Rusya eskiden, Avrupa doğalgaz piyasalarındaki gücünü korumak için, alternatif gaz boru hattı projelerini rakip görüyordu. Son yıllarda bu alanda boru hatları dışında başka rekabet unsurları gündeme gelmeye başladı. Bunlardan biri ABD’nin kaya gazı üretimiyle, doğalgaz üreticisi haline gelmesiydi.
Çıkarılan doğalgaz depoda duramazdı. Satışlar yetersiz diye açılmış kuyuları kapalı tutmanın da bir sınırı vardı çünkü. Yani bu gaz bir şekilde pazara sürülmeliydi. İşte bu nedenle LNG, yani sıvılaştırılmış doğalgaza yatırım başladı. ABD geçmişte ithalat amaçlı kurulmuş doğalgaz terminallerini ihracat için kullanılacak şekle getirmeye başladı.
Bu arada Amerikan LNG’si kendisine ana pazar olarak Avrupa’yı görmeye başlamıştı. Avrupa’ya kıyı ülkeler de LNG alım terminalleri kurmaya yöneldi.
Aslında LNG'nin boru gazına göre daha maliyetli olduğu açıktı. Ama piyasa boşluk tanımıyordu. Doğalgazı her yere boru ile götüremezdiniz. Ama sıvılaştırılmış formda tankerlerle tüketim noktalarına taşımak bazen dava avantajlı olabiliyordu. Buradan hareketle LNG lojistik ve dağıtım altyapısı sessiz sedasız güçlenmeye başlamıştı. Yani doğalgaz alanında zamanla yeni bir denge oluştuğu ortadaydı ve bunun piyasalara ciddi yansımaları olması kaçınılmazdı. İşte bu yansımalarından birine değinmek istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde çeşitli medya organlarında, özellikle iklim değişikliği, küresel ısınma, karbon salımı gibi kavramlara hassasiyeti yüksek okuyucuların dikkatinden kaçmadığını düşündüğüm bir doğalgaz haberi yer alıyordu. Haberin kaynağı, Rus doğalgaz devi Gazprom’un bir açıklamasıydı.
Gazprom, çoğunlukla en büyük pazar payı sahibi unvanını elinde bulundurduğu Avrupa ülkelerine sattığı gazın alternatifi olarak gösterilen ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgazını (LNG) yüksek karbon emisyonuna sahip olduğunu söylüyordu.
Görünen o ki, boru gazı karşısında LNG belli ölçüde bir rekabet gücüne erişmeyi başarmış durumda. Yani doğalgazın bu iki formu arasındaki rekabette fiyatın dışında başka faktörlerin de devreye girmesine yol açmaya başlamıştı. Ve bu faktörlerden biri de söz konusu ürünlerin çevre ve iklim ile ilişkisiydi. Yani tabiri caizse doğalgaz üzerinden yürüyen Rusya ve ABD enerji savaşı atmosfere sıçramıştı.