AB’de “nükleer ve doğal gaz yeşil mi, değil mi?” tartışması

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Avrupa Birliği’nin, yeni nükleer enerji ve doğal gaz santrallerini yeşil yatırım olarak sınıflandırma planı, üye ülkeleri ikiye bölerken, çevrecilerden de sert tepki alıyor.

Temiz enerjiye geçiş sürecinde doğal gaz ve nükleerin anahtar bir role sahip olduğuna yer veren taslak, onay için ocak ayı içinde AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na gönderilecek. Avrupa Komisyonu birlik ekonomisinin karbonsuzlaşması için doğal gaz ve nükleer enerji sektörlerinin katkıda buluncağını savunuyor.

AB'nin yeşil sınıflandırmasına dahil olan enerji yatırımları finansmana daha kolay erişim sağlayacak. Taslağa göre, ülkeler radyoaktif atıkları güvenli bir şekilde ortadan kaldırırlarsa, nükleer enerji sürdürülebilir bir yatırım olarak görülecek ve sadece yüksek standartlarda üretim yapan gaz ve nükleer santralleri yeşil yatırım olarak değerlendirilecek. Taslak çoğunluk tarafından onaylandığı takdirde, 2023 yılında uygulamaya geçirilecek.

Almanya karşı, Fransa destekliyor

Ancak, bazı AB üyeleri ve çok sayıda uzman, nükleer enerji ve doğal gazın çevre dostu olmadığı gerekçesiyle bu uygulamaya karşı çıkıyor.

Başını Fransa'nın çektiği 10 kadar ülke, nükleer enerjinin iklim değişimi ile mücadelede etkili, güvenli ve rekabetçi bir kaynak olduğunu savunuyor. Fransa, şu an için elektriğinin yüzde 70’ini nükleer enerjiden sağlıyor. Bu oran önümüzdeki 15 sene içinde yarı yarıya azalacak. Ülke aynı zamanda 2035 yılına kadar 12 nükleer santrali kapatacağını açıkladı.

Almanya, Avusturya ve Lüksemburg gibi ülkeler ise özellikle nükleerin yeşil sınıflandırmaya dahil edilmemesi gerektiğini ifade ediyor.

Nükleer enerjiden tamamen çıkmak üzere olan Almanya’nın Çevre Bakanı Steffi Lemke, bu planı “tamamen yanlış” olarak değerlendiriyor. Lemke, nükleer enerjinin çevre felaketlerine ve büyük miktarda nükleer atığa yol açabileceğini ifade ediyor. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ise, bu planın tamamen “yeşil yıkama” olduğunu söylüyor ve sürdürülebilirlik yaklaşımlarına zarar verdiğini dile getiriyor.

“AB’nin iklim krizi ile mücadeledeki liderliğinin sonu"

Bu taslağa karşı çıkanlar, doğal gazın yakılmasından kaynaklanan karbondioksit emisyonlarına ve nükleer santrallerin çevre için yarattığı tehlikelere dikkat çekerek, ikisinin de yeşil bir yatırım olarak değerlendirilmeyeceğin savunuyor. En fazla tepki verenler ise AB ülkelerindeki Yeşil partiler.

Hollanda’nın Yeşil Parti üyesi Bas Eickhout doğal gaz ve nükleeri yeşil bir yatırım olarak sınıflandırmanın, AB’nin küresel ısınmaya karşı başlattığı liderliğin artık sona erdiği anlamına geldiğini söylüyor.

Bilim insanları ve ekonomistlerin yer aldığı düşünce kuruluşu Roma Kulübü’nün Eş Başkanı Sandrine Dixson-Decleve, nükleer santrallerin, ürettikleri radyoaktif atıklar ve depolama güvenliği konusundaki endişeler yüzünden çevre açısından “önemli riskler” içerdiğini söylüyor.

Taslak ne diyor? 

  • AB Komisyonu taslağında, çevreye zarar vermeyen ve atıklarını güvenli biçimde tasfiye edebilecek nükleer enerji santral yatırımları yeşil ve sürdürülebilir ekonomik aktivite olarak sınıflandırılıyor. Söz konusu nükleer santrallerin yeşil yatırım sayılması için 2045'ten önce ruhsat almaları gerekiyor.
  • AB, doğal gaz ve nükleerin iklim dostu dönüşüme katkıda bulunacağını savunuyor. Bu enerji kaynaklarının açık ve sıkı koşullar altında yeşil yatırım sınıflandırması çerçevesinde yer alacağına işaret ediliyor.
  • AB'nin yeşil sınıflandırmasına dahil olan enerji yatırımları finansmana daha kolay erişim sağlıyor.
  • Yeşil yatırım olacak doğal gaz yatırımlarının ise kömürün yerine geçecekse kilovatsaat başına 270 gramdan daha az karbon emisyonu salması ve inşaat izninin 2030 yılı bitiminden önce alınması şart koşuluyor.
Tüm yazılarını göster