Abartmak sözcüğü Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğü’nde şöyle açıklanmış;
“Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek; şişirmek, mübalağa etmek.”
Ne dersiniz, abartma konusunu biraz içselleştirmiş ve özellikle korumacılık yönünde geliştirilmiş sürümünü hep kullanıyor olabilir miyiz?
İhracat piyasasından gelen taleplere cevap vermeye çalışan KOBİ sahibi ve yöneticilerinin, teklif hazırlarken en çok zorlandıkları konulardan birisinin fiyat olduğunu herkes kabul ediyor. Çünkü KOBİ’lerin finansmana erişimde yaşadıkları zorluklar, girdi teminindeki uygun fiyat bulmada çektikleri sıkıntılar vb. konuları hepimiz biliyoruz.
Ara sıra severek kullandığım bir özdeyiş “Ne kadar çok bahanen varsa o kadar başarısızsın” diyor.
İşletme dışı etkenler genellikle kontrolümüz dışında geliştiği için onlara bizim müdahale etme şansımız sıfıra yakın.
Ancak, işletmemizin içerisi bizim dünyamız.
Ve orada bizim yapabileceğimiz, başkalarının müdahalesine açık olmayan bir dünya iş var.
Gelelim fiyatlandırmaya…
KOBİ’lerin ezici bir çoğunluğunun, uygun maliyet muhasebesi yapmadığı çok açıktır.
Üretim süreçlerinin gerek işçilik ve gerekse makine zaman ölçümleri tahminidir.
Yeniliklere hele Yalın Dönüşüm konularına pek sıcak bakmayız. Çünkü hassas bir biçimde planlama yapıp, ölçüp biçerek yapılacak hesapların, sadece bizim bilmemize gerek olduğunu düşünerek üzerini örttüğümüz bazı verilerin açıklığa kavuşması işimize gelmez.
Zira “Kurt dumanlı havayı severmiş.”
Ancak unutmayalım ki o dumanlı hava içerisinde daha deneyimli kurtlar da dolaşıyor.
Ne yapalım…
Abartmayalım.
İhracat müşterisine vereceğimiz teklif için maliyet hesabı yaparken, iç piyasa hesaplarından farklı bir hesap yapmamız gerektiğini bilelim.
Eğer ihracat satışları cironuzun çok büyük bir kısmını kapsamıyorsa, ihracat fiyatlarınızı hesaplarken birçok gider kalemini hesap dışı tutmanızda fayda vardır.
Çünkü işletmenizi ihracat yapmak için kurmadıysanız, iç piyasa fiyatlarınız sizi ayakta tutacak şekilde hesaplanmıştır.
İhracat satışları sizin için ek bir pazar yaratır.
Bu da hele kullanılmayan kapasiteniz varsa, yatırımınızda ve işgücünüzde değişiklik olmadan satışlarınızda artış olacak demektir.
Bu durumda da ucuz değil amma uygun fiyat verebilmek için sadece ürünün üzerine binen doğrudan maliyet kalemlerini dikkate alarak hesap yapınız.
Buradan elde edeceğiniz sonuca da makul bir kâr koyarak fiyat veriniz.
Kıyaslamaları verilerle yapınız. Geçen sene işçilik şu kadardı bu sene bu kadar olur demeyin. Üretim verilerine yaslanan, verilerle kıyaslama temelinde öngörülerde bulunun ki gerçek durumunuzu bilesiniz. Bu durumda olası müşterilerinizle pazarlık ederken nerede durmanız gerektiğini net olarak bilebilirsiniz.
Hesaplamaları hep üste tamamlayarak yapılan hesaplar bize güven sağlamaz.
Tam aksine, abartılı fiyatlar vermemizi sağlayarak “Fiyatınız pahalı” dedirtir.
Yeterliliklerimizi, fiyatlarımızı, iskontolarımızı abartmayalım.
Unutmayalım “Gördüğünü abartanlar, bakmayı bilmeyenlerdir.”