Almanların Heimtextil’i küçülürken bizim Hometex’te neden kuyruk var?

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Türkiye’nin ev tekstili firmaları, ‘düşük kur, yüksek faiz ve enflasyona’ rağmen 2024’te (kargo beraberinde) 5 milyar dolarlık ihracat yapmayı başardı. Sektör temsilcileri, bu yıl da benzer bir tablonun devamı halinde ‘mevcudu korumak için’ çaba harcayacaklarını söylüyor.

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği’nin (TETSİAD) daveti üzerine halen dünyanın en büyük ev tekstili fuarı olma özelliğini sürdüren Frankfurt’taki Heimtextil’e katıldım. Fuar ‘Next Level’ ana teması ile 14 Ocak’ta açıldı ve üç gün boyunca 65 ülkeden 3 bine yakın firma ev tekstilinde büyük bir ticaret şölenine imza attı. Türkiye’den bu sene 239 firma bu fuarda stant açtı. TETSİAD Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, “Bu sene katılan firma sayımız geçen seneye göre azaldı. Geçen yıl 280 firmayla gelmiştik. Ancak bu, Heimtextil’in genel durumunu da yansıtıyor. Bu fuar giderek küçülüyor. Öyle ki Hannover’deki halı fuarı da tamamen kapatıldı ve firmalar buraya yönlendirildi. Bizim 20 Mayıs’ta İstanbul’da açacağımız Hometex İstanbul Fuarı’nda ise 11 holün tamamı doldu, firmalar sıraya girdi. 3 holümüz daha olsa onlar da dolacak. Ancak şu an genişleme yerimiz yok. Bu nedenle fuarımıza katılmak için araya torpil koyanlar bile oluyor” diyor. Başkan Bayram, Heimtextil’de bu yıl daha nitelikli bir ziyaretçi profili görüldüğünü, genel olarak Türk firmalarının ‘siparişler açısından’ umutlandığını belirtiyor. Bayram, şöyle devam ediyor: “Devletimize de teşekkür ediyoruz. Çünkü metrekare başına 15 bin lira gibi güçlü bir destek verdi. Fuar giderlerimizin yüzde 80’ine yakınını karşılıyor. Ancak ihracatçımız, enflasyona göre çok düşük kalan kurlar nedeniyle sıkıntıda. Bu kur politikasının değişmesi lazım ama değiştiremiyorsak döviz getirene destek verilsin. Şu anda yüzde 2 olan prim yüzde 15’e kadar çıkarılabilir. Cumhurbaşkanımızın istihdam yoğun sektörlere destek sözü bizim için çok önemli. Ancak, mevcut Küçük ve Orta Boy İşletme (KOBİ) tanımının kamu kurumları nezdinde bile farklılıklar göstermesi çok yanlış. Bunu bir an önce düzeltmek gerekiyor.”

 

TETSİAD üyelerinin maliyetlerini düşürdü

TETSİAD olarak üyeleri için ‘maliyet düşürücü’ anlaşmalar yaptıklarını anlatan Başkan Bayram, bu konuda şunları anlatıyor: “Mesela üyelerimize Hometex Fuarımıza katılımlarında yüzde 25 indirim yapıyoruz. Kargo şirketleriyle yaptığımız özel anlaşmalar sayesinde de kargo fiyatlarında yüzde 40’lara varan fiyat avantajı sağlıyoruz. 3 kargo şirketi ile yaptığımız anlaşmalarla sadece 2024’te üyelerimize toplamda 300 milyon lira kazandırmış olduk. Akaryakıt içinde özel anlaşma ile yüzde 5 avantaj sağlıyoruz. Firmalarımızın da bu zor dönem vesilesiyle verimlilik ve maliyet üzerine çok çalışması gerekiyor. Bütün girdilerini gözden geçirmeli ki özellikle ihracatta fiyat rekabetinde avantajları artsın. Türkiye, ev tekstilinde dünya markası olmayı başardı ve bunu sürdürmeliyiz. Yeni bir komite de kurduk ve yeni pazar araştırmaları yapıyoruz. Kolombiya ve Meksika üzerinde çalışıyoruz. hometex.org sitemizin tanıtımını yapıyoruz ki dünya genelinden alıcılar bu sitemizde ev tekstiline dair ne arıyorlarsa bulabiliyorlar.”

(Soldan sağa) Sadi Özdemir, Hasan Hüseyin Bayram, İbrahim Burkay, Hüseyin Memişoğlu

 

Almanya’nın vize engeli öylece kalsa mı?

Fuarda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı İbrahim Burkay ile de sohbet ettik. Burkay, şu bilgileri aktarıyor: “Son olarak ABD Merkez Bankası Fed, faiz indirimini öteleyince, moraller biraz bozuldu. Çünkü beklenti, ‘Bu döngü devam eder ve durgunluk bu yılın haziran ayı gibi normalleşir, talep daralması da azalır’ şeklindeydi. Bizim Merkez Bankamız da bu yıl için 8 toplantı yapılacağını açıklamıştı, şimdi acaba o da faiz indirimini öteler mi? Bilemiyoruz. Son dönemde en önemli olumlu gelişme ise bizce Suriye’deki gelişmelerdir. Bunun, bütün sektörler açısından Türkiye’yi olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz. Suriye gerçek bir iş ortağımız olabilir.”

BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Heimtextil Fuarı özelinde de “Almanya’daki fuarlar giderek küçülüyor ki bunda yanlış göçmen politikalarının ve haksız vize engelinin etkisi büyük. Ancak son zamanlarda Türkiye açısından belki de bu vize sorunu çözülmese daha iyi olacak gibi çünkü bu sayede bizim fuarlar büyüyor, alıcılar bize geliyor” diyor. Küresel ticareti en fasla etkileyecek gelişmeler için de şöyle konuşuyor: “Yapay zekâdaki gelişmeler ve Çin, küresel üretim ve ticaret düzenini çok etkileyecek. ABD’nin korumacı politikaları da devam ediyor ve Trump’ın bu yöndeki politikaları orayı Çin’e kapatıyor, bu bize alan açabilir. Trump politikaları ile Türkiye’nin ihracatında Avrupa’nın payı yüzde 35’lere gerileyebilir, ABD’ye ihracatın payı ise yükselebilir.”

İhracatta zincir koparsa bağlamak çok zor olur

Fuarda, Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu ile de sohbet ettik. Memişoğlu, Denizli’nin geçen yıl 180 ülkeye 4,4 milyar dolarlık ihracat yaptığını ve bunu gerçekleştiren bin 700 ihracatçı firma içinde 180 tanesinin de yeni ihracatçı olduğunu vurguluyor. Denizli’nin en büyük ihracat pazarlarını ise “İngiltere, ABD, İtalya, Almanya, Hollanda” diye sıralıyor. Başkan Memişoğlu: “2024’te kurlardan dolayı çok zorlandık. Sürekli tekrarlıyoruz; ihracatta zincir bir koparsa tekrar bağlamak çok zor olur. Bu nedenle firmalarımız minimum kârlarla ihracatlarını sürdürmeye çalışıyor” diyor. DENİB standında sohbet ettiğimiz Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan ise özellikle ‘muhtemel istihdam desteği’ konusunda kaygılarını şöyle aktarıyor: “2024’te düşük kalan kurlar, yüksek faizler ve yüksek enflasyon, en önemli sorunumuz oldu. Rekabet gücümüz kalmadı. Cumhurbaşkanımız, istihdam yoğun sektörlere destek vereceklerini açıkladı. Biz diyoruz ki bu destekler içinde tekstil ve hazır giyim sektörü tam olmalı. KOBİ sınırından bahsediliyor. Bu yanlış olur çünkü istihdam yoğun sektörlerde şirket bazında KOBİ tanımındaki üst sınırın çok üzerinde çalışanımız var.”

AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin de “Bütün emek yoğun sektörlere destek verilmesi gerekiyor. KOBİ sınırı olmamalı” diyerek şöyle devam ediyor: “Uygulanan ekonomi politikası çok doğrudur ama uygulama sırasında istihdamı da korumak için destekler verilmesi şart. Cumhurbaşkanımız bunu açıkladı. Destekler olmasa istihdam zarar görür ve işsizlik artar, ihracatımız da olumsuz etkilenir. Destekler geçici bir süre için mesela 1 yıllığına verilebilir. Zaten, 2026 ve sonrası ekonomimiz daha iyi duruma gelecek. Bana göre sanayici bu ülke için, vatan için çok önemlidir.”

Kaynak ayıralım, Türk havlusunu  NBA, THY ve Wimbledon’la tanıtalım

Denizli’nin ve ülkemizin önde gelen sanayicilerinden Süleyman Kocasert, Türk havlu ve bornozunun küresel marka olma yolunda çok yol kat ettiğini belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Turquality desteğimiz var. Bu üründeki ihracatçılar olarak biz de bütçe ayıralım ve Türk havlu ve bornozu için küresel tanıtım kampanyası başlatalım. NBA ve THY çok önemli tanıtım gücü sağlar. NBA’deki dünyaca ünlü basketbolculara Türk bornozunu giydirelim. Wimbledon başta olmak üzere dünyanın en önemli tenis turnuvalarında da sponsorluklar alalım. Bütçe için Türkiye toplam havlu ihracatının binde 5’i gibi bir payı bu işe ayırabilirsek 5 yıl içinde ihracatımızı yüzde 30 artırmak mümkün. Tabii ki bu ürünleri dünyada daha ucuza üretip satanlar var ama bizim farkımızı ortaya koymalıyız ki pazarda tercih edilelim. Zaten bizim için fiyatla rekabet bundan sonra olmayacak. Öyleyse markalaşmaya yatırım yapmalıyız.”

Organik marka ile rekabet gücünü artırdı

Egem Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uzunoğlu, “Biz havlu ve bornoz üretiyoruz. Müşteri odaklı bir şirketiz ve 200 kadar çalışanımız var. Geçen yıl ki 350 milyon liralık ciromuzun yüzde 80’ini ihracattan sağladık. Birkaç yıl önce tamamen organik iplik ve kumaştan Ecocoton markasını kurmuştuk. Çok başarılı oldu ve ciromuzun yüzde 35’ine kadar ulaştı. En çok ihracat yaptığımız pazarlar sırasıyla Almanya, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Bizim 2024’te performansımızı olumsuz etkileyen en önemli konular işgücü verimsizliği, kurların düşük kalması, faizlerin ise yüksekliğiydi. Bunlar adeta belimizi büktü. 2025’te ancak mevcudu koruyabileceğimizi düşünüyoruz” dedi.

Tüm yazılarını göster