60 milyon dolar ciro gören Jumbo daha çok ihracat için havalanıyor!

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Türkiye’de yıllardır tartışma konusu olan ‘fason mu marka mı’ sorusuna en ilginç yanıtlardan birini; çatal, kaşık ve bıçak markamız Jumbo veriyor. Kendisi üretim yapmayan, ürünlerinin yüzde 60’ını yurt dışındaki yüzde 40’ını yurt içindeki üreticilere ‘fason ürettiren’ Jumbo, bu yılı 60 milyon dolar ciro ile tamamlıyor. Jumbo Genel Müdürü koltuğuna oturalı henüz 3,5 ay olan Hakan Zihnioğlu ile sohbet ediyoruz. “2023’te sattığımız Jumbo markalı çatal, kaşık, bıçakları yan yana dizdiğimizde Gökçeada’dan Iğdır’a kadar gidebiliyoruz” diyerek söze başlıyor ve ekliyor: “Şu anda ciromuzun sadece yüzde 5’i ihracattan. Buna rağmen 25 ülkeye ürün satabiliyoruz. Bu yılı 60 milyon dolar ciro ile tamamlıyoruz. 2025’te ise ihracatın payını yüzde 10’a taşıyarak 75 milyon dolarlık ciro hedefi koyduk. Ülkemiz çok avantajlı bir lojistik konuma sahip. Biz de ilk etapta 3 saatlik mesafedeki pazarlarda payımızı artırmayı hedefliyoruz. Ancak, ABD de radarımızda. Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri ise doğal pazarlarımız olarak önümüzde duruyor.”

Jumbo, uzun süredir ‘marka katma değerini artırarak’ kazanma stratejisini başarıyla sürdürüyor. Türkiye’nin en köklü markalarından biri (77 yaşında) ve çatal, bıçak, kaşık denince akla gelen ilk marka olarak öne çıkıyor. Zihnioğlu, Türkiye’nin mutfak ürünleri pazarında dünyanın en büyük 5’inci üreticisi olduğunu ve bu nedenle üretimde kâr odaklı olduğumuz kadar ‘marka katma değerine’ de talip olmamız gerektiğini vurguluyor. Kendisine Jumbo’nun hikâyesini de soruyorum. Şöyle yanıtlıyor: “Firma, 1947’de, Çemberlitaş’ta küçük bir mekânda Jumbo Çatal Kaşık Atölyesi olarak kurulmuş. Üretime sarı dökümden kaşık yaparak başlamışlar. Kurucusu ise o sıralar henüz 15 yaşında olan Nubar Çolakyan. Kendisi Jumbo ismindeki dünyaca ünlü filden esinlenerek markasının adını Jumbo koymuş. Çok başarılı üretim yıllarından sonra sıkıntıya girmiş ve 2014’te Karaca Grubu ile Atmaca Grubu tarafından marka satın alınmış. Bugün modern teknolojilerle donatılmış bir marka olarak yolculuğuna devam ediyor. 2024 itibariyle 61 mağazamız ve Türkiye geneline yayılmış 200’den fazla satış noktamız var. Türkiye’nin en seçkin restoranlarının ve otellerinin de tercihi olmaya devam ediyoruz. Faaliyet alanımıza uyumlu olarak Türk gastronomisinin ulusal ve uluslararası alanda daha güçlü bir ses bulması için Michelin Rehberi, Gault&Millau, İncili Gastronomi ve Altın Kaşık gibi Türkiye ve uluslararası restoran derecelendirme rehberlerine kurumsal destek veriyoruz. Jumbo ilk uluslararası ödülünü 1966’da almış bir marka ve bugüne kadar 120’yi aşkın tasarım ödülümüz olmuş.”

Kandilli Rasathanesi’ne komşu Konut projesinde satış başladı 

60 yılı aşkın süredir inşaat, gayrimenkul, turizm, otomotiv ve elektronik sektörlerinde faaliyet gösteren Savur Group şirketlerinden Savur GYO, ilk konut projesi İV Kandilli’yi satışa sundu. Projede lansmana özel olarak şirket bünyesinde yüzde 10 peşinat ve 48 ay vade imkânı sağlanıyor. Büyüklükleri 123 metrekare ile 392 metrekare arasında 1+1 ile 4+1 arası daireler bulunan projede fiyatlar en düşük 22 milyon TL’den başlıyor. Savur GYO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sami Yıldıran, projenin 2026 yılının haziran ayında teslim edilmesini planladıklarını söylüyor. Arsa ve inşaat maliyeti toplamı yaklaşık 1,5 milyar TL’nin üzerinde olan İV Kandilli, 8 bin metrekare arsada 4 blokta 96 adet konuttan oluşuyor. Proje, Boğaz’da ayrıcalıklı bir konuma sahip ve Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi ana ulaşım arterlerine yakınlığı ile de dikkati çekiyor. En ilginç özelliği ise ülkemizdeki bütün depremlerde adını duyduğumuz Kandilli Rasathanesi’ne komşu olması. İV Kandilli, radye temel ve C35-C40 beton kullanılarak inşa ediliyor. Kendisi de çok tecrübeli bir İTÜ’lü inşaat mühendisi olan Mehmet Sami Yıldıran, depreme karşı iddialı olduğunu belirterek, “Bana kızıyorlar ama Allah korusun çok şiddetli bir deprem bile olsa projemiz dayanacak nitelikte inşa ediliyor. İV Kandilli, ‘butik bir aile sitesi’ olacak. Her bakımdan ‘iyi ki varsın evim’ dedirtecek bir proje tasarladık” diyor.

Tüm yazılarını göster