Ukrayna Savaşı ile iyice belirginleşen küresel kamplaşma Afrika'da etkisini darbelerle, rejim değişiklikleriyle göstermeye başladı.
Nijer'deki askeri darbe bunun örneği; Darbeciler ilk iş Batı kampında yer alan ABD ve Fransa'yla ilişki kesip, Rusya'yla temas kurmaya çalıştılar.
İşin ilginci, darbe sonrası, Nijer'e "dış müdahale olsun mu, olmasın mı" tartışması, Fransa ile İtalya'nın da arasını açtı.
Fransa, Afrika ülkelerini harekete geçirmeyi, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu'nun (ECOWAS) Nijer'e askeri müdahalesini sağlamaya çalışıyor.
Bunun gerekçesi açık; Siyasi ve askeri açıdan, Afrika'da Fransa'nın ittifak içinde olduğu son ülkelerden biriydi Nijer darbe öncesinde. Üstelik Nijer'den yok pahasına satın alınan uranyum da, Fransa'nın elektrik ihtiyacının çoğunu karşılayan nükleer santrallerde yakıt olarak kullanılıyordu. Ucuz uranyumun kesilmesi, bıçak sırtında duran Fransız ekonomisi için de alarm çanları çalması anlamına geliyor.
İtalya'nın görece yeni aşırı sağcı hükümeti ise Nijer'e dış askeri müdahaleye karşı çok açık tavır koydu. Bir dönem Batı Avrupa'da Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un deneyip de beceremediği "Rusya'yla köprü" vazifesine İtalya parlamentosunda çoğunluğu sağlayan aşırı sağcı partiler partileri üstlenebilir mi? Göreceğiz.
MÜDAHALE İHTİMALİ GİDEREK SİLİKLEŞİYOR
Bizzat Afrika içinde de Nijer'deki darbecileri askeri operasyonla devirmek için pek bir heves yok. Rusya-Çin kampına giderek daha yaklaşan, BRİCS'e üyelikten bahsetmeye başlayan Cezayir, dış müdahaleye- müdahaleyi yapan Afrika ülkeleri birliği bile olsa- tümden karşı çıktı. Çad da, Cezayir'in adımlarını takip etmekte. Yine askeri darbelerle, tıpkı Nijer gibi siyaseten Fransa'dan kopup, Rusya'ya ittifak arayışına giren Mali ve Burkina Faso ise, - belki de bir sonraki hedef kendileri olabilir endişesiyle- Nijer'e olası bir dış müdahaleyi "düşmanca hareket" sayacaklarını açıkladılar.
DOĞALGAZ MESELESİ
Afrika'da Nijer'deki darbeci askerlerin dış müdahale ile ortadan kaldırılmasını isteyen, sözcülüğünü de Nijerya'nın yaptığı bir avuç ülke kaldı. Ancak onların da ne ekonomik, ne de askeri açıdan bu müdahaleyi yapacak pek bir güçleri yok. Nijerya'nın hesabı farklı; Kendi ürettiği doğalgazı Nijer ve Cezayir üzerinden boru hattıyla Akdeniz'e, oradan da Batı Avrupa'ya pazarlamayı hesaplıyor. Nijer'deki darbe, bu hesapları bozdu.
TAHIL KORİDORU, "UN KORİDORU" OLUR MU?
Ukrayna'dan başlayan savaşın, artan küresel kamplaşmanın Afrika'ya etkisi sadece siyasi de değil üstelik; Rusya-Ukrayna tahıl koridoru anlaşmasının bitmesiyle, açlık tehlikesi iyiden iyiye arttı Afrika ülkelerinde.
Rusya, hem Batı yaptırımlarını "bir şekilde" delmek, hem de tahıl yoluyla Afrika'da müttefiklerini arttırmak için yeni hesaplar peşinde. Bu hesaplar içinde en büyük rol Türkiye'ye biçilecek gibi duruyor. Putin-Erdoğan görüşmesinin ana gündemi, mümkünse tahıl koridorunu yeniden canlandırmak; Bu mümkün olmazsa, Rus tahılını Türkiye'nin alıp, un haline getirip, maliyetine Afrika'ya göndermesi olacak gibi.
Küresel dünyada "kelebek etkisi" bir gerçek...