Adam olacak çocuk, adam olacak ülke

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Bir araştırma

Anadolu’da çok söylenen bir laf vardır; “Adam olacak çocuk, bezinden belli olur” derler. Eğer büyüyünce de bezi olsaydı, ne biçim bir “adam” olduğunu da bezinden anlayacaktık. Ama Amsterdam Üniversitesi’nden Dr. Saer Samanipour bunun için başka bir yöntem bulmuş. Kanalizasyon çıktılardan yola çıkarak o bölgedeki insanların sosyo-ekonomik alt-yapılarını, yani ne biçim insan olduklarını tahmin eden bir matematiksel model geliştirmiş. Bilimsel çalışma Environmental Science and Technology Letters dergisinin temmuz sayısında yayınlanmış. The Economist dergisi de sıcağı sıcağına bu araştırmadan okurlarını haberdar etti (Analysing waste water may assist census takers)

Dr.Samanipour bu araştırması için Avustralya’daki bir üniversite (University of Queensland) ile işbirliği yapmış. Araştırma için veri, nüfus sayımının yapıldığı 2016 yılında toplanmış. Ülkedeki 100 arıtma tesisinden peş peşe beş ile yedi gün örnek alıp seçtikleri maddeleri aramışlar. Seçilen 40 madde, daha önceki araştırmada ortaya çıkmış. Bu maddeler ile kişilerin sosyo-ekonomik yapıları arasında bir ilişki olduğunu gözlemlemişler. Örneğin, kırsal bölgelerde şehirlere göre daha fazla nikotine rastlanıyormuş. Kafein, eğitim seviyesi ile ilgili imiş. Alınan örneklerde toplam olarak nikotin ve kafein dahil keyif verici 6 yasal madde, 2 yasa dışı (amphetamine ve methamphetamine) madde, 7 opioid, 8 antidepresan, 9 daha değişik ilaç, 2 yapay tatlandırıcı ve 6 diyet göstergesi maddeyi aramışlar.

Her bir arıtma tesisinden alınan örnekteki bilgilerle, o bölgedeki sayımdan alınan bilgileri eşleştirmişler. Sonra kurulan bu modeli kullanarak diğer 9 bölgeye ait verileri tahmin etmişler. Ama tahminler de hayli spesifik bilgiler üstüne olmuş. Örneğin, bölgedeki kaç kişi ortaokul mezunu, kaçı araba sahibi, kaçı evli olmayan ebeveyn, v.b. Nüfus sayımında 37 soru sorulmuş. Sorular eğitim, meslek, gelir, sosyal yaşam ve ev konusunda imiş. Model, 37 sorunun 30 ‘nu, gerçek nüfus sayımından alınan örneklerden yapılan tahminlere göre %25 daha az sapma ile tahmin etmiş.

Böylece bu modeli kullanarak bir bölgedeki sosyo-ekonomik yapıyı tahmin etmek mümkün. Nüfus sayımları zaman alan, maliyetli işlerdir. Sayımları beklemeden çok az bir maliyetle, kanalizasyonlardan alınan örneklerle sosyo-ekonomik yapının nasıl değiştiğini tahmin edebilecekler.

Bir yorum

Böyle ilginç çalışmaları görünce bağımsız, özgür düşünen, iyi yetişmiş beyinlerin neler yapabileceğine tanık oluyorsunuz. Olay yine eğitim sistemine dayanıyor. Anaokulundan başlayarak genç beyinleri bozmamak, özgür ve bağımsız düşünmelerini engellememek gerek. Dogmatik bilgilerle beyinleri dumura uğratmamalıdır. Ana okulundan üniversitesine kadar eğitimin her aşaması ve her boyutu hayati değer taşır. Öğretmeninden yöneticisine, bilime, teknolojiye, sanata ve eğitime gönül vermiş bir kadro ile çalışmak gerekir.

Ülkemizde en büyük darbeyi eğitim sistemimiz yedi. Her gelen milli eğitim bakanı çamaşır değiştirir gibi sistem değiştirdi. Yıllardır çok güvenilir olan seçme ve yerleştirme sınavlarına bile hile karıştırıldı. Siyasal çıkar uğruna sınavların namusu korunamadı; gençlerin gelecekleri çalındı. Sözleşmeli öğretmen denen ucube sistemle öğretmenlik mesleği dejenere edildi. AVM açar gibi, her ilde sözde üniversiteler açıldı. Bina yaparak üniversite açılacağı sanıldı. Eğitim kurumlarına yönetici atamalarında liyakat yerine dini ve siyasi ölçütler kullanıldı. Sonuçta diplomalar hiçbir değer ifade etmeyen birer kâğıt parçasına dönüştü.

Sonuç

Eloğlu, kişilerin çıktılarına bakarak sosyo-ekonomik yapıyı tahmin ediyor. Eğitim sistemlerinin çıktılarına bakarak da adam olacak ve olmayacak ülkeleri tahmin etmek zor olmayacaktır.

Tüm yazılarını göster