Aklıma geldi

Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Pandeminin ortasından itibaren piyasaları alt üst eden dövizin yükselişi ve otomotiv üretimindeki tedarik sorunlarının ardından arzın daralmasıyla otomobil fiyatlarındaki roket hızında yükseliş, sadece profesyonel tüccarların değil elindeki paranın değerini korumak isteyenlerin de, otomobilleri yatırım aracı olarak görmeye başlamalarına neden olmuştu.

Normal kullanıcıların ise, yenileme ve “daha da zamlanmadan bugün alayım” telaşı da bu ters rüzgarı kuvvetlendirince, markaların taleplere yetişememe problemini ortaya çıkardı…

Hatta çok popülerlerin yanında normalde az ilgi gösterilen markaların yüksek vergi dilimlerindeki aşırı pahalı modelleri bile kârlı olabilir diye adeta yok sattı…

Gözlerden ırak otoparklar, bazı şirketlerin depo alanları, sanki üretici ya da ithalatçı markaların PDI alanları gibi tıka basa yeni modellerle doldu… Komşularımız bile kendi araçlarının yanına plastikleri bile çıkarılmamış “0”ları üzerlerine branda çekerek saklamaya başladı…

İkinci el araç ilanlarındaki aşırı rakamlar da, sıfır kilometre otomobillerin bulunamamasıyla yükselmeye devam ediyor.

Fakat geçen yılki gibi fiyatların iki üç misline çıkışının tekrar edeceği konusunda herkes yanılıyor. Talihsiz olaylar üst üste gelmiş ve katlamalı vergi sistemiyle rakamlar uçuşa geçerken, ikinci ellerin fiyatları da paralelde tetiklenmiş oldu…

Ancak; piyasa grafikleri, bu misli artışların devam etmeyeceğini göstermeye de başladı… O zaman, “yeni otomobil toplayanlar” için kabus başlayabilir…

Hazırlanan yönetmeliğin tüm ayrıntılarını bilemiyoruz, fakat spot piyasa derdinin aşılamamasındaki en büyük engel, otomobil ticareti yapanların şirketler adına değil, şahıslar adına sıfırları topladıkları ve bunları yine şahıs satışı olarak gösterdikleri idi… Yani şirketler, galeriler, kiralama şirketleri için ilk tescilden sonra 6 ay ve 6 bin kilometreyi geçmeden aldıkları sıfır araçların satışına kısıtlama getirilecek olması, bu karaborsayı durdurmayacaktır.

Diğer yanda ortak fiyat belirleme veya piyasayı manüpile gibi konular da, “şahıs satış fiyatları” gösterilerek Rekabet Kurulu’nun soruşturmasından da sıyrılacaktır…

Normal müşteriler ile “yatırım” sevdasıyla bu işin ticaretini yapanları ayrıştırmak, gerçekten kolay değil.

6 ay ve 6 bin kilometre olası önleminden çok daha etkili olabilecek “1 yıl 20 bin km” ile otomobiller gerçek anlamda ikinci el sayılabilir… Yine de; şu anda belki onbinlerce “0 km” otomobilin “2. el” ilanlarındaki yepyenilerinden daha yükseğe satılmak istenmesini değiştirmeyecektir. Kimse, zarar etmek istemez!..

Aslında, piyasada yerli üretim ve ithal otomobil bollaştığında, showroom’lar otomobille dolduğunda ve markalar “otomobil satmak” için uğraşmaya başladıklarında, sıra beklemeyecek olan müşterilerin fahiş fiyatlı “sıfır km ikinci el”lere dönüp bakmayacakları da kesin!..

Sonuçta eski model yılına ait bir ürünü, yenisinden pahalıya kim almak ister?!..

Tedbirler her zaman iyidir… Fakat, daha etkili olmalı…

Abartarak bir fikir vereyim; şirketlere 6 ay 6 bin kilometre gibi kısıtlamalar yerine, herkesi kapsayan “TL olarak satın alınan rakamın üstüne fiyatta satışlara fark oranlı vergi” konulsa, hem Hazine ve Maliye Bakanlığı çok sevinir, hem de spot piyasa durdurulabilir!..

Fakat, bu da serbest piyasaya aykırı…

Tüm yazılarını göster