Başkanlığını Enis Tütüncü’nün başarıyla sürdürdüğü, üyesi olmaktan da onur duyduğum Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği (OAPD) üyesi elektronik mühendisi, bilişim alanında başuzmanlarımızdan Köksal Özenç’le bilişim temelli “Akıllı Tarım ve Akıllı Köyler” yazısını konuşma olanağını buldum.
Tarıma özellikle Avrupa’da her geçen gün önem verildiği bir süreçte yazı içeriğindeki bilgilerin ve önerilerin ülkemizde de bu anlamda yapılacak ya da yapılmakta olan çalışmalara katkısı olacağı inancındayım.
Köksal bey, anlatımına “Özellikle AB’nin en çok önem verdiği konuların başında tarım gelmektedir.
AB bütçesinden aslan payını alan, AB mevzuatının en büyük kısmını oluşturan ve AB üyesi ülkeler arasında en çok tartışmanın çıktığı alan olan tarım, balıkçılık ve hayvancılık AB mevzuatında Ortak Tarım Politikası şeklinde tanımlanmaktadır” sözlerine şu sözleriyle devam etti:
AB desteklerinden Kırsal Kalkınma İçin Avrupa Tarım Fonu çerçevesinde sadece 2014–2020 dönemi için yaklaşık 100 milyar Euro’luk bir ödenek ayrılmış ve ayrıca Avrupa Bölgesel ve Kalkınma Fonu’ndan da aynı dönem için yaklaşık 50 milyar Euro ayrılmıştır.
2021-2027 dönemi için ise, bu rakamlar yaklaşık %10 oranında artırılmıştır.
AB nüfusunun yaklaşık %30’una karşılık gelen 140 milyon kişi kırsalda yaşamakta ve yine AB yüzölçümünün yaklaşık %80’i kırsal alandan oluşmaktadır.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Temmuz 2019’daki bir konuşmasında aynen şöyle demiştir.
“Kırsal alanlar toplumumuzun dokusu ve ekonomimizin kalp atışlarıdır.
Bunlar kimliğimizin ve ekonomik potansiyelimizin en temel ve en önemli parçasıdır.
Kırsal alanlarımızı besleyip koruyacağız ve geleceklerine yatırım yapacağız.” diyordu
Aslında bu gerçeği yaklaşık 100 yıl önce gören Mustafa Kemal Atatürk: “Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki, tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz.
Köylü milletin efendisidir” sözlerini boşuna söylememiştir.
Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) yaşantımızın hemen hemen her alanına doğrudan ya da dolaylı olarak etki etmektedir. Bu etkilerin her geçen yıl artarak görüleceği alanlardan birisi de tarımdır.
Bu tespitten hareketle AB, 16 Kasım 2021 tarihinde son derece önemli bir girişime imza atıp, Start-up Village Forum’u düzenledi. Aslında bu girişimin temelleri yaklaşık 10 yıl öncesine dayanmakta yani yeni bir olgu değil aslında.16 Kasım 2021 tarihinde düzenlenen Forum’a, başta Ar-Ge’ci KOBİ’ler yani Start-up denilen yeni ve atılımcı girişimci şirketler başta olmak üzere, üniversiteler, kamu kurumları ve tarım sektörünün temsilcileri olarak STK, vakıf ve sendikalar katıldı.
Bu toplantı dizisinin ana teması Start-Up Village / Smart Village yani Girişimci Köy / Akıllı Köy olmuştur.
Bu olgu, teori ve uygulamanın bir araya getirilip işlerlik kazandırılması nedeniyle bir anlamda bizim Köy Enstitüleri modelini de çağrıştırmaktadır.
Yani köylerde ve kırsal kalkınmada BİT’e dayalı bir hamlenin öne alınması ve böylece girişimci ve tarım sektörünü yakından ilgilendirebilecek ve bu alanda oldukça yararlı olabilecek, yeni ufuklar açabilecek görüşler, buluşlar, yenilikler vb. ortaya koyan gençlere özellikle maddi açıdan destek sağlanmasıdır.
Bunu somut bir örnekle açıklamak gerekirse, One-Stop Shop adı verilen ve kısaca Tek Çözüm Merkezi olarak da tanımlanabilecek bir uygulamanın 2023 yılında işler hale getirilmesi amaçlanmaktadır.
Merkezde tarım konusunda ilgi duyanlarla, ilgili ve yetkililerin, sermaye sahiplerinin ve yatırımcıların, elinde hazır ya da düşünsel anlamda bir projesi olanların tüm teknik, hukuki ve idari sorunların çözülmesinde ve kaynakların verimli kullanımı ve optimizasyon açısından da büyük yarar sağlayacaktır.
Kısacası bilgiye, Ar-Ge’ye ve BİT’e dayalı bir tarım ve buna bağlı olarak da BİT’e dayalı bir kırsal kalkınma modelinin gerçekleştirilmesine çalışılmaktadır.
Örneğin Nesnelerin ağı, 5G, yapay zeka, büyük veri, derin öğrenme, makine öğrenmesi, blokzincir gibi çeşitli BİT’ler kullanılarak tarım, balıkçılık ve hayvancılıkta yani tarımsal üretimde ve kırsal kalkınmada öncülük yapılmaya çalışılmaktadır.
Nitekim 20 dekarlık bir toprağın her metre karesi aynı nem, sıcaklık, mineral, kimyasal bileşim, tuzluluk oranı, mikrobiyolojik yapısı vb. aynı olmadığından normalde çiftçi el yordamıyla her yere eşit oranda sulama yapmakta, ilaç ve gübre atmaktadır.
Halbuki 20 dekarlık tarlanın hiçbir metrekaresindeki toprak yapısı birbirinin aynısı değildir.
Doğal olarak çiftçi, el yordamıyla sulama, ilaçlama ve gübrelemeyi yapmakta ve bu da gereksiz masrafa ve israfa yol açmaktadır.
Tarım arazisinin her metre karesi nesnelerin ağı ile nem, sıcaklık, kimyasal ve mikrobiyolojik yapısı açısından ölçüldüğünden ve bu ölçüm sürekli yapıldığından toprağın yapısındaki en ufak değişiklikte ne gerekiyorsa ona göre, gereksinim duyulduğu kadar ne eksik ne fazla su, ilaç ve gübre verilmekte, tam gereksinim duyulduğu kadarı verilmektedir.
Böylece su, enerji, ilaç ve gübreden çok büyük oranda tasarruf edilmekte, karlılık artmakta ve dahası gereksiz yere fazladan ilaç kullanımını önlendiğinden insan sağlığı açısından da oldukça olumlu sonuçlar vermektedir.
Ve yine çok daha az gübre kullanıldığından toprağın kullanımı çok daha etkin ve verimli olmaktadır. Bir sonraki aşamada ise, yani akıllı tarımdan akıllı köylere geçiş öngörülmektedir.
Diğer taraftan AB, European Platform for Rural Innovation (EPRI) adında son derece önemli bir girişimi de başlattı. Adından da anlaşılacağı bir buluş noktası olup, tarımsal anlamda Ar-Ge yapan, buluş ve yeni ufuklar açan görüşleri olan tüm sektör aktörlerinin buluştuğu, karşılıklı iletişimde ve yardımlaşmada bulunduğu bir ortamdır.
Benzer bir çalışmanın Dünya Ekonomik Forumu tarafından da bir süre önce yapılarak tarımsal kalkınmada ve BİT’leşmede 5G, yapay zeka gibi günümüzün en son teknolojilerinden 17 ana teknolojinin belirlendiği bilinmektedir.
Ancak yeni teknolojik gelişmelere bağlı olarak bu sayıda doğal olarak değişme olabilecektir.
Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi koşullar sadece askeri ve siyasi ve jeopolitik açıdan değil, aynı zamanda 2 büyük kıtanın birleşme noktasında bulunması nedeniyle sahip olduğu flora ve fauna zenginliği ve çeşidi bakımından dünyanın önde gelen ülkeleri arasındadır.
Bu üstünlüğün Ülkemiz ve Türk toplumu yararına etkin ve verimli bir şekilde ve akılcı bir planlama ile katma değere dönüştürülmesi son derece önemlidir.
Bu çerçevede yapılacak ilk iş, başta ziraat mühendisliği, veterinerlik ve su ürünleri olmak üzere ilgili bütün fakültelerde ilgili bilim dallarına uygun olarak BİT eğitiminin en az birer dönem teorik ve uygulamalı olarak verilmesi son derece önemlidir.
Çünkü artık yakın bir gelecekte BİT olmadan, kullanmadan asla tarım, balıkçılık ve hayvancılık üretimi, ticareti, pazarlaması yapılamayacaktır. Dolayısıyla şimdiden gerekli teknik, hukuki ve idari önlemlerin alınması son derece önemlidir.
Böylece toprağın neye gerekesinim duyduğu BİT sayesinde anında ölçülüp, değerlendirilip verilecektir.
Tohumlama drone ile toprağı ekip biçme sürücüsüz traktör ve biçerdöverle yapılabilecektir.
Kısaca tarımsal tüm işlemleri tamamen insansız yapabilmek mümkün olacaktır. Zaten şu anda insansız tarıma geçiş dönemini yaşamaktayız.
Artık tarımda mekanizasyonun yerini Tarımda BİT’leşme almıştır.
Sonuç olarak ,Tarımda BİT’lenmeyen, Bitlenir..” sözleriyle değerli arkadaşım Köksal ÖZENÇ’in dile getirdiği değerli bilgilerinden ve önerilerinden umarım yararlanılır...