Türkiye’nin 1996 yılında Gümrük Birliği'ne dahil olmasıyla Türk sanayisinin rekabet endişesi duyduğu Avrupa Birliği (AB) ile ticarette artık dış fazla veriliyor.
2018 yılında ilk kez fazlaya dönen dış ticaret dengesi, bu yılın ilk 10 aylık dönemi itibarıyla rekor seviyeye yükseldi. 3,1 milyar dolar olarak gerçekleşen 2018 yılındaki ticaret fazlası, bu yılın ocak-ekim döneminde 13,4 milyar dolara yükseldi. Fazlanın, bu yılın sonunda 15 milyar dolar seviyesine ulaşması bekleniyor. AB’ye ihracatın ithalatı karşılama oranı da bu yıl yüzde 123,8'e ulaşarak tarihi rekor seviyesini gördü. 2000’li yılların başında yüzde 50'ler seviyesinde bulunan ihracatın ithalatı karşılama oranı, izleyen yıllarda hızlı bir artış trendiyle 2015 yılında yüzde 80’i aştı. Türkiye'nin 28 üyeli AB'ye karşı ticarette son iki yılda fazla vermesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bu tablonun sürdürülebilirliği, en azından yakın dönem için zor görünüyor. Zira, dış ticarette Türkiye lehine şekillenen tablo, ihracatın yüksek oranlı artışından değil, asıl olarak genel ithalattakine paralel şekilde AB'den ithalatın hızlı düşüşünden kaynaklandı.
Nitekim, ekonomideki yavaşlamanın etkisiyle bu yılın ilk 10 ayında toplam dış ticaret açığı yüzde 53 oranında daralma kaydetti. Aynı dönemde AB'ye ihracat yüzde 0,4 oranında gerilerken, ithalattaki düşüş yüzde 19 düzeyinde gerçekleşti. Diğer bir ifadeyle, AB ile ticaret hacminde yaşanan düşüşün tamamına yakını ithalattaki gerilemeden kaynaklandı. Türkiye'nin hem ihracat hem de ithalattaki payının düşmesine karşın AB, dış ticaret ortakları arasında ilk sıradaki yerini koruyor. AB'nin Türkiye'nin ithalatı içindeki payının yüzde 55'lerden yüzde 34'e kadar gerilemesinde ise, Türkiye'nin ithalatında Çin ve Rusya gibi ülkelerin ağırlığını artırmaları etkili oldu.