Rakam çok etkileyici değil mi?
Gerçekten de çok çarpıcı bir rakam…
Bu rakam, Çin Halk Cumhuriyeti'nin 2020 yılı dış ticaret fazlası.
İnternette yer alan haberlere göre Çin Halk Cumhuriyeti, 2019 yılında yaklaşık 430 Milyar ABD doları olan dış ticaret fazlasını, pandemide yaşanan tüm sıkıntılara karşın, sohbetimizin başlığında yer alan 535 Milyar ABD doları’na çıkartmış.
Bu da yetmezmiş gibi 2021 yılı birinci çeyreğinde ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,2 oranında arttırmış. Mart ayı artışı ise yüzde 30,6 olmuş.
Worlds Top Exports sitesinde yer alan habere göre de Çin Halk Cumhuriyeti 2020 yılı ihracatının yarısına yakınını, elektrikli makine ve ekipmanlar ile bilgisayarlar oluşturuyor. İhracatının sadece yüzde 2,9'unu oluşturan araçlar ise 75,6 milyar ABD Doları tutuyor.
Bu rakamlara erişilmesinin nedeni sadece Çin mallarının ucuz oluşu mu?
Hayır…
Çin'de yapılan üretime ait her girdinin Çin içerisinde üretilmesi mi?
Buna da hayır…
Çin parasının sürekli değer kaybetmesi mi?
Elbette hayır?
Çin ithalat yapmıyor mu?
Elbette yapıyor hem de ciddi boyutlarda…
Öyleyse bu kadar dış ticaret fazlasını oluşturan nedir?
Başka bir deyişle " Katma Değer."
Sohbetimizin dar alanında akademik tartışma yaratacak sözler söylemek niyetinde değilim.
Ancak Çin üretim tabanında ulaşılan ölçek ekonomisinin yarattığı ivmenin yanı sıra Ar-Ge konusundaki başarılarının getirisi yadsınamaz bir gerçek.
Öylesine büyük bir nüfusu barındıran bir ülkenin, teknolojik olarak gelmiş olduğu seviye, bulunduğu yeri hak ettiğini gösteriyor.
Burada hep söylediğim bir şeyi tekrar etmek istiyorum.
Ben Türk üreticilerine ve tüm iş insanlarına güveniyorum çünkü nereden nereye geldiğimizi çok iyi biliyorum ve buradan devam edelim.
Çin üreticilerine destek vermedi mi?
Verdi, hatta küresel rakiplerini rahatsız eder boyutlarda verdi.
Ancak Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) girdikten sonra bu destekler, DTÖ kuralları çerçevesine getirilme yönüne çevrildi.
Çin kişi başına milli geliri nedir?
2019 yılı için 10 bin ABD dolarının biraz üzerinde.
Buraya da 2010 yılındaki yaklaşık 5 bin ABD Doları’ndan geldiğini de hatırda tutmamız gerek.
Biz daha önce bu konuda Çin'den daha ilerideydik, şimdi neredeyiz.
Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) yaptıkları açıklamalarda, ihracatın büyümeye olan katkısını gururla vurguluyorlar.
Çok haklılar ve hiç kuşku yok ki gurur duyulması gereken bir konu.
Ancak varılan boyutlar yeterli değildir…
Geçen sohbetimizde “İhracat Ekosistemi Yaratalım” diye başlık atmıştım.
Bunun başarılabilmesinin ölçülebilen ve sürdürülebilir hedeflere bağlı, kararlı bir tempo ile çalışma sonucunda olabileceği kuşkusuzdur.
Biraz ilgisiz gibi görünse de şunu söylemek isterim, bugünkü erkekler yüksek atlama rekoru 245 cm'dir ve buraya da 200 cm. yükseklikten gelinmiştir. Rekor 200 cm. iken hedef 245 cm. olmamış ancak sürekli aynı yönde belirli hedeflere yönelik çalışılarak zamanla bu rekora varılmıştır.
Çin'e bakarak kendimizi onlarla kıyaslamıyorum amma ekonomimizin neden bu kadar kırılgan ve ihracatımızın neden bu kadar edilgen olduğunu düşünmeden de duramıyorum…