İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstiklal Caddesi’nde yaşanan terör saldırını değerlendirdiği Meclis grup toplantısında, terörle mücadelenin ciddiyetsizliği ve siyasi ihtirasları kaldırmadığını, iktidarların esas önceliğinin terör eylemi daha gerçekleşmeden engellemek olduğunu belirtti.
“Şayet bir terörist, ülkemizde bomba yapmaya karar vermişse, iktidarın görevi, devlet kurumlarımızı, daha o bombanın fünyesini takamadan, onu etkisiz hâle getirmek için, harekete geçirmektir. Doğrudur; devlet, teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bilir. Ama iktidarın görevi, ayakkabı numarasına kadar bildiği o teröristleri, tek bir vatandaşımızın burnu dahi kanamadan etkisiz hâle getirmesini çok daha iyi bilmektir” diyen Akşener, terörle mücadelede sınır güvenliğinin önemine dikkat çekti. Akşener, “Devlet, hudutlarımızı namus bilerek, sahip çıkmakla görevlidir. Bir teröristin, mülteci kılığına girerek,4 koca ay, kaçak bir şekilde, ülkemizde yaşamasına göz yummaz. İktidar ise, kontrolsüz bir göç politikası uygulayarak, sınırlarımızın kevgire çevrilmesine sessiz kalmaz” sözleriyle iktidarı eleştirdi.
Devletin teröristlerin korku ve baskıyla yıldırma politikaları karşısında dimdik durması gerektiğini ifade eden, Akşener, patlamanın olduğu gün yaşanan bant genişliği kısıtlamasına “Dezenformasyonla mücadele de, terörle mücadelenin ilk şartlarından biridir. Ancak; dezenformasyonla mücadele, medya karartmasıyla değil, doğru ve sürekli bilgilendirmeyle yapılır. Çünkü devlet yönetiminde şayet özgürlüğü güvenliğe ya da güvenliği özgürlüğe tercih ederseniz sonunda her ikisinden de olursunuz” şeklinde tepki gösterdi.
“Saldırı siyasete malzeme edilmemeli”
Türkiye’ye dönük saldırıların siyasete malzeme edilmesi gerektiğine dikkat çeken Meral Akşener, “Bu saldırılar, şahısların makam ya da koltuklarını değil, milletimizi ve devletimizi hedef alır. Meseleye bu ciddiyette yaklaşmak, buna göre önlemler almak, bunu bilerek konuşmak lazımdır. Ülkemize yapılan saldırıyı, şahsına yapılmış gibi algılayarak yanılanlar, sonrasında attıkları adımlarda da yanılmaya ve yanıltmaya mahkûmdur. Mesela; Sayın Erdoğan’ın, yurtdışı seyahatini iptal etmesini ya da en azından, milletçe yas tutarken kendisini dans gösterisiyle karşılatmamasını beklemek en doğal hakkımızdır. Mesela; yayınlanan taziyeyi reddedip, terör saldırısından, ABD’yi sorumlu tutan İçişleri Bakanı’nın grup konuşmasında, Amerika’yı müttefiklikten çıkartan, Cumhur İttifakı ortağının ve tüm bunlar olurken de, “dostu” Biden ile, Bali’de sohbete oturup, taziyeleri kabul eden Sayın Erdoğan’ın, kendi aralarında bir ortak anlayış ile hareket etmelerini beklemek de, en doğal hakkımızdır” dedi.