek demektir.
Akıllı Gelişme; bir yerleşim biriminin sahip olduğu alanları yaşam kalitesini yükseltecek şekilde kullanması, doğal kaynaklarını koruması, refah ve itibar seviyesini yükseltecek gelişmeleri sağlaması demektir. Akıllı Gelişme; yaşadıkları yeri önemseyen yerel yöneticiler, iş alemi ve diğer profesyonellerin birlikte ve bir strateji doğrultusunda çalışması ve böylece şehirlerini daha yaşanabilir kılmaları demektir. Akıllı Gelişme; bir yerleşim biriminde yaşayan herkesi; ekonomik, sosyal ve çevre açısından olmak üzere farklı şekillerde etkileyecektir; olumlu sonuçlarını herkes paylaşacaktır. Bir akıl egemen olmayan gelişmeler sonucunda;
►İşe, alışverişe ve diğer noktalara erişim süremiz sürekli artmakta
►Ailemize ve verimli işlere ayıracağımız süre sürekli azalmakta
►Yoğun trafik soluduğumuz havanın kalitesini, sağlığımızı ve genel yaşam kalitemizi azaltmakta
►Sahip olduğumuz alanlar etkisiz kullanımla ziyan olmakta
►Açık ve yeşil alanlar kaybolmakta
►Verimli tarım alanları yerleşimler nedeniyle tehdit altında kalmakta
Bu nedenle “nasıl?” gelişmek istediğimize karar vermeliyiz; hem ekonomik gelişmeyi hem de çevre değerlerimizi korumayı başaracak yaratıcı çözümler bulmalıyız.
Haftanın Kasabası: BOSKOOP, HOLLANDA
Hollanda’da yer alan 15 bin nüfuslu BOSKOOP dünyanın en önemli bahçe bitkileri üretim merkezidir. Kasaba ve çevresi çürümüş bitkilerin oluşturduğu doğal gübre alanı üzerinde yer almakta olup bu eşsiz üstünlük Boskoop için önemli bir fırsat oluşturmuştur. Tarihi kayıtlara göre burada 1220 yılından bu yana ağaç yetiştirilmektedir.
Şu anda 18 bin dönüm üzerinde ağaç ve dekoratif bahçe bitkisi yetiştirilen Boskoop ve civarı 72 bin iş fırsatı yaratmakta, 6 milyon ton üretim yapılmakta ve 5.5 milyar Euro gelir elde edilmektedir.