Küresel piyasalarda aşılama çalışmalarının başlaması, yeniden açılma teması ve büyük ölçekli yeni teşvik adımlarının desteğiyle yeni rekor seviyeleri test eden riskli varlık sınıfında yer alan hisse senetlerinde yukarı hareket etkisini sürdürüyor. Nisan ayına tarım dışı istihdam ve rekor seviyedeki ISM Hizmet endeksi gibi güçlü makro veriler eşliğinde pozitif momentumla başlayan piyasalarda, dolar endeksi ve tahvil faizlerinin geri çekildiğini gördük. Sert yükselişler ardından düzeltme eğilimin etkili olduğunu takip ettik. ABD’de piyasa beklentilerinden korkulduğu kadar sapma göstermeyen Mart ayı TÜFE verisi de bu görünüme destek oldu. İlk çeyrekte son bir yılın en yüksek seviyelerini gören ABD 10 yıllık tahvil faizi zirve seviyeden 20 baz puan civarı, dolar endeksi ise son iki ayın en düşük seviyelerine geri çekilmiş durumda.
Geçen haftaya hisse senetlerinde kar satışları ile başlayan piyasalarda ABD Başkanı Joe Biden’ın sermaye kazancı vergi oranının artırılmasını önereceğine dair haberler soru işareti yarattı. Bununla birlikte küresel risk barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksinde kısa vadeli bir düzeltme olasılığının arttığını düşünüyoruz. Yılbaşından bu yana bakıldığında Russell 2000 endeksi yüzde 15, S&P 500 endeksi yüzde 11.3, Dow Jones sınai endeksi yüzde 11.2, teknoloji endeksi Nasdaq yüzde 8.8 yükselişte. Dünyanın üçüncü ve dördüncü en büyük petrol ithalatçıları olan Hindistan ve Japonya'daki Koronavirüs (Covid-19) vakalarının yeniden canlanması, küresel ekonomide ve talepte toparlanmanın yavaşlayabileceği endişelerini artırırken, petrol fiyatları ise baskı altında kalmaya devam ediyor.
Takip edilecek önemli makro gündem konuları olarak; bu hafta Japonya Merkez Bankası ve FED FOMC toplantısı, Euro Bölgesi ve ABD’de birinci çeyrek büyüme verileri, Euro Bölgesinde Nisan ayı enflasyon verileri, ABD’de enflasyon eğilimini takip edeceğimiz FED’in önem verdiği göstergelerden biri olan çekirdek PCE verileri ve Çin Nisan ayı PMI verileri sıralanabilir. Artan aşılama oranları, ekonomilerin açılması, teşvik ödemeleri, bahar aylarının gelmesi ve hizmet sektörünün tekrar devreye girmesiyle birlikte ABD verilerinin güçlenme sinyalleri üretmeye devam etmesini bekliyoruz. Büyümeye ve istihdama yönelik güçlü verilerle birlikte enflasyonda yaz başında belirgin bir hızlanma görebiliriz. Örneğin Cuma günü açıklanan Nisan ayı öncü PMI endekslerinde ikinci çeyreğe başlarken hem büyüme hem de enflasyon tarafında güçlenme görünümünün devam ettiğini gördük. Hizmet sektörü, yaklaşık 12 yıllık anket geçmişinde kaydedilen en hızlı oranda büyüme gösterdi. İmalat sektöründe son yedi yılda görülen en güçlü büyüme görüldü. Ayrıca arz yönlü sıkıntılar, artan maliyetler ve güçlenen talep eşliğinde fiyat baskıları artmaya devam etti.
Bu hafta açıklanacak makro verilerde büyüme ve enflasyon sinyalleri aramaya devam ediyoruz. ABD’de birinci çeyrekte kişisel tüketim harcamalarının öncülüğünde yüzde 6.9 ile güçlü büyüme beklenirken çekirdek PCE verisinin Mart ayında yüzde 1.4’den yüzde 1.8’e yükseliş göstermesi bekleniyor. Euro Bölgesinde ise ilk çeyrekte yüzde 2 daralmanın yanı sıra Nisan ayında manşet enflasyonun artmaya devam etmesi, çekirdek enflasyonun ise gerilemesi bekleniyor.
Destekleyici mali politikalar devam ederken, son FED toplantısından bu yana açıklanan makro verilerin belirgin toparlanma sinyalleri ürettiğini takip ettik. FED’in bu hafta 28 Nisan’daki toplantıda herhangi bir politika değişikliği sinyali üretmesini beklemiyoruz. Ancak özellikle ekonomik tahminlerin revize edileceği Haziran toplantısı öncesinde bu haftaki açıklamalarında, hem enflasyon hem de ekonomik görünüme ilişkin daha yukarı yönlü değerlendirmede bulunması muhtemel gözüküyor. Diğer taraftan FED Başkanı Jerome Powell’ın basın toplantısında temkinli iyimser tutumunu korumasını, genişlemeci duruşun devam etmesini, ekonomiye desteğin hemen çekilmemesi yönündeki mesajını yinelemesini bekliyoruz.
Daha önce de dikkat çektiğimiz gibi FED’in Haziran ayındaki toplantıda projeksiyonlarında yapacağı revizyonların önemli hale geldiğini düşünüyoruz. FED’in son toplantısında FOMC üyelerinin faiz beklentilerinin yer aldığı dot plotta medyan beklentiye göre üyelerin çoğu 2023 sonuna kadar faiz artışı öngörmese de, faiz artışı bekleyenlerin sayısında artış olduğunu gördük. Ayrıca büyüme ve enflasyonda yukarı yönlü revizyonların olduğunu takip etmiştik. Her ne kadar şu anda gündemde olmasa da Haziran toplantısına yaklaştıkça piyasalarda “taper tantrum” tartışmalarının, parasal genişlemeden daha erken çıkılabileceğine dair beklentilerin gündeme gelebileceğini görebiliriz. Bu görünüm ise riskli varlıklara yönelik soru işaretlerine neden olabilir. Nitekim St. Louis FED Başkanı James Bullard’ın son açıklamalarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bullard, ABD'de aşılama oranının yüzde 75'e ulaşması durumunda tahvil alımlarının tartışılmaya başlanabileceğini ima etti. Bullard, ABD'de bu aşılama oranına ulaşılmasının salgının sonuna gelindiğini işaret edeceğini, bunun da FED'in tahvil alım programını gözden geçirmesi için gerekli bir unsur olduğunu söyledi.