Prof. Dr. Vural KAVUNCU
Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi
vural.kavuncu@ksbu.edu.tr
Afiyet Tıbbı’da neyin nesiymiş diyeceksiniz, haklısınız. Türkçe karşılığı henüz oluşmamış “Medikal Wellness” için bir isimlendirme önerimiz, belki de bu şekli ile dilimize yerleşir. Nereden geliyor açıklayayım; özellikle mektup dili ya da iyi temenni sözlerimizde karşıdaki muhatabımıza “sağlık ve afiyet” dileriz. Sağlık ne anlama geliyor bunu biliyoruz ama afiyet dilemekle neyi kastediyoruz? Ben söyleyeyim, kişilerin sağlıklı hallerinin (afiyet) devam etmesini, hatta daha sağlıklı ve canlı halde (afiyette) kalmalarını kastediyoruz. Tıp tarihi kitaplarında tıbbın babası olarak tanımlanan Hipokrat’ın hastalıklardan korunmak için yazdığı öneriler yer alıyor. Geleneksel Çin tıbbının binlerce yıl geçmişi olan ve asıl olarak sağlığı koruyucu ve geliştirici uygulamaları günümüzde hala revaçta. Batı biliminin göz ardı ettiği, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (SAV)’in tıp ile ilgili hadis ve davranışlardan kaynak alan Tıbb-i Nebevi’de beslenme, hareket, uyku düzeni, zihinsel arınma ve dinginlik gibi sağlıklı yaşama ait yer alan öneriler başka isimlendirmeler altında da olsa bugün günümüz tıbbına aktarılmış. Yine kendi tarihimizden İbn-i Sina, Şerafettin Sabuncuoğlu, Hekim Sinan’ın sağlıklı yaşam ile ilgili günümüzde hala güncelliğini koruyan yazıları var. Afiyet Tıbbı ruhsal, fiziksel ve sosyal sağlığın en iyi düzeye çıkarılması için gerekli davranış modelleri, yaşam tarzı ve tıbbi uygulamaların yaşama entegre edildiği bütüncül (holistik) yaklaşımları için genel bir isimlendirmedir. Bireylerin günlük yaşamlarını entegre ettikleri; nasıl yaşayacakları, yemek yiyecekleri, seyahat edecekleri, stresle başa çıkacakları ve hastalıkların ilk belirtilerine nasıl cevap vereceklerini içeren koruyucu uygulamaları kapsar. Bunun için kaplıca, SPA, kişisel bakım ve güzellik, sağlıklı beslenme ve diyet, geleneksel-tamamlayıcı tıp uygulamaları, kişiselleştirilmiş tıp, fiziksel aktivite ve spor uygulamaları, zihinsel arınma, yoga ve sağlıklı yaşam eğitimleri gibi enstrümanlar kullanılır.
“Afiyet Tıbbı” konusunda günümüzde farkındalık giderek artıyor, insanlar daha uzun yaşayabilmek kadar kaliteli ve sağlıklı bir yaşamın önceliyorlar. Geçtiğimiz iki yıla damgasını vuran ve halen devam etmekte olan COVID-19 pandemi süreci ile toplum sağlıklı yaşam tarzını günlük yaşamlarına nasıl katacakları konusundaki arayışlarını daha da hızlandırdı. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için gerekli davranış modelleri, yaşam tarzı ve wellness uygulamalarının yaşama entegre edildiği bütüncül (holistik) tıp yaklaşımları daha kabul görür oldu. Bunların hayata geçirebilmesi için gerekli tesisler, mimari ve çevresel düzenlemeler, teçhizat ve malzemeler, endüstriyel ürünler ile bu alanda ki Sağlık Turizmi hareketleri dahil edilerek oluşan küresel ekonominin 2017 yılında 4.3 trilyon dolar iken 2019 yılında, 4.9 trilyon dolara yükseldiği, 2020 yılında ise pandeminin etkisi altında 4.4 trilyon dolara gerilediği tahmin ediliyor. Bu pazarda en büyük payı 955 milyar dolarlık kişisel bakım ve güzellik alırken sağlıklı beslenme ve kilo kaybı için 945.5 milyar dolar, fiziksel aktivite ve spor alanında 873.8 milyar dolarlık ekonomi oluşuyor. Pazarın %90’ı Asya-Pasifik ülkeleri, Kuzey Amerika ve Avrupa’da olduğunu da ekleyelim. Bu uygulamalar için kişilerin bizzat bu tesislerin olduğu yerlere gitmesi ve uygulayıcılarla birebir temas etmesi gerektiğini göz önüne alırsak COVID-19 sürecinin sektöre nasıl etki yaptığını tahmin etmemiz zor değil. Çok boyutu olan bu sektörde SPA ve kaplıca ekonomisini biraz daha irdeleyelim.
SPA sağlık, güzellik ve rahatlama amaçlı yapılan kişisel bakımlara verilen genel bir isimdir. Masaj, aromaterapi, manikür, pedikür, çamur, saç bakımı, cilt bakımı, sauna, havuz, jakuzi gibi uygulamaları içerir. Dünya üzerinde ki 160 bin 100 SPA tesisinin %83.5’u Avrupa, Asya-Pasifik ve Kuzey Amerika’da bulunuyor. Otel/resort SPA, kaplıca SPA, sağlık kür otelleri, günlük bakım/SPA salonları ve gemi/cruise spa seyahatleriyle oluşan küresel SPA gelirleri 2017 yılında 93.6 milyar dolar iken, 2019 da 110.7 milyar dolar, 2020 yılında ise 68 milyar dolara düştü. Ülke bazında SPA pazarına bakarsak aslan payını 15.2 milyar dolar ile Amerika alıyor. Onu 6.32 milyar dolar ile Çin, 5.65 milyar dolar ile Almanya ve 4.24 milyar dolar ile Fransa izliyor. Türkiye olarak ise SPA pazarında dünyada ilk 20 ülke arasında henüz yer almıyoruz.
Kaplıca, toprak, yer altı ve deniz kaynaklı mineralli sular, gazlar, pelioidler (çamurlar) ve iklimsel unsurlar gibi doğal tedavi unsurlarının bulunduğu ekosistemdir. Afiyet Tıbbı içerisinde yer alan Termal / kaplıca uygulamaları 2017-2019 arasında en hızlı büyüme gösteren ve en çok yeni tesis projesine sahip sektör durumundaydı. Ülkemizde de olduğu gibi bazı toplumlarda geleneksel bir alışkanlık olarak kaplıcalar yoğun ilgi görüyor. Termal banyonun yanısıra doğal bir ekosistemin içinde olma, farklı kültür ve sosyal ortamda bulunma ve bazı diğer rehabilitasyon ve önleyici tıp uygulamalarından yararlanma için bir fırsat sunması cazip kılıyor. Dünya üzerinde 34.099 kayıtlı kaplıcanın 32.240 tanesi Asya-Pasifik ve Avrupa ülkelerinde bulunuyor. Ülke bazında kaplıca gelirlerine baktığımızda listenin en başında 12.32 milyar dolar ile Çin’in geldiğini görüyoruz. Daha sonra 9.22 milyar dolar ile Japonya ve 5.19 milyar dolar ile Almanya yer alıyor. Zengin kaplıca kaynaklarına sahip olan ülkemiz ise raporlanan listeye 310 milyon dolar gelir 17. sıradan girebilmiş.
Mevcut verilere, pandemi süreci ile ilgili tahminlere göre 2025 yılı için yapılan ekonomik projeksiyonlarda ise iyi haberler var. Buna göre toplam Wellness ekonomisinin % 9.9 büyüyerek 7 miyar dolara yaklaşacağı öngörülüyor. Özellikle SPA ve kaplıca sektöründe büyüme ile “Afiyet Tıbbı Sağlık Turizmi” pazarının da 127.6 milyar dolar büyüklüğü ulaşması bekleniyor. Kaplıca zengini olan ülkemizde bu fırsatı değerlendirip sağlıklı insanlara afiyet satmanın yollarını bulmayı ve ülkemiz ekonomisinin de afiyet içinde kalmasını temenni ediyorum.
Kaynak: Global Wellness Enstitüsü Raporu 2021