ABD'de Kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimleri tüm dünyanın gündeminde. Bunda elbette ABD'nin Soğuk Savaş döneminden bu yana kendisini "dünyanın jandarması" ilan edip, buna göre hareket etmiş olması en geçerli neden.
Cumhuriyetçi Parti'nin adayı, eski Başkan Donald Trump uğradığı bir suikast girişimi sonrasında neredeyse Kasım seçimlerinde zaferini garantileyecekti ki, Demokratlar'dan hiç beklenmeyen bir hamle geldi; Yaşı gereği fiziki ve mental yetersizliği artık şaka konusu olan ABD'nin mevcut Demokrat Başkanı Joe Biden ikinci kez aday olmayacağını açıkladı. Demokratlar'ın Başkan adayının ise, mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris olacağı kesinleşti.
Harris'in yardımcı adayı; Tim Walz siyasette neyi temsil ediyor?
Harris, seçimlere birlikte gireceği Başkan Yardımcısı adayı olarak da Minnesota Valisi Tim Walz'i seçti.
Trump'ın kendisine Başkan Yardımcısı olması için seçtiği Senatör JD Vance, muhafazakar söylemde kimi zaman Trump'ı bile geçebilen, şahin bir siyasi karakter olarak tanınıyor Amerikan politikasında. Tim Walz ise daha sakin, ancak özellikle iki dönemdir yaptığı Valilik görevinde sonuç alan politikalarla adını duyurmuş bir politikacı.
Okullarda bedava yemek; silah alımının zorlaştırılması ve kürtajı serbest bırakan eyalet yasaları
Öğretmenlik mesleğinden gelen, bir dönem Amerikan ordusunda da görev yapmış olan Walz adını ilk olarak Minnesota'da girdiği Temsilciler Meclisi üyeliği yarışında geleneksel olarak Cumhuriyetçi seçmenlerin yaşadığı bölgeden büyük zaferle çıkan Demokrat aday olarak duyurmuştu. İki dönem Temsilciler Meclisi üyeliğinin ardından Minnesota'da Valilik yarışına giren Walz, bu yarışı da iki kez kazanmayı başardı. Özellikle ikinci dönem Minnesota Valiliği sırasında çıkmasının önünü açtığı yasalarla dikkat çekti. Bu yasalar arasında okullarda öğrencilere en az bir öğün bedava yemek sağlanması, silah satın almanın zorlaştırılması, Minnesota'nın kürtajın serbest olduğu eyaletler arasına girmesini sağlayan yasa da bulunuyor.
Walz'ın Çin macerası
Tim Walz'ın Minnesota'da yaptıkları aslında Trump-Vance'ın sözcülüğüne soyundukları Amerikan muhafazar kesiminin en karşı durduğu politikalar. Bunların dışında bir de Walz'ın geçmişindeki "Çin unsuru" var ki, Cumhuriyetçiler bunun üzerinde de "tepinmeye" başladılar bile.
Walz'ın üniversiteden mezun olduktan sonra genç bir öğretmen olarak Çin'e gidip, orada İngilizce dersleri vermiş olması, balayı için Çin'i seçmesi, Çince konuşabilmesi, Cumhuriyetçi medya tarafından hemen "Çin sempatizanı" olarak yaftalanmasını sağladı. O kadar ki, Trump döneminde ABD'nin Almanya Büyükelçiliği görevinde bulunmuş olan, Cumhuriyetçilerin sözcülerinden Richard Grenell "Komünist Çin Tim Walz'ın Kamala Harris tarafından Başkan Yardımcısı adayı olarak seçilmesinden çok mutlu" diye mesajlar paylaşamaya başladı.
Ancak geçmişindeki Çin unsurunu "sempatizanlık" olarak yansıtan Cumhuriyetçiler, Walz'ın Temsilciler Meclisi üyesiyken imza attığı Çin'deki insan hakları ihlallerini eleştiren kararlara attığı pek çok imzayı yok sayıyorlar elbette.
Cumhuriyetçiler ne propaganda yaparsa yapsın, Walz'ın Başkan Yardımcısı adaylığı Demokratlar üzerindeki "ölü toprağını" biraz daha kaldırmış gibi; Yapılan son anketlerde, ABD'de Kasım'da yapılacak Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki farkın yüzde 3'ün altında olduğu 7 eyaletin çoğunda (Arizona, Georgia, Michigan, Pennsylvania, Wiskonsin, Kuzey Carolina ve Nevada) Kamala Harris Trump'a karşı öne geçmiş görünüyor.
Gazze meselesi Harris-Walz'ı zorlayacak...
Ancak Harris-Walz ikilisini hem kampanya sürecinde, hem de seçimlerde zora sokacak unsur Gazze meselesi olacak gibi duruyor. Daha şimdiden Kamala Harris seçim mitinglerinde Müslüman Amerikalılar tarafından sıkıştırılmaya başlandı bile. Detroit'te yaptığı miting sırasında sözü Gazze lehine atılan sloganlarla sık sık kesilen Kamala Harris, konuşma metninden çıkıp, "Demokrasiye inandığımız için, herkesin sesinin duyulması elzem. Ancak şimdi ben konuşuyorum" dedi. Göstericilerin Gazze lehine sloganlara devam etmesi üzerine ise Harris, bu kez "Eğer Donald Trump'ın kazanmasını istiyorsanız, bunu yapmayan devam edin. Aksi halde ben konuşuyorum" diye çıkıştı. Harris'in bu çıkışı ise Gazze meselesinde daha hassas duran Demokrat Parti seçmenleri tarafından ciddi şekilde eleştirildi.
ABD'de seçimlere üç aydan az kaldı. Trump ve Harris hala birbirlerine oy oranı olarak yakın duruyorlar. Kalan sürede kampanya sürecinin daha da sertleşeceği kesin gibi…