Rahmetli Güngör Uras bundan 14 yıl önceki bir yazısında tarımdaki değişiminden bahsediyor ve tarımın yeni dönemdeki olmazsa olmazlarını anlatıyordu. “Önümüzde tarım ürünlerinin kıymete bineceği, tarımın para edeceği bir dönem var. Bu dönemden zarar görmememiz, yarar sağlamamız doğru tarım politikaları oluşturup uygulamamıza bağlı. Tarımda romantik üretim dönemi geçti. Tarım artık köylü uğraşısı olmaktan çıktı. Sermaye ve teknoloji istiyor” diyordu.
Güngör abinin bu makalesini ve öngörüsünü bu yıl 25’incisi yapılan Hasyurt Tarım Fuarı için gittiğim Antalya Kumluca’da bir defa daha hatırladım. Fuar kapsamında düzenlenen “Tarımın Dünü, Bugünü ve Yarını” konulu panele katıldım. Sürdürülebilir tarımı, teknolojiyi ve tarımın sorunları ile fırsatları konuştuk. Bir defa daha farkına vardık ki; 8 milyara varan dünya nüfusunu doyurmanın yolu sürdürülebilir tarımdan ve teknolojinin geliştirilip uygulanmasından geçiyor.
Dünya nüfusu son 200 yılda sekiz katına çıktı ancak küresel boyutta açlık ve kıtlık yaşanmadı. Üstelik ortalama yaşam süresi neredeyse 2 katına çıktı. Bu refah ve durumu teknolojik gelişmelere ve bu gelişmelerin gıda arzına olan etkisine borçluyuz. Teknolojik gelişmeler deyince de karşımıza “sürdürülebilir tarım” çıkıyor.
Kumluca’da Grow Fide’nin kurucusu Hasan Ünal ile tanıştım. Tarımdaki bilgisi, birikimi, deneyimi ve katkısı ile öne çıkan bir isim. Teknolojiyi geliştiriyor ve uyguluyor. “Teknoloji sayesinde karnımızı doyuruyoruz” diyor Hasan bey. Güngör Uras’ın bundan 17 yıl önceki bir makalesinde yazdığı gibi “aşılı fide ameliyathanesi” kurmuş. Toplam 150 dönümlük tesislerindeki laboratuvarlarda doku kültüründen elde edilen bitkicikleri, fide ve fidan haline getiriyorlar.
Teknoloji sayesinde bir zamanlar sadece domates üretilen seralarda artık çok sayıda ürün yetiştiriliyor. Muz, blueberry, kivi, aronia, ahududu, böğürtlen zencefil, zerdeçal, ananas, passiflora, şeker otu gibi bitkiler var seralarda. Ar-Ge’si halen devam eden mango, macadamia fındığı, argan, papaya, lychee, longan ve guava gibi bitkiler ise yolda. Bunlar güçlü dış talebi olan değerli ürünler.
Endüstriyel tarımı da kapsayan sürdürülebilir tarım için teknolojinin etkin ve doğaya uygun bir şekilde kullanılması gerekiyor. Toprağın kalitesinde kalıcı kayıpların önlenmesi; su kaynaklarının aşırı kullanımının önüne geçilmesi için teknolojiye başvurmak gerekiyor. Üretim yaparken aynı zamanda ekolojik dengenin korunması, ekosistemin ve biyoçeşitliliğin sürdürülmesi gerekiyor.
Sürdürülebilir tarımda teknoloji kullanımı vardır ama aynı zamanda ürünlerin insan sağlığına faydalı olması gözetilir. Sürdürülebilir tarım insanları doyurmayı, ihtiyaçları olan miktar ve kalitede gıdanın satın alınabilir fiyatlarla, yani uygun maliyetlerle üretilmesini amaçlar. Ancak bunu gerçekleştirirken çevrenin ve kaynakların korunmasını gözetir ki; gelecek kuşaklar da beslenebilsin.
Ve tabii ki tarımı sürdürülebilir kılmak için finansmana ihtiyaç var. Sürdürülebilir tarım için bu işin finansmanına kaynak ayıran, çiftçiyi destekleyen ve eğiten kuruluşlar olmalıdır. Burada da görev öncelikle merkezi yönetimlere düşer.