Akbank’ın kurumsal hafızası ile İstanbul’un doğal döngüsünü 60 milyon pikselle harmanladı

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı, 2.5 yıl önce yönetim kurulunda aklından geçen sanat eserini paylaştı:

Dünyaca ünlü sanatçımız Refik Anadol, bankamız için kalıcı bir eser yapsa, onu da Sabancı Center’daki binamızın girişinde sergilesek.

Suzan Sabancı, ardından Refik Anadol’la bağlantı kurdu, hayalini anlattı. Anadol, 2 yıl önce kolları sıvadı, Akbank’ın kuruluşundan bugüne uzanan arşiv bilgilerini, fotoğrafları, görüntüleri istedi. Onları inceledi.

2 yıllık çalışmasının ardından Anadol’un New York MoMA, Las Vegas Sphere ve Davos’tan sonra dünya literatürüne geçecek yeni bir eseri ortaya çıktı. Akbank’ın merkez binasının girişinde sergilenen eser, Anadol’un dünyadaki 3’üncü büyük kalıcı eseri oldu:

  • 60 milyonu aşkın piksel, 220 metrekare alan…

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı ile Genel Müdür Kaan Gür’ün daveti üzerine önceki akşam Akbank’ın Sabancı Center’daki binasına gittim, dijital sanatta dünya çapında gururumuz olan Refik Anadol’un imzasını taşıyan Türkiye’nin ilk kalıcı yapay zeka eseri gördüm.

Refik Anadol, eserinin tanıtıldığı buluşmada söze şöyle girdi:

İstanbul’a, şehrin kültürel ve doğal ritmine derinden uyum sağlayan bir eserle dönmek benim için büyük onur…

Sonra eseri anlatmaya koyuldu:

Bu eseri Akbank’ın kurumsal hafızası ile İstanbul’un doğal döngülerinin bir birleşimi olarak hayal ettim. Akbank arşivlerini İstanbul’un doğal ortamıyla harmanlayan geniş bir veri seti aracılığıyla proje izleyici, veri ile ilişkisini yeniden düşünmeye davet ediyor.

Eserin veriyi yalnızca bir bilgi kaynağı olarak değil, aynı zamanda daha derin ve manalı bağlantılar kurmanın bir aracı olarak görmemizi hedeflediğini vurguladı:

Bilim, sanat ve teknolojiyi bir araya getiren bu yapay zeka eseri estetik açıdan ilgi çekici bir deneyim yaratmanın yanı sıra, teknoloji, doğa ve hafıza arasındaki kökleri İstanbul’un kalbinde yer alan bir diyalog kuruyor.

Anadol, konuşmasını teşekkürler noktaladı:

Bu projenin hayata geçmesinde önemli rolü olan başta Suzan Sabancı olmak üzere tüm Akbank yönetimine, Türkiye’de sanatın ve sanatçıların gelişimine verdiği desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, dünyanın önde gelen bankalarının merkezlerinin artık sanatla iç içe ve sürdürülebilirlik anlayışı doğrultusunda şekillendiğinin altını çizdi:

Biz de genel müdürlüğümüzde tam olarak bunu gerçekleştirdik ve dönüşümün kalbine Türkiye’nin gururu Refik Anadol’un eserini koyduk.

Eserin Akbank’a özel yapıldığını anımsattı:

Bu eser, Türkiye’deki ilk kalıcı yapay zeka eseri olma özelliğini taşıyor. 60 milyonun üzerinde pikselle ve 220 metrekare alanıyla da dünyadaki en büyük kalıcı Refik Anadol yapıtı arasında yer alıyor.

Eserin Akbank’ı bütün yönleriyle yansıttığını kaydetti:

Sürdürülebilirlik vizyonumuz ve yoğun dijital işlem trafiğimiz Anadol’un dokunuşuyla sanata dönüşüyor. Akbanklıların anılarından da yola çıkarak, tarihimizi, özel hatıralarımızı ölümsüzleştiriyor.

Anadol’un bu eşsiz eserini Türkiye’ye kazandırmış olmaktan gurur duyduklarını vurguladı:

Bundan sonra uluslararası yatırımcılar ve misafirler geldiklerinde karşılarına ilk olarak dünyaca ünlü bir Türk sanatçısının eseri çıkacak.

Böylelikle Türkiye’nin uluslararası tanıtımına da katkıda bulunacaklarını ifade etti:

Bizler de her gün sanatın güçlü etkisi altında işimize başlayacak olmanın, Anadol’un eserinden ilham alarak ülkemize değer yaratmaya koyulacak olmanın heyecanını yaşıyoruz.

Akbank’ın genel müdürlük binası için şu tanımı yaptı:

Artık genel müdürlüğümüz bir finans merkezi olmanın ötesinde, bir sürdürülebilirlik merkezi.

Refik Anadol’un eseri, Akbank Genel Müdürlüğü girişine çok yakıştığı gibi, çalışma ortamına da büyük değer katacak gibi görünüyor…

Kadınlar evdeki altını konuta yatırmaya yanaşır mı? 

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) çatısı altındaki Türkiye-ABD İş Konseyi’nin New York Halk Kütüphanesi’nde gerçekleşen resepsiyonunda Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yastık altı altınlarla ilgili beklentisini açtı:

Sayın Bakanım, önümüzü açın, mevzuatı düzenleyin, yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması için görev almaya hazırım.

Şimşek, önce şu yanıtı verdi:

Bu konu geçmişte de çok gündeme geldi. Bazı formüller denendi ama hedefe ulaşılamadı.

Ahlatcı ısrar etti:

Sayın Bakanım, mevzuat düzenlensin, yaparız bu işi…

Şimşek bu kez şu noktanın altını çizdi:

Yastık altı altın diye nitelediğimiz varlıklar daha çok ev kadınlarına ait. Ev kadınları ellerindeki altını güvence olarak gördüğü için kolay kolay elinden çıkarmak istemiyor. Uygulanan formüller de o nedenle hedefe tam ulaşamıyor.

Pazartesi sabahı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Nasıl Bir Ekonomi TV’deki EKONOMİ MASASI yayınımızda Barış Esen, Şeref Oğuz, Hakan Güldağ ve benim sorularımı yanıtlarken, sürpriz bir öneri ortaya koydu:

Evlerde bulunan altının en az 300 milyar dolarlık bir değere ulaştığı hesaplanıyor. Bu rakamın 500 milyar dolar olduğunu söyleyenler de var. Bu altınlar vatandaşın bir başka güvenli liman olarak gördüğü konut formülü ile ekonomiye katkı yapabilir.

Bahçıvan, formülün etkili olabilmesi için önerisine şunu ekledi:

Altını ile konut almak isteyen vatandaşlara sübvansiyonlu kredi desteği de verilebilir. Bu yöntemle 15-20 milyar dolarlık bir kaynak Merkez Bankası’nın rezervine girebilir.

Şu noktaya vurgu yaptı:

Merkez Bankası yurt dışına faiz verip rezerv artırmak yerine bu yolla rezerv artırma yoluna gidebilir.

Bahçıvan’ın bu önerisi üzerine Ahmet Ahlatcı ile Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek arasında geçen diyalogu anımsadım.

Bahçıvan’a dönüp, önerisine şu eki yaptım:

Kadınlar evdeki altın ile konut almak için harekete geçtiğinde tapuyu da kendi üstlerine isteyeceklerdir.

Konut formülü evdeki altınların 15-20 milyar dolarlık bölümünün sisteme girmesini sağlar mı?

Kahramanmaraşlı İSKUR, Eskişehir’de cam ambalaja giriyor

EKONOMİ Gazetesi’nin PwC işbirliği, Sabancı Holding ana sponsorluğunda gerçekleştirdiği “Dönüşen Liderlik Zirvesi”nin toplantı aralarında Elite World Hotels İcra Kurulu Üyesi Server Alparslan, Tamara Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Salih Boz, International Cotton Association (ICA-Uluslararası Pamuk Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Nohutlu ve İSKUR Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili İsmail Kurtul ile sohbet ederken, konu farklı sektörlerde yatırım arayışlarına geldi.

İsmail Kurtul, tekstil sektöründeki ana iş koluyla bilinen İSKUR olarak yeni girmeye hazırlandıkları sektöre değindi:

Eskişehir’de cam ambalaj fabrikası kurmak için harekete geçtik.

Yatırım büyüklüğünü merak ettim, paylaştı:

250 milyon dolarlık yatırım öngörüyoruz…

 

Tüm yazılarını göster