Ukrayna savaşı Türkiye-ABD ilişkilerine yaradı;
ABD’deki Biden yönetimi ile göreve başladığı günden bu yana, attığı pek çok adıma rağmen Washington’la istediği yakınlaşmayı elde edemeyen AK Parti hükümeti, Ukrayna’da oynadığı barışı kolaylaştırıcı rol nedeniyle buzları kırmaya başlamış görünüyor.
Washington yönetimi Ankara’ya karşı politikasında hala temkinli; Bir yandan “havuç” olarak adlandırılabilecek olumlu adımlar atarken, diğer yandan ilişkilerde yeniden soğumaya yol açabilecek gelişmelere karşı uyarıları da elden bırakmıyor.
F-16 UÇAK ALIMI İÇİN BİDEN YÖNETİMİNDEN DESTEK
AK Parti hükümetinin Rusya’dan satın aldığı S-400 füzeleri nedeniyle Türkiye’yi başından bu yana içinde olduğu F-35 beşinci nesil savaş uçağı projesinden çıkartan ABD yönetimi, Ankara’nın hava savunmasında doğabilecek boşluk için hareketlendi.
AK Parti hükümeti, Donald Trump’ın Başkanlığı döneminde Türkiye’nin S-400’leri elden çıkartmadıkça F-35 savaş uçağı projesine alınmaması konusunu resmen “yasa” haline gelmesi üzerine, hava savunmasını güçlendirmek için yeni bir hamle yapmış ve Biden yönetiminden Türkiye’ye yeni F-16 uçakları satmasını istemiş, eldeki F-16’ların da modernizasyonunu talep etmişti.
Washington Ankara’dan gelen bu talebi değerlendirme aşamasındayken Ukrayna savaşı patladı. Savaşın da etkisiyle zaten dış politikasının gündeminde olan NATO’yu güçlendirmeyi ana hedeflerinden biri haline getiren Biden yönetimi, Türkiye’nin taleplerini “NATO müttefikliği” çerçevesinde ele alarak, olumlu yanıt verdi. Biden yönetimi resmen ABD Kongresi’ne Türkiye’nin yeni F-16 satın alma ve eskilerin modernleştirilmesi talebinin yerine getirilmesi için mektup yazdı.
Türkiye, AK Parti iktidarı döneminde yaşanan -S-400 alımından, Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’a yaptığı bir ziyaret sırasında korumaların göstericilere şiddet kullanmasına kadar- pek kadar gelişme nedeniyle ABD Kongresi’nde “hedef” haline gelmişti.
Ancak hem Ukrayna savaşında NATO’nun öneminin artması, hem AK Parti hükümetinin savaşta “barışı kolaylaştırıcı” role soyunması, Kongre’deki Ankara’ya bakışın da yumuşamasında rol oynadı. Biden yönetiminden gönderilen olumlu tavsiye mektubunun Kongre’de de bu çerçevede kabul görmesi, F-16 satışına onay çıkması ihtimali büyük.
“ORTAK MEKANİZMA” İKİLİ DÜZEYDE HAYATA GEÇİRİLDİ
ABD yönetiminin Ankara’ya ikinci “havuç” politikası ise, AK Parti hükümetinin istediği ikili düzeyde düzenli görüşme takvimine onay vermesi;
Ukrayna savaşı öncesinde ABD, Biden-Erdoğan görüşmesinde ortaya atılan “ortak mekanizma” konusunu, herhangi zorunlu bir takvime bağlamadan, ihtiyaç duyulduğunda, bölgesel konuları ele almak için kullanmayı amaçlıyordu.
Ankara ise “ortak mekanizmanın” Türkiye-ABD ilişkilerinde doğrudan görüşmelere ilişkin yıllık bazlı kesin bir takvim içermesi için bastırıyordu.
Sonunda Ankara’nın istediği oldu. Nitekim ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın Türkiye ziyareti çerçevesinde yapılan ortak açıklamada “Türkiye-ABD stratejik mekanizmasının” resmen kurulduğu duyuruldu.
“RUS OLİGARK” UYARISI
ABD bir yandan Ankara’ya somut yakınlaşma mesajları verirken, uyarılardan da geri kalmıyor; ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımında “sopa” işlevini yaptırımlar oluşturuyor.
Rusya’dan alınan S-400’ler nedeniyle Türkiye halen ABD’nin yaptırım listesinde yer alıyor.
Buna ek olarak, ABD Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Marisa Lago’nun Ankara’ya geçen hafta yaptığı ziyarette Rus oligarklarla kurulacak ilişkiler konusunda Amerikan tarafının “uyarıları” gündeme geldi.
Rusya savaşı nedeniyle Batı dünyasının yaptırımlarına uğrayan Putin’e yakın Rus oligarklar son dönemde Türkiye’de boy göstermeye başlamışlardı. Lago Ankara’da Türk yetkililerle yaptığı görüşmeler sırasında “Türkiye, Rus oligarkların kirli paraları için havuz olmamalı” mesajı verildi.
Lago’nun Rus oligarklar konusundaki bu mesajı, ABD’de halen sürmekte olan Halkbank davası da gözönüne alındığında, Ankara-Washington ilişkilerinin geleceği açısından kritik önemde;
ABD’nin İran’a yönelik tek taraflı olarak koyduğu yaptırımlar, Halkbank gibi bir kamu bankasının New York’ta federal bir mahkemede “sanık” durumuna düşmesine neden olmuştu. Şimdi Rusya’ya yönelik yaptırımlarda Ankara’nın Rus oligarklara göstereceği olası bir “hoşgörü” Türkiye’ye yeni davaların gelmesini, yeni yaptırımların oluşturulmasını tetikleyebilir.
Amerikan karar vericileri Ukrayna savaşıyla birlikte Türkiye'nin bölgesindeki önemini, NATO içinde oynadığı kilit rolü yeniden keşfetmiş görünüyorlar ve buna yatırım yapıyorlar. Ancak Türkiye-ABD ilişkileri ısınırken, aynı sıcaklığın ABD Başkanı Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikili kişisel ilişkilerine yansıdığını söylemek ise –şimdilik- söz konusu değil.
Belli ki Washington yönetimi Başkan düzeyinde kişisel alanda adım atmak için Türkiye’deki 2023 seçimlerini beklemeye kararlı…