Ofis mobilyası denildiğinde ilk akla gelen markalardan olan Nurus, 45 bin metrekarelik fabrikasının önemli bir bölümü Ar-Ge’ye ayırmış durumda. Kuruluş, yaptığı çalışmalarla aynı zamanda bir teknoloji üssü haline gelmeyi hedefliyor.
Nurus teknoloji yatırımları sayesinde sadece mobilya değil, savunma sanayinde drone, hava kuvvetleri için uçak, havayolları şirketleri için özel yolcu koltuğu da yapacak güç ve yeteneğe erişmiş durumda.
Kuruluş, TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilen İMECE’nin ABD’ye taşınmasını sağlayacak olan yüksek teknolojili taşıma kabinini üretiyor. Kalabalık ofisler için ürettiği ‘Akustik Pod Calma’ isimli ürününün patentini ve teknolojisini Çinlilere satarak, önemli bir ilke imza attı. Ürün Avustralya’dan Hollanda’ya kadar birçok ülkeye satılarak önemli bir başarı elde etti.
Geçtiğimiz günlerde görüştüğüm Nurus Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Baş Tasarımcısı Renan Gökyay, son yıllarda özellikle ‘nesnelerin interneti’ konusuna odaklandıklarını en büyük hedeflerinin ihracatlarını artırmak olduğunun altını çizdi.
20022 yılını nasıl kapattınız? Büyümeyi başardınız mı?
2022 yılını 46 milyon Euro’luk satışla kapattık. 2023 yılını 70milyon Euro satışla tamamlamayı hedefliyoruz. 2022 yılında satışlarımızın %35’ini ihracattan sağlarken, 2023 yılında ihracat payının 2022 yılına göre %50’lik artışla gerçekleşeceğini öngörüyoruz. 35 ülkeye ihracat yaparken, bu ülke sayısını bugün 50’ye çıkardık. Ortadoğu’dan ve Afrika kıtasından birçok ülkeyi ihracat listemize ekledik. İhracat rakamlarımızla Türkiye’de lokal şampiyon olmak ve buradaki etkinliğimizi artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Yeni yatırım planlarınız ve hedefleriniz neler?
Nurus olarak pandemi öncesinde aldığımız kararlar doğrultusunda yatırımlarımıza başlamış, pandemiyle birlikte de bu yatırımlarımızın ne kadar doğru olduğunu anlamıştık. Teknolojiye olan daimî yatırımlarımız sayesinde de tüm ihtiyaçlarını yüzde 95 oranında kendisi karşılayabilen bir “teknoloji üssü”ne dönüşmeyi başardık.
Yüksek yatırım ve vizyonla geliştirdiğimiz ofis mobilyaları yüzde yüz yerli sermaye ile dünya standartlarında üretiliyor. Doğal ahşabı hassaslıkla işleyecek, plastik enjeksiyonda, alüminyum enjeksiyonda ve poliüretanda kendi kalıplarımızı üretiyoruz. Birçok ürünü kendimiz üretmek ve dışa bağımlılıktan kurtulmak için yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. 2022 yılında 10 milyon euro’nun üzerinde fabrika ve ekipman yatırımı yaptık. 2023 yılında da aynı şekilde yatırımlarımız devam edecek.
Ar-Ge yatırımlarınız ve altyapınız nasıl?
45 bin metrekarelik fabrikamızın önemli bir bölümü Ar-Ge’ye ayrılmış durumda, yaptığımız çalışmalar ile teknoloji üssü olmayı hedefliyoruz.
Nurus, Türkiye’de ofis mobilya sektöründeki ilk teknoloji ve Ar-GE üslerinden biridir. Nurus’un içinde yaklaşık 45 ayrı mühendislik birimi çalışır. 20 seneyi aşkın zamandır özellikle yapmış olduğumuz yatırımlarda insan normlarına uygun nasıl gelişimler olması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda Almanya’da bu konuda araştırma yapan Fraunhofer Enstitüsü’nün ‘’Office 21’’ denen araştırma grubunun da içerisinde yer alıyoruz. Yaklaşık 10 yıldır da çeşitli üniversitelerle postüral bozukluklarla ilgili çalışmalar yapıyoruz.
Kompozit malzemeler alanında yaptığımız çalışmalar drone imalatında, uçak gövdesi imalatında kullanıldığı gibi otomotiv sektöründe karavanlarda da kullanılıyor.
Ses alanında yaptığımız çalışmalar ile ofislerde gürültü ve dikkat dağıtan kontrolsüz ses yayılımının önüne geçecek tasarımlar yapıyoruz.
Artık okulda çınlayan ortam sebebi ile bağırarak konuşmaya başlayan çocuklarımızın alışkanlıklarını değiştirebilmek için sınıflardaki sesin yayılımını da içeren yüzlerce vakayı incelediğimiz çok özel bir akustik laboratuvarımız ile yeni tasarımların peşindeyiz.
Entegrasyon çalışmalarınız nasıl ilerliyor?
Nurus olarak dikey entegrasyon konusunda öncüyüz ve kendi parçalarımızı rahatlıkla üretebiliyoruz. Mobilya üretiminde yurt dışından almak zorunda kaldığımız çok sayıda parçayı kendimiz üretebilmek amacıyla önce bunların makinelerini ürettik, ardından ihtiyacımız olan parçalara yöneldik. Nurus’un parça temini ve ürün sürekliliği konusunda çok daha özgür ve güçlü olmasını sağladı. Bu iş aynı zamanda yerli üretim oranımızı da hayli yukarılara çekmiş oldu. Tesislerimizde dikey entegrasyonu tamamladık. Dikey entegrasyon yolculuğumuz sırasında 10 milyon Euro’luk yatırım yaptık.
Yurtdışında neler yapıyorsunuz?
Yurtdışı pazarlara etkinliğimizi artırıyoruz. İngiltere, Hollanda, Hong Hong, Avusturya, Yeni Zelanda gibi ülkelerde Nurus imzası var. (Calma)
Havaalanları ile olan çalışmalarımız ciddi şekilde devam ediyor ve şu anda hali hazırda etrafımızda havaalanları ve bu terminaller konusunda iyileştirmeler mevcut şu anda hem Afrika bölgesinde hem Kuzey Afrika’da hem Türki Cumhuriyetler diyebileceğimiz bölgelerde birçok havaalanı projesi var.
Biz tasarım konusunda birçok uluslararası şirketle de çalışmaktayız ve aşağı yukarı son 15 senedir yaptığımız iletişimle yatırımlarla bize ciddi bir şekilde talep geliyor. Burada da tamamını kalıp yatırımdan bütün işlemleri kendi içimizde yapabilmek bizi ayrı bir pozisyona sokuyor çünkü bu sektörde yaklaşık 10-12 tane uluslararası firma var ve bu firmaların sadece ancak 4-5 tanesi kendi üretimlerini yapabilen şirketler. Diğerleri ise uzak doğu ve başka taraflardaki kaynaklarda yarı mamul üretip bunu teslim eden bir vaziyetteler.
İhracatta yakaladığınız büyümeyi neye bağlıyorsunuz?
Türkiye’nin yerli üretim miktarını artırmış olması, Türkiye’de mobilya imalatçılarının özellikle ciddi yatırımlarda bulunması, tasarım ve Ar-Ge tarafında yaptıkları gelişmeler sektörü aslında yurt dışında bilinen bir oyuncu haline getirdi. Biz de Nurus olarak, ciromuzun %35-%40’lık dilimini ihracatla kazanıyoruz. Projeli satışlarla da bu rakamlar giderek artıyor. Gelecekte hedefimiz ciromuzun %30’u civarındaki kısmını yurt içi pazarlardan, %70’lik bölümünü ise yurt dışı pazarlardan yapmak. Aynı zamanda pandemiyle birlikte birçok yabancı şirket çalışanlarının evlerine ofis koltuğu gönderdi.
Pandemi ofis mobilyasına olan talebi artırdı. Siz bu dönemde ne tür inovasyonlar yaptınız?
Pandemi ile birlikte dönüşen çalışma şekillerinin tümüne uygun ürün ve çözümler sunuyoruz.
Pandemi öncesinde de “future of work” alanında çalışıyorduk ve 10 yıl öncesinden “wellness-worklife balance” konusunda çalışmaya başlamıştık.
Uluslararası 4 ödüle sahip tasarımımız Me Too ofis koltuğu bugün 18 yaşında. Vücuda tam uyum sağlayacak kusursuzlukta tasarlanmış bir mekanizmaya sahip olan MeToo, arkaya doğru yatıp dinlenmek için başlık ve bel desteğine sahip. Ayrıca arkaya doğru esneyip kişiselleştirilebiliyor. Bu da “wellness-worklife” tarafında çok uzun yıllardır emek verdiğiniz bir ispatı.
Bizim için ofis koltuğu çalışanlar için yapılacak en önemli yatırım, çalışma koltuğunu sağlığı koruma ekipmanı olarak görüyoruz.
Dönüşüme ayak uyduran ürünlerimize başka bir örnek: Ofislerde özellikle bugünlerde sıkça katıldığımız online toplantılarda yaşadığımız ses sorununa da çözüm sağlayan, ileri teknoloji ses geçirmeyen izole bir kabin ürettik. Calma adını verdiğimiz ürün Avustralya’dan Hollanda’ya kadar birçok ülkeye satıldı.
Sürdürebilirlik için hangi projeleriniz var?
Tasarım, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının da temelindeki bakış açılarından biri olan sürdürülebilirlik yaklaşımı, şirketimizin diğer çalışmalarında da esas alınıyor. Nurus olarak üretimde kullandığımız malzemelerin uluslararası norm ve standartlara uygun, sertifikalı, geri dönüştürülebilir ve doğa dostu olmasına dikkat ediyoruz. Güneş Enerjisi yatırımı ile enerji giderlerini yaklaşık %75 oranında düşürdük. Dünya sürdürülebilirliği adına önemli bir adım attığımızı düşünüyoruz. Yıllık 3 milyon 127 bin kWh enerji üretimi ön görüyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımı ile karbon emisyonu anlamında yaklaşık 2 bin 200 ton azalma sağlayıp, Türkiye’ye örnek olmayı amaçlıyoruz.
Enerjimizin %100’ünü yenilenebilir enerjiden sağlamak için çalışmalarını sürdürüyoruz.