İYİ Parti Grup toplantısında dış politika konusunda eleştiriler getiren ve Mısır’la ilişkilerde gelinen noktaya “Bugünlerde bir şeyler oluyor” sözleriyle dikkat çeken Akşener, “Savunma Bakanı çıktı, ‘Mısır’la tarihi ve kültürel birçok ortak değerimiz var, önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir’ dedi. Ardından, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü çıktı, ‘Mısır ve diğer Körfez ülkeleriyle, bölgesel barış ve istikrar için yeni bir sayfa açılabilir’ dedi. Şimdi ben de, doğal olarak soruyorum Sayın Erdoğan; bu konuları Bakan ve Sözcü’ne açtırarak, nabız mı yokluyorsun? Hayırdır Sayın Erdoğan; Rabia’yı öksüz mü bırakıyorsun? Mısır’la bu inatlaşma olmasaydı, Doğu Akdeniz konusunda, emin olun, elimiz daha da güçlü olabilirdi. Bundan 5 yıl önce, aynen şöyle demiştim; ‘Rabia’yı, Esma’yı, Suud ve Katar’ın para sofralarında bırakıp geldiler’ Yoksa tarih, tekerrür mü ediyor? Sayın Erdoğan, Rabia’yı bu kez de, Sisi’nin sofrasında mı bırakıyorsun? Böyle devlet yönetilmez. Zikzaklarının bedelini, Türkiye’ye ödetemezsin. Öyle ‘yeni sayfa açıyorum’ diye, işin içinden sıyrılamazsın. Önce, bu başarısızlığın sorumluluğunu alacaksın" diye konuştu. Akşener, İYİ Parti ile PKK arasında bağlantı kurulmasına ilişkin, “Bunlarda ne utanma kalmış, ne de sıkılma kalmış. Neymiş, İYİ Parti PKK ile iş birliği yapıyormuş. Akıllarınca yalanla, iftirayla yolumuzu şaşırtacaklar. Sayın Erdoğan, sen o yollardan gelirken, ben dönüyordum” sözleriyle tepki gösterdi.
"BU MÜCADELEDEN DÖNERSEM NAMERDİM”
Akşener, kendisi hakkında sosyal medyadaki hakaretlere sert bir dille tepki göstererek MHP’ye dönük eleştirilerde bulundu. Akşener, “Ölüm olsa da sonunda mücadele etmezsem namerdim. Öldürülsem de tek kişi kalsam da bu mücadeleden dönersem namussuzum, şerefsizim. Bu da Müslüman bir Türk kadınının yeminidir” dedi. Kadına yönelik şiddette ilişkin olarak Cumhurbaşkanı’na seslenen Akşener, “Diyorsun ki, ‘Tek bir kadının dahi, şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar, bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz” Madem öyle, o zaman, altına imza koyduğun sözleşmeyi uygulayacak, şiddet mağduru kadınları koruyacak önlemleri alacaksın. İktidarın boyunca, kadına yönelik şiddet de, kadın cinayetleri de artarak sürdü, sustun. Altında, Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzası olan İstanbul Sözleşmesi, kadını yaşatmak için atılan önemli bir adımdı. Zihniyeti batasıca bir grup, onu da paçavra etme yarışına girdi, görmezden geldin. Bu mu senin mücadelen?” diye sordu.