Türkiye Futbol Milli Takımları sponsorlarından Turkcell’in yeni Genel Müdürü Ali Taha Koç ile Hamburg’da Türkiye-İsviçre sohbet etme şansımız oldu. Yeni diyorum hala çünkü yaklaşık 6 ay oldu göreve geleli ve medya ile de son 1-2 aydır buluşmalara başladı. Kamuoyu onu Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Müdürlüğü’nden bu göreve geldi. Teknoloji kökenli bir geçmiş deneyimi olan Ali Taha Koç’un, Turkcell’in ortaya koyduğu gelecek stratejileri de netleşmeye başladı. Onları ilk defa bu kadar geniş dinledik. Almanya’da yaptığımız sohbet de doğal olarak futboldan başlayıp, teknoloji ve Turkcell’in gelecek stratejilerine geldi. Ayrıca Ali Taha Koç’u daha yakından tanıma fırsatı da bulduk. Turkcell, Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2002 yılından beri destekçisi. Anlaşma kapsamında, Milli Takımlar ana sponsorluğu, e-Milli Takımlar ana sponsorluğu, Turkcell Süper Kupa isim sponsorluğu, Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi isim sponsorluğu bulunuyor.
En büyük hobisi pilotluk ve uçmak
Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç’un en büyük hobisinin uçmak ve pilotluk olduğunu da sohbette öğrendim. Koç, “Bende pilotluk var uçaklarla çok ilgileniyorum. 13 sene ABD’de yaşadım Seattle’da evim Boeing’in fabrikasına çok yakındı bize gelen misafirleri Boeing’e fabrika turuna götürürdüm. Herkes AVM’ye gitmek isterdi ben fabrika turu yaptırırdım. 737’leri görmek çok güzeldi. Sonra 787’ler geldi. 2013 yılından beri hobi olarak uçuyorum. Kendim uçak kullanıyorum, 250 saat uçuşum var. Redbull ile gösteri uçakları uçtum, Hür Kuş ile uçtum… P-51 Mustang ile uçtum, 2. Dünya savaşı uçağı. Pek çok uçakla uçtum, bir ses hızını geçemedim. Bir F16 ile uçmak hayalim…
Uçmak güzel, Turkcell de çok çalışıyor ve uçuyor. Geldiğimiz günden beri hissemiz de çok iyi gidiyor. Yeni bir yaklaşımla, Türkiye’de 2026 gibi 5G’yi getirmeyi planlıyoruz ve planlarımızı bu yeni dönem için şimdiden hazırlıyoruz. 2025 sonu gibi ihalesinin olacağını düşünüyoruz. 2026’da Türkiye’de 5G’li hayatın başlayacağını tahmin ediyoruz” diyor.
Artık bağlantılı “ŞEY”ler dönemi geliyor
Ali Taha Koç Turkcell’in “ŞEY”ler döneminde, bağlantılı bir dünyada akıllı platformlar oluşturmayı hedeflediğini, TOGG’un bu konuda en iyi örnek olduğunu vurguluyor. Bu gelecek stratejisini Koç şöyle aktardı: “Artık her şey veriden gidiyor. Ses de veriden gidiyor. 5G’nin getireceği en büyük değişim ‘ŞEY’lerin daha fazla bağlantı sağlamasını mümkün kılması olacak. Fabrikaların, makinelerin, kullandığımız her türlü aracın birbirine bağlandığı bir dönem olacak. İnsan kapasitesi zaten belli bir doyuma ulaştı kullanım açısından. Biz stratejimizde artık her “ŞEY”i birbirine bağlayacak bir Turkcell’den bahsediyoruz. Her “ŞEY”i birbirine bağlamaya başlayacağız. “ŞEY” dediğimiz artık her şey… Evinizden tutun saatinize, arabanıza kadar… Bunlara en önemli örnek TOGG… TOGG ‘un yüzde 23’ü zaten Turkcell’in. Bunun bütün bağlantısını biz sağlıyoruz. TOGG kendini güncelliyor ve sürekli bağlantıda. TOGG bir bilgisayarın veya tabletin 4 tekerlekli ve bir motordan oluşmuş versiyonu. Biz bu yüzden onu akıllı cihaz olarak görüyoruz. TOGG yeni bir yaşam alanı”. Turkcell Genel Müdürü Koç, buradaki stratejiyi şöyle ayrıntılandırıyor: “Sisteme, platformlara ve alt yapıya yönelik yeni bir stratejimiz var. TOGG örneğin bir platform bizim için… Artık hizmeti kullanacak insan sayısı belli, teknolojilerin de bu seviyeye gelmesiyle, “ŞEY”lerde oluşan platformlar olacak. Daha fazla “ŞEY”e odaklanmamız gerekiyor. 2030 yılına geldiğimizde yaklaşık 30 milyar yeni “ŞEY” bağlantıda olacağı bir dünya olacak.
“Bağlantı tek başına yeterli değil”
Ali Taha Koç, Turkcell’in artık sadece bir mobil operatör olmadığına da dikkat çekiyor:
“Bağlantıyla akıllı olmak aynı şey değil. Akıl kısmı işin en büyük katma değeri. Yapay zeka teknolojileriyle bağlantıya akıl katmak gerekiyor. Orada da Turkcell’in ekibi bunlar için çalışıyor. Uçtan uca her alanda entegrasyonu sağlayarak, akıllı bir sistem kurmak. Çünkü biz Türkiye’de bir numaralı lider mobil operatörüz, bir numaralı sistem entegratörüyüz, bizim DBS – Dijital Business Service tarafımız geçen sene 10 milyar TL’lik ciro yaptı bu yönüyle de lideriz. Lider dijital servis sağlayıcıyız. Yani sadece bağlantı satmıyoruz. Bir şirketin veya kurumun dijital dönüşümünü de gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte Türkiye’nin bir numaralı veri merkezi işletmecisiyiz. 4 tane büyük veri merkezimiz var. Türkiye’nin verisini Türkiye’de tutan en büyük şirketiz. Biz Turkcell için hep “mobil” operatör kavramını kullanıyoruz ama dediğim gibi, bugün geldiğimiz noktada sadece bir Telekom operatörü olmanın çok ötesine geçerek teknolojiyi üreten bir şirket konumuna geldik”.
“4 bin şirketin verisini tutuyoruz”
Ali Taha Koç Veri Merkezi yönetiminin Turkcell ve Türkiye için çok önemli olduğuna dikkat çekiyor ve bu alanda lider oyuncu olarak yatırımlara devam ettiklerine dikkat çekiyor: “Veri merkezimiz 4 binden fazla şirketin verilerini tuttuğu bir veri merkezi… Dünya standartlarına uygun tasarlanmış, Gebze, İzmir, Temelli ve Avrupa olmak üzere 4 yeni nesil veri merkezimiz var. Aklınıza gelen pek çok banka, e-ticaret siteleri, enerji şirketleri, alternatif operatörler bizim müşterimiz. Tier-3 Tasarım, Tesis ve Operasyonel Sürdürülebilirlik alanlarında uluslararası sertifikalara sahip ilk şirketiz. Bu çok değerli. Üç başlıkta da bu seviyede olmak herkesin sağlayamayacağı bir başarı. Ayrıca 9 şiddetine dayanıklı yapılar inşa ettik. Verilerimizi sadece siber tehditlere karşı değil, doğal afetlere karşı da koruyoruz. Bu alana büyük önem veriyoruz ve 2,5 milyar TL’lik yatırım yaptık. Ve şu anda hepsi dolu ve buna yatırım yapmaya devam edeceğiz. Mobil operatör olarak işimiz karlı bir iş ama büyümeyi daha farklı yerlerden yapmamız gerekiyor. Dijital dönüşümle birlikte veriyi saklamak çok önemli hale geldi. Mobil de verinin en çok oluştuğu ve yönetildiği yer halini aldı. Burada diğer operatörlerden çok daha ilerdeyiz”.
Türkiye’nin Turkcell’iyiz Mili Güvenlik önemli
Turkcell Genel Müdürü pek çok uygulamayı hayata geçirdiklerini bunu her zaman kar için değil, Türkiye’nin çıkarı için olduğuna dikkat çekiyor:
- “Anlık mesajlaşma uygulamamız Bip’imiz var. Müzik uygulamamız Fizzy’miz var. TV alt yapımız olan TV Plus’ımız var. LifeBox depolama uygulamamız var. Bir de uzaktan oyun uygulamamız Game Plus’ımız var. Bakarsanız birçok alana girmişiz. Dijital operatör olduğunuzda sadece arama değil pek çok tamamlayıcı hizmeti de vermek gerekiyor. Biz aynı zamanda sabit hat operatörüyüz ve 28 ilde fiber alt yapımız var. SuperOnline ile internet sattığımızda, TV Plus uygulaması da satıyoruz. Anlık mesajlaşmada uluslararası dev şirketler var. Müzik uygulamalarında yine uluslararası markalar var. Ama biz buna rağmen buralardayız çünkü biz Türkiye’nin Turkcell’iyiz diyoruz. Türkiye’ye ve vatandaşımıza yerli alternatifleri sunma zorunluluğumuz var. Biz kendimize böyle bir görev biçtik. Dünyanın hali belli olmuyor. Bu uygulamalar sunucularını kapattıklarında, durdurduklarında etkileşimini de ortadan kalkabiliyor. Bugün Rusya buna en iyi örnek. Türkiye’nin Turkcell’i olarak biz aynı zamanda Milli Güvenlik meselesi olarak da bu hizmeti vermek zorundayız. Buradan büyük ticari gelir beklentimiz yok çünkü rakipleri düşününce çok zor. Turkcell olarak, 30. yılımızı kutluyoruz. Benzer şekilde 30 yıldır olduğu gibi, bundan sonraki dönemde de iletişim ve teknoloji imkânlarıyla Türkiye’nin verisini korumak ve Türkiye’yi dijitalleştirmek için çalışacağız”.
GOOGLE GİBİ “HYPER SCALER” GETİRMEYE YAKINIZ
Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç, artık veri konusunda Türkiye’nin önemli bir HUB noktası olabileceğini söylüyor: “KVK’taki bir madde değişikliği ile onay mekanizması bildirimle olabilir hale geldi ve Türkiye’de veri tutma konusundaki problemler çözüldü. Eskiden bildiriyordunuz ve KVK’dan onay gelmesi gerekiyordu. Bu kadar çok veri taşındığı için onay süreçleri 6 aya kadar çıkıyordu. Yeni düzenlemeyle beyanla yapılıyor süreçler optimize edildi ama hala sorumluluklar aynı şekilde yerini koruyor. Hiçbir uluslararası şirket bu nedenle veriyi taşımak istemiyordu çünkü bu süreç çok uzun sürüyordu. Şimdi sadece beyan ediyorsun. Uluslararası şirketler bu konuda çok güçlü şirketler zaten bu süreci takip ediyor. Bu noktada “hyper-scaler” olarak adlandırabileceğimiz, küresel bir markayı Türkiye’ye getirmeyi hedeflediğimizi de söylemek isterim. Çok yakın çalışmalarımız devam ediyor. Turkcell’in stratejilerinden biri de Türkiye’yi veri HUB’ı yapabilmek. Bunun için de verdiğim bir örnek var. Nasıl biz yeni İstanbul Havaalanı’nı yapınca bölge ulaşım HUB’ı olduk. Önce alt yapıyı hazırlamak gerekiyor. Biz Turkcell olarak 2,5 milyar TL harcayarak dört tane veri merkezini, alt yapıyı da hazır hale getirdik. Hyper scaler dediğimiz, Google, Facebook onların gelebilmesi için bizim alt yapımızı hazır olması gerekli. Bizim alt yapımız hazır hem mevzuat hem kanun işlerini hallettik şimdi gelmemeleri için bir sebep yok. Hepsi gelip gezince onay veriyorlar. Bundan sonra ikili ilişkilerle ticari anlaşmalara kalıyor konu… Bir tanesi gelince diğerleri de gelir”.