ABD’ye ev tekstili ve mobilya şirketi alma planıyla gelin

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

TÜRKİYE-ABD İş Konseyi’nin davetiyle Goldman Sachs’ın merkezindeki “13’üncü Türkiye Yatırım Konferansı”nı izlemek üzere New York’a gittiğimde, danışmanı Yurdanur Semerci ile birlikte Herrick Feinstein avukatlık ofisinin 60 partneri arasında yer alan Barbaros Karaahmet’e uğradık.

Barbaros Karaahmet’le Haziran 2016’da İstanbul’da buluşup tanıştığımızda, meslek seçimiyle ilgili öyküsünü dinlemiş, şu başlıkla yazmıştım:

■ ‘Evlatlıktan ret’ zoruyla hukuk okudu, ABD’de avukatlık zirvesine çıktı...

Hukukçu olan babası Prof. Mehmet Nuri Karaahmetoğlu,  üniversite sınavına girdiği günlerde oğlunu karşısına almış, tercihini dikte ettirmişti:

- Tek tercih yapacaksın. O da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi olacak. Eğer hukuk okumazsan seni evlatlıktan reddederim.

Barbaros Karaahmet, babasının zoruyla girdiği hukuku zamanla sevdi, New York Üniversitesi’nde (NYU) master yaptı. Staj döneminde New York’ta kalma isteği ağır bastı.

Lawrence Kaye ile tanıştı, Herrick Feinstein avukatlık ofisinde mesleğe başladı. 6 yıllık çalışmanın ardından ayrıldı. 7 avukatla birlikte kendi ofisini kurdu. 2012’de Herrick Feinstein ile masaya oturdu, tarihi 1927 yılına uzanan New York merkezli avukatlık ofisinin partnerleri arasında yerini aldı.

Zamanla Herrick Feinstein’in yönetim kuruluna giren Barbaros Karaahmet’e pozisyonunda bir değişiklik olup olmadığını sordum, yanıtladı:

- 2.5 yıldır Herrick Feinstein’in CEO’luğu görevini yürütüyorum.

Herrick Feinstein’in ABD’deki yerini verilerle ortaya koydu:

- ABD’de avukatlık ofisleri arasında ciro liginde ilk 200’de yer alıyoruz. 2022 listesinde 195’inci sırada yer aldık. Ayrıca emlak hukukundaki iş hacmimizle New York’ta ilk 4’te bulunuyoruz.

Avukatlık ofisinin köklülüğüne işaret etti:

- Şu anda 96’ncı yılımızdayız. 4 yıl sonra 100’üncü yılı kutlayacağız.

Türkiye’deki şirketlerden ABD’de ofis açmak, şirket kurmak gibi talepler aldıklarını bildirip, şu öneriyi ortaya koydu:

- ABD’de şirket kurup kendi isimleriyle, markalarıyla pazarda yer edinmek çabasında olanlar dikkatimi çekiyor. Bence şu anda en doğru formül ABD’de şirket ve marka almak. Krizle birlikte bu yönde çok fırsat çıkabileceğini görüyorum.

Hindistan’ı örnek gösterdi:

- Hintliler gelip ABD’de şirket ve marka satın alıyor. Bu konuda adım atmakta yarar var.

Sektörler konusunda da gözlemini aktardı:

- Gördüğüm kadarıyla ev tekstili ve mobilya sektöründe şirket-marka alımı için fırsatlar var. Bu sektörlere otomotiv yan sanayini de eklemek mümkün. Burada hazır büyük bir pazar var. İşini iyi yöneten burada rahatlıkla başarılı olur.

Önerisini biraz daha detaylandırdı:

- Başlangıçta yüzde 10-15 hisseyle şirketlere girip yönetiminde yer alınabilir. Sonra hisse oranı artırılabilir, çoğunluğa doğru gidilebilir.

Türk şirketlerin ABD’deki şirket kurma adımlarında ailelerin çocuklarının öğrenciliğinin de rol oynadığını ifade etti:

- Türkiye’den öğrenciler, ABD’deki yabancı öğrenciler arasında oldukça önemli bir yer sahip. Aile şirketleri, “Çocuğum ABD’de bir yandan okuluna gider, diğer taraftan şirketle ilgilenir” şeklinde kararlar ile de adım atıyorlar.

Şu noktanın altını çizdi:

- ABD’de şirket alımı konusunda güç birliği de yapılabilir. Yani, birkaç şirket bir araya gelip alımı gerçekleştirebilir.

Türkiye-Almanya İş Konseyi’nin önceki Başkanı Steven Young, sıklıkla Almanya’da şirket ve marka satın alınması konusundaki fırsatlardan söz ediyordu.

Türkiye’nin ABD’deki önemli davalarında, Türk şirketlerinin önemli işlerinde görev alan Herrick Feinstein’in CEO’su  Barbaros Karaahmet’in ABD ile ilgili mesajını dikkate almakta yarar var…

1 milyon buzdolabında İtalya ile 32 milyon Euro işçilik farkımız var

2011 yılı Nisan ayı, Milano’daki (İtalya) “Eurocucina Fuarı”… İtalyan Indesit Company’nin o dönemki Türkiye Ülke Müdürü Turgay Dağ, Türkiye ile İtalya arasındaki işçilik maliyeti farkı üzerinde durdu:

- İtalya’da 1 saatlik asgari ücret 18, Türkiye’de ise 6 Euro. Bir buzdolabının üretimi 2 saat sürer. Yani, İtalyan işçi buzdolabı başına 2 saatte 36, bizim işçi 12 Euro alır. Yıllarca Manisa’da fabrika yönetmiş olmanın deneyimiyle hesabı ortaya koydu:

- 1 milyon buzdolabı üretilirken İtalya’da 36 milyon Euro işçilik maliyeti oluşur. Türkiye’de bu rakam 12 milyon Euro’da kalır. Yani, buzdolabını Türkiye’de üretmenin avantajı 1 milyon adette 24 milyon Euro’yu bulur.

Aradan 12 yıl geçti, Turgay Dağ ile önceki gün Manisa’da karşılaştık. EKONOMİ Gazetesi’nin Sertrans Logistics’in katkılarıyla düzenlediği “Dış Ticarette Yeni Ufuklar” buluşmasının 8’incisi Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Buluşmada yönettiğim panelde Maxion İnci Jant Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Zaim, Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş ve Coolerbox Company CEO’su Turgay Dağ konuştu.

Manisa’da kurulu Öztaş Demir Çelik’in de Yönetim Kurulu Üyesi olan Turgay Dağ, aynı örneği yeni rakamlarla verdi:

- Beyaz eşya fabrikalarında banttan 2 saatte bir buzdolabı çıkar. İtalyan işçi 2 saat için 40 Euro, Türkiye’deki işçi de 8 Euro alır.

1 milyon buzdolabı üretimi için yine hesap yaptı:

- 1 milyon buzdolabını Türkiye’deki tesislerinde üreten bir şirket, işçilik açısından 32 milyon kazançlı çıkar…

Bu hesaptan şu mesajı çıkardı:

- Türkiye’nin üretimde önü açık…

Kısacası geçen 12 yılda 1 milyon buzdolabını Türkiye’de üretmenin işçilik maliyeti avantajına 8 milyon Euro daha eklendi…

İtalya vize vermiyor ben de onlara bizim havyarı satmıyorum

EGE İhracatçı Birlikleri (EİB) ve EKONOMİ Gazetesi’nin “Ege İhracat Buluşmaları” için gittiğimiz Muğla’da İl Tarım ve Ormancılık Müdürü Barış Saylak’ın odasında Şeref Oğuz, Ali Ekber Yıldırım ve Handan Sema Ceylan’la otururken içeri Dalyan Su Ürünler Kooperatifi (DALKO) Başkanı Arif Yalılı girdi. Yalılı, su ürünleri ile iştigal etmesinin yanı sıra organik nar yetiştirdiğini belirtti:

-  Benim bulunduğum kasabada 12 bin organik nar ağacı var. 6 bini benim.

Daha sonra Dalyan Kanalı’nda yetişen 600 ton kefalden elde ettikleri 15 ton havyarı irdeledi:

-  Elde ettiğimiz havyarı ihraç ediyoruz.

Kooperatifin 750 üyesi olduğunu bildirdi:

-  İtalya bizim havyarın önemli alıcıları arasındaydı. Şimdi İtalya’ya havyar satmıyorum.

Nedenini sorduk, yanıtladı:

-  İtalya bize vize vermiyor. Ben de onlara havyar ihraç etmiyorum.

Tüm yazılarını göster