Zorlu geçen bir yılın ardından geçtiğimiz haftayla beraber 2020 yılı tamamlayarak, yeni yıla başlamış bulunuyoruz. ABD’nin İranlı komutanı vurmasından, Başkan Trump’ın azil tartışmasına, ABD-Çin ticaret anlaşmasından, Brexit sürecine, virüs salgınından ABD seçimlerine derken piyasalar oldukça hareketli bir yılı geride bıraktı. Yılın neredeyse tamamına yayılmış olan virüse dair gelişmeler ise piyasaların yıl boyunca odağındaydı. Altın ise zorlu geçen yılın ardından yüzde 25 kazancı hanesine yazdırarak son on yılın en büyük kazancıyla 2020 yılını tamamladı.
Tüm bu yaşananların ardından yeni yıl, yeni umutlar diye pozitif başlangıç yapan piyasalar altın satmaktan kendini alıkoyamadı. Ocak ayını genelde yeşilde kapatmasıyla bildiğimiz altın bu sefer alışıldığında dışında sert satıcılı yıl başlangıcı yaptı. Son 10 yılın ocak ayının yedisinde yeşilde bir kapanış yapmayı başaran altın bu sefer kırmızıda bir ocak ayı yaşıyor. ABD seçimlerinin neticesini belirleyen Georgia seçimleri, geçtiğimiz haftaki oylamayla tamamlandı. Seçim, Demokratların zaferiyle sonuçlanırken, Demokratlar'ın temsilciler meclisini kazanmasının ardından senatoyu da kazanmış oldular. Mavi dalga diye adlandırılan bu durum, yeni başkan Joe Biden’ın işini oldukça kolaylaştıracak gibi görünüyor. Bu gelişme hisse senedi piyasalarına coşku, ABD 10 yıllıklarına yukarı doğru ivme, altına ise satış getirdi. Mutlak bir Demokrat zaferi ekonomik toparlanmayı hızlandıracağı beklentisiyle risk iştahı hızla artarken, altın önderliğinde kıymetli madenlere sert kayıp yaşadı. Hatta bu risk iştahı ve coşku o kadar yüksekti ki Cumhuriyetçilerin Senato binasını basmasına hiçbir tepki vermeden hisse senedi piyasası alımlarla yoluna devam etti.
ABD 10 yıllıklarında oluşan getiri altın fiyatını baskı altın almış olsa da, toparlanmayı bekleyen ekonomik aktivitelerdeki bozulma hala sürüyor. Örneğin geçtiğimiz hafta ABD’de gelen istihdam raporundaki işsizlikteki artışa dikkat çekmeye devam ediyor. Buralardaki toparlanma henüz düzelmiş değil. 600 dolarlık bireylere yönelik yapılan yardımların yetmeyeceğiyse aşikar. Yeni mali yardımların gelmesinin kaçınılmaz oluşu altının orta vadede yükselişini destekleyen bir gelişme olarak önümüzde durmaya devam ediyor. Aynı zamanda enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin tek başına yetmeyeceğini biliyoruz. Çünkü Fed’in ortalama enflasyon hedeflemesine geçmiş olmasından ötürü, yüzde 2 enflasyonun belli bir süre devam etmesi gerekmekte. Ekonomi adına genel konjonktürde değişen bir şey olmadığı için altın önderliğinde kıymetli madenlerdeki yukarı doğru hareketinin devam edeceği beklentisinin sürdüğünü söyleyebiliriz.